Your Lips, My Lips, Apocalypse

2.1K 122 106
                                    

"Go and sneak us through the riversFlood is rising up on your kneesOh, pleaseCome out and haunt meI know you want meCome out and haunt me"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Go and sneak us through the rivers
Flood is rising up on your knees
Oh, please
Come out and haunt me
I know you want me
Come out and haunt me"

-

Soğuk terler içinde uyanmamın ardından 10 dakika geçmişti, yatağımda oturmuş pek de önemli bir şey düşünmeden yorganıma bakıyordum. Uyumak istemiyordum tekrar, uyumaktan da korkuyordum zaten. Son iki haftadır deli gibi kabus görüyordum, her uyuduğumda boktan bir senaryo ile zar zor nefes alarak uyanıyordum. Bir kaç aydır uyuduğum bir 5 saati bile artık gözlerimi kapatıp huzurla uyuyamıyordum. Öylece boş bir yeri izlemekten vazgeçip ayağa kalktım yorganımı sırtıma alarak. Yorganın ucu yerde sürünürken oturma odasıyla birleşik olduğu için çukurda kalan mutfağa girdim. Gece atıştırmalığı fena olmazdı.

Işığı açtıktan sonra banko adacığın yanından geçecektim ki sanki arkamda karanlığın arasından gelen yaratıklardan varmış gibi hissettim. Normalde böyle şeylerden ürkmezdim ama daha yeni bir kabustan uyanmıştım ve arkamı döndüğümde gerçekten biriyle karşılaşmayı beklemiyordum, tüylerim diken diken olmuştu. Minho kanepede kıvrılmış bana bakıyordu, çöken gözlerinden anladığım kadarıyla hiç uyumamıştı sanırım ama neden burada olduğu kısmını kaçırmıştım. "Neden burada yatıyorsun? Odana gitsene." diye mırıldandım dolaptan noodle çıkarırken. Onun da geceleri bir sebepten ötürü rahat olamadığını, uyumadığını biliyordum, ne zaman uyansam odasının ışığı açık oluyordu ya da odasından gelen kısık sesli müziği duyuyordum.

"Koltukta yatmak daha güzel, pencereden ayın ışığı falan da var. Romantik. " dedi sakin sakin. Son söylediği şey ile güler gibi bir nefes verdim burnumdan. Ona da bir şeyler yapayım mı diye sormadım, yemezdi büyük ihtimal. Sabahları geceden kalan bulaşıkları yıkamadığım için bazen laf atıyordu bana. "İyiymiş." dedim kendi işime bakarken. Onunla konuşmak her seferinde garip hissettiriyordu, birbirimize karşı da susardık genelde. Anlaşamadığımızdan ya da tartıştığımızdan değildi, konuşmayı denemiyorduk.

"Kabus mu gördün yine?" Bir şey söylemeden baktım, ona kabuslar gördüğümü söylememiştim hiç ama anlaşılan çok belliydi. Belki uykumda bağırıyordum, olası bir ihtimaldi. Kafamı salladım bir kere. "Bir daha kabus görürsen odama gelsene. Ben de uyumuyorum, konuşuruz ya da film falan izleriz belki." dedi gözlerini hala üstümde tutarken. Güldüm, biraz sesliydi. İronikti, eve taşındığından beri bir kere olsun samimi bir konuşma yapamamıştık ancak beni yanına çağırıyordu. "Olur." dedim yine de. Belki aklıma bile gelmezdi bu teklifi.

Suyun kaynamasını beklerken ona baktım tekrar, az öncenin aksine şimdi o da gülümsüyordu. Bacaklarını kendine çekip kıvırmış ve bir eli yanağının altındayken birini bacaklarının arasına koymuştu. Yapılı sayılan bir vücudu varken bile küçük duruyordu. Tatlıydı.

Desire | MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin