Fourty one

1.2K 141 42
                                    

Selam gençlik ;)
Vote ve yorumlarınızı eksik etmeyin, bu bölümü yazmak bana çok zamana mal oldu lütfenn bol yorum istiyorum motive edin beni 🥺

-

Jungkook asırlar gibi geçen zamandan sonra diğerinden bir cevap alabildi. "Davet etmek sorun değil ama içeri girdiğinde kargaşa çıkarmandan hoşnut olmam."

Tek kaşı havadayken sorgulayıcı ifadesiyle sarışına baktı."Kargaşa çıkarmamdan hoşnut olmayacaksın ha? Senin istediğin tam da bu değil miydi?"

Sarışın yüzüne yerleştirdiği tatmin gülümsemeyle konuştu. "Bana istediğimi vereceksin yani? Vay canına Jungkook, beni şaşırtmaya devam ediyorsun."

Minik tombul parmaklarıyla evin içerisini işaret edip girmesini söylediğinde Jungkook bir tarzan gibi hızlı adımlar atıp salona geçmeden hemen önce söylemişti. "Daha çok şaşıracaksın o zaman."

Salonun sol tarafında duran üçlü koltukta rahat bir pozisyonda oturan Sung woon'u görünce içinden söylendi. 'buraya ilk gelişi değil mi? Nasıl bu kadar rahat olabilir?'

Daha sonrasında Sung woon'un rahatını bozmak için yanındaki boş yere oturup ona gereğinden az alan bıraktı.

"Dağdan mı indin? Düzgünce otursana." Sung woon homurdanarak Jungkook'un genişçe açtığı bacaklardan birine tekme savurdu.

Jungkook vurduğu yere kısaca bir bakış atıp kabaca söyledi."Sanane benim oturuşumdan, işine bak."

"İşime bakıyorum zaten rahatımı bozuyorsun." Sung woon biraz olsun bile bu adamın yakınında durmak istemiyordu. Kasıntı herifin tekiydi ona göre.

Jimin içeriye girdiğinde ikisini birbirine karşı köpürür vaziyette bulmasına hiç şaşırmadı. Sakince tekli koltuğa oturup onların kendi halinde dalaşmasını izledi.

Jungkook'un kendini gölgede bırakan kişilere karşı bir öfkesi vardı ki Sung woon'a karşı öyleydi. Üzerine serpilmiş kıskançlıkta vardı tabi.

"Oh Jimin, buradaymışsın." Sung woon ayaklanmak üzereyken Jungkook onu geri koltuğa itti. "Olduğun yerde dur." Hemen ardından tchlayıp ekledi. "Ya da hiç konuşmasanda olur."

Sung woon gözlerini devirip söylenmek için ağzını aralamıştı ama Jimin'in sesiyle geri kapadı. "Bu sıralar konuşmamak konusunda kimse seni geçemez, Jeon Jungkook."

Cümlenin altında yatan ima çok büyüktü bu Jungkook'u dumur etmişti. Evet, bazı şeyleri kabullenmemekte ısrarcıydı ama bu onun için kolay olduğu anlamına gelmezdi.

Anne ve babası ona pek iyi örnek olmamıştı. Şefkatlerini aşılamak yerine iyi bir konumda olması için onu eğitmişlerdi. Küçük Jungkook o zaman bazı şeylerin farkında değildi, ailesinin ona sevgi göstermek için bu yolu seçtiğini düşünerek dediklerini yapmış, gördüklerini zihnine kazımıştı. Ve böylelikle büyüyünce ukala, kendini beğenmiş, insanları hor gören bir hale dönüşmüştü.

Bu haline o kadar alışmıştı ki bunun dışında yaptığı hareketler ona fazla geliyordu. Duygularını dışa vurmak için o korkutucu kabuktan kurtulması gerekliydi. Sadece biraz zaman..

---

İlerleyen vakitte Jimin cips dolu kaseyi sehpaya bırakıp üçlü koltuğun ortasına oturdu. İki yanında kendi cüssesine nazaran daha geniş yapılı iki kişi durduğundan çok rahat bir pozisyon alamamıştı.

Jungkook filmin başlangıcında esnediğinde diğer ikilinin dikkatini çekmişti. Jimin yargılayıcı bir tonda konuştu."Şimdiden sıkıldığını söyleme."

𝐃𝐚𝐤𝐚𝐫𝐚𝐭𝐚𝐢 𝐨𝐭𝐨𝐤𝐨Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin