affet jeongin baba

1.1K 110 55
                                    

Minho

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Minho

Her şeyi berbat ettiğinizi anladığınızda ne yaparsınız? Hatanızı telafi mi etmeye çalışırsınız yoksa bahane mi ararsınız hemen? Suçlayacak birini yahut Tanrı'nın adaletsizliğini...

Ellerimle yavaş yavaş Jisung'un saçını okşuyorum kendi cevabımı düşünürken. Ben ikinci kısma giriyorum. Saf olduğuma inanıyorum ve tüm bu hatalarımın kaynağının içimdeki şeytan olduğunu söylüyorum kendime. Muhakkak içimde bir şeytan var, benden bağımsız değil iddia ettiğimin aksine. Şeytanın ta kendisiyim ben.

Ona yaptığım tüm tutarsız davranışlar geçiyor bir bir aklımdan. Onla başında kuramadığım sağlıksız ilişki ve ondan beklediğim fedakarlıklar... Belki de sevmeyi bilmiyorumdur diyorum içimden.

Tüm bu kaygısız davranışlarım ve kendini bilmez hallerimin, kendimin ve Jisung'un canını yaktığına eminim. Onun için değişmek istiyorum.

''Çok üzüldün mü?''

''Her gece ağladım. Bunu soruyorsan eğer.''

''Özür dilerim.''

''Özürlerin bir anlamı yok artık Minho.''

Kolları beni daha da sararken yüzünü sakladığını fark ediyorum. Düşündüğü şeyi anlamamı istemiyor belli ki.

''Saçların çok güzel kokuyor, sen de çok güzel kokuyorsun.''

Onu öpüyorum yanıt beklemeden. Bunun hoşuna gittiğini biliyorum çünkü. Can sıkıcı şeyler yerine onda kaybolmak istiyorum.

''Sensizken en çok dokunuşlarını özlediğimi hissettim. Bunlar kaybetmekten korktuğum şeyler.'' diyor bana bakarak. 

O an hayatımda ilk defa sevdiğimden çok sevildiğimi hissediyorum.

''Ben de, ben de seni kaybetmekten deli gibi korkuyorum. Ve her gece Jisung, seninle kurduğum geleceği düşlüyorum.'' Soluk almadan sözlerime devam ediyorum.

''Şimdi bana ne yapmam gerektiğini söyle. Seni artık üzmemek ve sana layık olmak için yapmam gereken şeyi söyle.''

Sözümü bitirir bitirmez parmağını dudaklarıma bastırıyor. ''Şşş. Sana bir şey yapmanı söyleyemem Minho. Ama beni sevdiğini gözlerinden anlayabiliyorum. Bu beni çok mutlu yapıyor. Kendin ol yeter, zaten bana layıksın.''

''Ne söylemem gerektiğini bilmiyorum Jisung. Tüm yıldızlara sahip olsaydım şayet, hepsini sana verirdim. Belki böyle gösterebilirdim seni ne kadar sevdiğimi.''

''Kendini bana versen yeter. Çünkü sen evrendeki tüm yıldızlardan daha parlaksın Lee Minho''

...

''Ulan Felix SİKTİM SENİ!''

Omg sayın seyirciler, kaos. Jeongin uzun bir süre sonra eve geldi ve odasını darmadağın halde buldu. Bunun için çok öfkeli. Umarım bizi sikmez, amin.

''Ay Jeong sakin ol ayol! Oda bu, dağılır da toplanır da.''

''Kodumun Minhosu. Felix kullanılmış kondom koymuş odama. Gel de temizle o zaman!''

''IYY! İğrenç insan. Kim bilir kimi sikti...''

Seungmin'in içtiği su boğazında kalıyor arkadaşlar. Gebersin yarak ne bok yediğini biliyorum.

''Sikmemiştir belki hemen kötüyü düşünmeyin.'' dedi Seungmin.

Jeongin eline geçirdiği şeyi Felix'e fırlattı. Onun bir kapı kolu olduğunu havadayken anlamıştım. Neyse ki Felix bundan atletik hareketleriyle savruldu yoksa allahına kavuşurdu yeminle.

''Bİ DE VERDİN Mİ FELİX!? BEN SENİ ELİN YAVURUNA VER DİYE Mİ YETİŞTİRDİM FELİX?!''

''Of Jeong daddy sadece bir kere yemin ederim.''

Jeongin'in içinden çıkan Hulk ortalığı yerle bir ediyordu. Bir ara Felix ve Seungmin'den bana geçtiğinde resmen odanın tavanına atladım. Böyle bir potansiyelimin olduğunu ben de bilmiyordum cidden.

''Jeongin yarağını yiyim dur nolur. Orası ameliyatlı yerim ahh!''

Ev zaten birbirine girmişken Jeongin de o evi bize girdirmişti. Sikmekten beter ettiği kalçamı tutarak çalan kapıya koştum. O kişi kimse cennetlikti.

Gelen Hyunjin'di. ''Komşularım ne oluyor? Biraz zorlasanız bina yıkılacak.''

''Nolur bize yardım et Hyunjin.'' dedim son nefesimle. Ondan sonra da yere yıkılmıştım zaten.

Hyunjin içeri girmesiyle geri çıktı. ''Sıçmışlar eve, ne haliniz varsa görün. Bi de benim için vur Jeongin!''

...

Gözlerimi açtığımda salonun halısına uzanmış yatıyordum. Yanımda Seungmin ve Felix de vardı. Ve ev topluydu. 

Benden sonra o ikisi uyandı zaten. Jeongin elinde kahvesi, oturmuş koltuğa bizi izliyordu.

Hemen kalkıp esas duruşa geçtik.

Parmağını tehditkar bir şekilde salladı. ''Bir daha evi bu şekilde görürsem sizi parçalara ayırır köpeklere veririm.''

''Affet Jeongin baba.''

''Yaptık bi hata bağışla.''

''Büyüksün baba.'' dedim ben de. Umarım gözünde yükselirim.

Kahvesinden bir yudum aldı ve elini havada salladı.

 ''Yıkılın şimdi karşımdan.''





















jeongın daddyyy

kendınden buyuklerı pataklayan reıs jeongın fıkrıyle yazdım bu bolumu kardes

oy verın tm mı gecelerı aglıom

bys

quantum, minsung ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin