Bir adam vardı. İşinin ehli, tüm ülkesinde saygı gören ve takdir edilen bir adam... Lord Benjamin Drake.
Bir kadın vardı. Ülkesinin küçük bir kasabasında ailesi ile yaşayan, nişanlısı ile geleceğini planlayan, huzur dolu bir yuvaya sahip bir kadın. Rosalie Valerie.
1800'lü yıllarda, farklı ülkelerde yaşayıp bambaşka hayatlar süren Benjamin Drake ile Rosalie Valerie'yi birleştiren ise büyük bir cinayet olacaktı. Ortada yanmış olan dört ceset ve harap olan bir hayat vardı. İş dünyasında ise kimsenin cesaret edip kandırmaya cesaret bile etmediği bir adam ise ihanete uğramış, dolandırılmış, iftiralara da kurban gitmişti.
Şimdi ise ortadan kaybolan katiller, cinayetin sebebi ve intikamdı söz konusu olan. Ve devamında yasak olana duyulan tutku, istek, arzu... doğacak bir birliktelik... korkusuz bir kaos... pervasız bir silsile meydana gelecekti...
(Gelecek bir bölümden kesit)
🥀🕯
"Başlarda korkutucuydu, kabustu. Ama iyiydi, korkmaktan korkmam. Aksine, hoşuma gidiyordu. Tek problem erken kalkıyordum. İki buçuk saat erken kalkmak nasıl berbat bilemezsin!" Sıkıntılı bir şekilde içimi çektim. İşi şakaya vurup hem utancımı gizlemeye çalışıyor, hem de kendi kendimi rahatlatmaya çalışıyordum. "Ama şimdi, rahatsız olduğum her şey var. Vicdanımla, suçluluk duygularımla, iğrendiğim her şeyle oyun oynuyor. Unutmak istediğim her şeyi bana hatırlatıyor." Sesim titredi. Hayır, ağlamak istemiyordum. Sırası değildi. Yutkundum ve duraksamamı biraz uzun süre tuttum. Lord Drake, karşımdaki koltukta ciddi bir şekilde oturup, dikkatini topladığı gözlerini üzerime dikmişken sakinleşebilmek biraz zordu. Beni dikkatle dinlediği için şikayetçi değildim. Aksine minnettardım. Ama bakışları öyle keskindi ki... Bedenimin her yerine iğne gibi batıyordu. Seslice yutkundum. Devam edebilmek adına titrek bir nefes aldım.
"Sanki kafamın içinde biri var ve unutmak istediğim her şeyi zihnimin savunmasız olduğu anlarda farklı senaryolarla aklıma getiriyor. Gözlerimi kapatıyorum; unutmak istediğim insanlar, unutmak istediğim duygular, hepsi orada. Her gece, gözlerimin önünde. Bu ben olamam. Oradaki ben değilim. Ben kendime bunu yapmam." Korku dolu bir bakış attım. Gözlerim iri iri açıldı. Öyle iri açtım ki mavi gözlerimi, kenarları acıdı.
"Aklımda kim var böyle Benjamin?" İlk kez ilk adı ile samimi bir şekilde sesleniyordum ona. Beni dikkatle dinlerken, anlayabilsin de istiyordum. Artık karşısında güçlü kalmak, gururumun kölesi olmak değildi derdim. Beni bu kabuslardan kurtarsın istiyordum. Bana yardım etsin istiyordum. Tanrım, uyumak istiyordum!
"Bana neden geldin?" Her zamanki duygu barındırmayan sesi hakimdi konuşmasına. Ama bu beni her zaman olduğu gibi kötü hissettirmedi. Acı çekiyordum, korkuyordum ve onun bana karşı kayıtsızlığı umurumda bile değildi.
Cesaretimi topladım. Toplamak zorundaydım. Ne yapacağımı bilmiyordum ve bana yardım edecek birine ihtiyacım vardı. "Ben... Bu gece de seni gördüm. İlk kez ailemi, nişanlımı ya da dostlarımı değil, seni gördüm." Derin bir nefes aldım. Hala kabusun etkisindeydim ve korkum biraz da bundan kaynaklıydı. Karşımda olmasına rağmen rüyanın etkisi geçmemişti. "Bu sefer sen yanıyordun. Ben sadece... sadece senin de gitmediğinden emin olmak istedim." Sözlerimin sonlarına doğru ayağa kalktığı için yavaşça kısıldı sesim. Ağır ağır yaklaştı. Adımlarının tadını çıkara çıkara geldi bana.
Bir adım önümde durdu. Onun yatağında oturuyordum. Ve önümde tüm heybeti ile duruyordu. Korkuma bir sebep daha eklendi. Korkularımı yok etmeme yardım etmesi için gelmiştim. Çünkü böylesine kabuslarla uyuyamıyordum. Her gün sarhoş gibiydim. En son çıktığım görevde de verimsiz olduğum kadar zararlıydım da. Bunun sona ermesi gerekti. Bana yardım etmeliydi.
"Yani benim de ölmediğime emin olmak için geldin." Bu bir soru değildi. Elindeki alkolünden bir yudum aldı. Neredeyse bitmek üzereydi. Sarhoş değildi. Ben odaya girdiğimde ilk bardağını doldurmuştu ve hala o bardaktı. Ayıktı ve beni dinliyordu. Ve çok doğru bir çıkarım yapmıştı. "Bana ihtiyacın olduğu için geldin." Son kısmı da başına dikip bardağını bitirdi. "Sana yardım etmem için geldin." Bardağı hızla duvara fırlattı. Gelen gürültü ile irkilip ellerimi arkama yasladım biraz geriye doğru eğildim. Bana bir adım daha atıp tam önümde durdu.
"Farkında mısın? Ne olursa olsun bana geliyorsun. O burnunu havaya dikip kendinden ödün vermezken bile hep bana geliyorsun." Eğildi. Kalçalarımın hizasında ellerini yanlarıma koydu ve yüzüme doğru eğildi. Zehir yeşili gözler beni esir aldı. "Boşlukta attığım çığlık gibisin Rose. Ne olursa olsun bana geri geliyorsun." Yüzünü yüzüme yaklaştırdı. Öylesine yakındı ki. Artık kabuslarımı bile unutmuştum. Ondan korkuyordum. Ufak bir duygu belirtisi gösterse problem olmayacaktı. Ama o bardağı fırlatırken de, bana bunları söylerken de sinirli bile görünmüyordu! "Ve o çığlık olarak, içimdeki her şeyi temsil ediyorsun."
Sıcak nefesi dudaklarımın arasından kayıp ihtiyacım olan oksijeni sağladı. Son birkaç saattir, nefes alabildiğimi hissettim.
🥀🕯
Bu isimde yazılan başka bir eser yok. Lütfen alıntı çalıntı olmasın. İlk kez böyle bir uyarı yapıyorum çünkü benim için çok önemli bir eser olacak.
Hem tarihi, hem romantizm, hem polisiyemsi bir hikaye yazmayı da deneyimlemek istedim. Tarihe aşık bir insanım ve bunu da deneyimlemeye başlamış olmak benim için tarif edilemez bir sevinç.
Hazır mıyız?Diğer hikayelerimden de bilineceği üzere, +18 ögeler mevcut. Hikayenin içerisinde küçük sürprizler olacak.
Bölümler diğer hikayelerimden kat ve kat daha uzun. Zaten yukarıda verdiğim uzun kesitten de anlamışsınızdır. Kesit bu kadar uzunsa...
Yani beni oldukça yoracak bir hikayeye adım atıyorum. İlk kez farklı türde kurgumu buraya tamamen yansıtmayı hedefledim. O kadar heyecanlıyım ki, heyecanımı nasıl tarif edebilirim bilemiyorum.
En iyisi siz tüm bunları gelecek bölümlerde okuyun, çok çok sevgili okurlarım...
(Bir de, eskiden hikayelerim için instagram hesabı kullanıyordum ama bazı aksilikler yüzünden kapandı. Uzun süre sonra tekrar açtım. Gelecek bölümler için kesitler, duyurular tarzı şeyler paylaşmak için. Pervasız Silsile bölümleri biraz daha biriktikten sonra gelecek. Ama instagram hesabından gelecek bölümlerle ilgili kesitler paylaşacağım. Ve, daha samimi ortam için. Gibi gibi... Kullanıcı adını bırakıyorum.
eflalreyya )
Öyle ise, başlayalım...🥀
![](https://img.wattpad.com/cover/293348466-288-k85459.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PERVASIZ SİLSİLE (+18)
Aktuelle LiteraturBir adam vardı. İşinin ehli, tüm ülkesinde saygı gören ve takdir edilen bir adam... Lord Benjamin Drake. Bir kadın vardı. Ülkesinin küçük bir kasabasında ailesi ile yaşayan, huzur dolu bir yuvaya sahip bir kadın. Rosalie Valerie. 1800'lü yıllarda...