Fourty eight

1.1K 138 108
                                    


Bölümlerin vote sayılarına bakıyorum farklar var bazıları 30 vote iken bazıları 40-44 arası bu saçmalığı anlamıyorum okuyorsanız bütün bölümleri oylayın..

Ayrıca hiç yorum atmıyorsunuz ben demesem bile atın tamam mı? YORUM OLMAZSA FİCE BÖLÜM ATMAM - ŞİMDİ GİDİN ATMADIĞINIZ BÖLÜMLERE DE ATIN 👌🏻

tehtidimi de yaptım şimdi okuyun bölümü 👍🏻 💜

-

"Bana peçeteliği uzatabilir misiniz?" Taehyung, Sung woon ve Jimin'in ortasında duran peçeteliği gösterdi.

Tae içinden 'lütfen istediğim etkileşim gerçekleşsin.' diye geçirdi. Sadece birkaç saniye içinde ikiside aynı anda peçeteliğe uzandı. Tam da istediği gibi.

Sung woon ve Jimin'in parmakları birbirine değmiş, o anda birbirlerine bakmışlardı.
En köşede oturan Jungkook sabrının sınandığını hissedebiliyordu. Sung woon'un Jimin'e olan yakınlığından hiç hoşnut değildi ve buna karışabilecek konumda olmaması canını sıkıyordu.

Tae ise 'Tanrının sevdiği kuluyum' diye içinden kahkaha atıyordu. Jungkook daha fazla kudurmalı, Jimin'e sahip olmadığı ve o koca egosu yüzünden elinden kayıp gittiğini düşünmeliydi.

Jungkook ikilinin daha fazla bakışıp gülüşmesine dayanamamış kendi önündeki peçeteliği sertçe Taehyung'un önüne bırakmıştı.

"Tam bir drama sannesi yaşadık, Minie." Sung woon peçeteliği eski yerine koyduğunda söyledi. Jimin gülerek yanıtladı. "Ah cidden, bir an kaldım öyle."

Tae keyifli bir halde tabağına koyduğu çilekleri ağzına atarken bir yandan sakin olmak için suratını kasan Jungkook'u izliyordu.

Hoseok, sevgilisinin duyabileceği bir şekilde mırıldandı. "Sonunda Jungkooktan dayak yiyecekmişsin gibi hissediyorum. Daha fazla uğraşma."

"Jimini ağlattığı gün aklıma geldikçe az bile diyorum, baksana şuna nasıl bozarıyor?" Hoseok kısa bir anlığına gözlerini Jungkook'a değdirip tekrar sevgilisine döndü. "Gerçekten akıllanmayacaksın sen."

Tae, sevgilisin boynundan öptü."Bildiğin bir şeyi söylemene gerek yok."geri çekildiğinde Hoseok buna sadece iç çekmekle yetinmişti.

"Bugünkü çekimlere geldiğimiz için şanslı hissediyorum, dizinin bitmesine az kaldı malum." Taehyung ortaya attığı cümlenin ardından ekledi. "Bu bittiğinde bir bakıyormuşuz ikiniz başka bir dizide başrol olmuşsunuz."

"Jimin ile yine aynı sette olabilmeyi isterim, güzel olur." Sung woon, Tae ile anlaşmış gibi Jungkook'un sinirine dokunacak kelimeler seçiyordu.

"Değil mi? Birlikte bir dizi daha çekin. İkinizi aynı karede görmeyi seviyorum, çok iyi oynuyorsunuz, uyum-"

Cümlesinin devamı gelemedi çünkü Jungkook elindeki bardağı parçalamıştı. Bütün gözler kanayan ele odaklandığında Jimin bir şey demeden kalktığı masadan biraz sonra yardım çantasıyla geri döndü.

Kırık cam parçaları tende yapışık bir şekilde duruyordu. Jimin peçetelikten peçete çıkarıp önce kanayan yeri temizledi ardından kırık cam parçalarını yavaşça çıkarıp peçeteye bıraktı.

Kan hala akmaya devam ediyordu hatta gereğinden fazla gibi gözüktüğünden Jimin endişelenmişti.

"Bu kadar endişelenme alt tarafı biraz kanıyor." Jungkook, Jimin'in üzgün suratını görünce konuşmadan edememişti.

"Resmen bütün cam parçaları tenine batmış biraz kanıyor diyorsun?" Jimin tekrar cam parçası kalmış diye kontrol etti. Bulamayınca tendüryöt sürüp sargı bezini derin gözüken yere göre ayarlayıp bantladı.

𝐃𝐚𝐤𝐚𝐫𝐚𝐭𝐚𝐢 𝐨𝐭𝐨𝐤𝐨Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin