Montunu asıp salona doğru yürürken "Dün boğazının ağrıdığını söylemiştin. Bugün iyi misin?" diye sordu.
Kafamı eğip kendimi koltuğa atarken boğazımı temizlemek için hafifçe öksürüp "İyi olacağım." diyerek mırıldandım.
Dün çok fazla bağırdığım için sesimin kısılmasını bekliyordum ama sadece feci bir ağrı vardı.
"Sesin çok iyi gelmiyor, " deyip yanıma oturdu. "Fazla konuşma istersen, boğazını dinlendir. "
Olumlu anlamda kafamı sallayıp "Bi film seç hadi. " dedim.
Ayağa kalkıp televizyon ünitesinin yanına gitti. DVD'lerin olduğu kutuya eğilip DVD'leri karıştırmaya başladı. Ben de hala atamadığım dünün yorgunluğu ile koltuğa yayılıp Drew'yu izlemeye koyuldum.
Dikkatle filmlere bakarken "Korku mu istersin, romantik komedi mi?" diyerek fikrimi sordu.
"Sence? " dedim ben de onun fikri için.
"Tarzını bilmiyorum ama Elm Sokağı Kabusu, şuan beni izle diye ağlıyor. "
"Izleyelim o zaman. " dedim gülümseyerek.
DVD'yi yerleştirdikten sonra yanıma oturup beni kendisine çekti.
Yine göğüsündeki yerimi alırken, film başlamıştı.
--
23 Aralık 2014
"Yılbaşında ne yapacaksın? "
"Sanırım evde bir Justin Timberlake filmi izlerim. "
Beni kendine çekip dudağıma minik bir öpücük kondurdu.
"Istersen Ryan ve Chris'i getireyim ve birlikte yeni yıla girelim. " dedi dudağıma tekrar öpücük kondururken.
Hala gözü dudaklarımdayken, tekrar öpmemesi için geri çekilerek tek kaşımı kaldırdım. "Bu gelecek senenin tamamını birtikte geçirelim demenin farklı bir yolu mu?" dedim eğlenen bir sesle.
Yüzündeki gülümseme tüm yüzüne yayılırken "Tabiki. " dedi.
"Ryan ve Chris'le tanışmak için sabırsızlanıyorum. "
"Neredeyse tüm gün onlarlayım, " yüzünü buruşturup devam etti. "Bazen onları bir yere bırakıp kaçasım geliyor. "
Ikimiz de kahkaha atarken Drew aklına bir fikir gelmiş gibi sırıttı.
"Ormanda yürüyüşe çıkalım mı? "
Bir an ona aklını kaçırmış gibi baktım.
"Geceyarısında ıssız bir ormanda olmak, kulağa biraz tehlikeli gelmiyor mu?"
"Hadi Stoce. Patika yoldan gideceğiz. Ormancıların tüm gün oralarda dolaşıp yabani hayvanları uzaklaştırdığını biliyorum. Hem, bu ormana hergün onlarca kişi geliyor. Şehir dışında böyle bir yer ıssız sayılmaz. Insanlar şehirden kaçmak için buraya yürüyüşe geliyor. Eminim kamp yapanları bile bulabiliriz. "
Düşündüm. Aslında haklıydı. Minik kasabamız ıssız olsa da yaz ve kış aylarında, kar bile yağsa insanlar bu ormana gelirdi.
"Bekle hazırlanayım. Montun da çok kalın değil. Sana babamınkilerden birini vereyim. Sende içecek bir şeyler hazırla. " dedim ayağa kalkarken.
Beni onaylayıp peşimden o da kalkarak mutfağa gitti.
Ben de uyuşuk uyuşuk merdivenlerden çıkıp odama girdim.
Dolabın başına geçince havanın çok soğuk olmadığını ama terleyeceğim için ince giyinirsem üşüyeceğimi ve çok kalın giyinirsem daha fazla terleyeceğimi hatırlattım kendime.
Kalın krem rengi bir kazak ve kışlık siyah pantolonumu giyindim.
Babamla birlikte dağ gezilerini severdik. Bu yüzden evimde ikimiz içinde dağcı montlarından vardı.
Odamdan çıkıp koridorun sonundaki anne ve babamın odasına girdim.
İçinde sadece birkaç tane kıyafetlerinin olduğu dolabı açıp içinden ikimizin montlarını çıkardım. Annem kaybetmemem için buraya koymuştu.
Dolabın dibinden küçük bir sırt çantası da alıp dolabı kapatmadan odadan çıkıp aşağı indim.
Mutfağın kapısından geçip Drew'nun yanına gittim.
Iki aydır alıştığı evde, yiyecek dolabından birkaç bisküvi ve cips falan da almıştı.
"Cips?" dedim tek kaşımı kaldırarak.
"Bugün ilk gelişimin ikinci ayı. " diyerek yanıma geldi. Gözlerinde mutluluk ve sevgi dolu bir bakış vardı. Yüzündeki şirin gülümseme gözlerine kadar ulaşmıştı. Kollarını belime dolayarak dudaklarını yaladı. "Minik bi kutlama. Cips, soğuk çay, minik kekler ve yıldızlar. Bence çok güzel. " dedi gözlerinin içi parlarken. Gerçekten yanımdayken ne kadar mutlu olduğunu gördükçe bende mutlu oluyordum.
--
El feneri almamıza rağmen ay ışığı etrafı aydınlattığı için el fenerlerini çantadan çıkarmamıştık. Ayın aydınlattığı güzel orman yolunda Drew'la el ele yürüyorduk.
"Hayatımda sahip olduğum en sevgilim olan, sevgilim olmayan kişisin. " dedi Drew parmaklarını biraz daha sıkıp. "Cümle çok anlamsız biliyorum. Sadece sevgili değiliz ama sevgili gibiyiz. "
Hiçbir cevap vermeyip sadece gülümsedim.
"Yoruldun mu? " dedi bu sefer.
Kafamı olumsuz anlamda salladım.
"Neden konuşmuyosun? " dedi sitem eder gibi.
Minik bir kahkaha attım. "Ne zaman fark edeceğini merak ettim. "
Yolda biraz daha yürüdükten sonra ağaçların arasında kamp yapan birileri olduğunu gördük. Drew haklıydı. Her mevsim ziyaretçisi olan bir ormandı burası.
"Seni seviyorum. "
Gülümseyip ona biraz yaklaştım ve başımı omzuna koydum.
O da ellerimizi ayırıp kolunu belime sardı.
"Biliyorum. Ben de seni sevmeye çalışıyorum. " dedim üzgün bir sesle.
"Bana 'seni seviyorum' dediğin zaman, sana evlenme teklif edeceğim. " dedi.
Muhtemelen şaka olarak söylemişti. Ama ciddiye alınmayacak gibi değildi.
Doğrusu beni bu kadar seven biri evlenme teklifi etse, şuan bile "Hayır" demezdim. Ama evlenmeye hazır hissetmediğim için bunu Drew'ya söylemedim.
Sonrasında açıklık bir alana kadar konuşmadık.
Açıklık alana geldiğimizde Drew kolunu belimden çekip açıklığın ortasına oturdu. Ben de kendimi onun yanına bıraktım.
--
"Bi meteor atmosfere girdi!Hadi dilek tut!"
Drew heyecanlı bağırmama kahkaha atıp olumlu anlamda kafasını salladı ve gözlerini kapattı. Ben de gözlerimi kapattım.
-Umarım Drew'ya aşık olurum
Gözlerimi açıp ona baktım.
"Ne diledin? "
Dudaklarını önce birbirine bastırıp kafasını olumsuz anlamda salladı.
"Söyleyemem. Söylersem gerçek olmaz. "
Dudağımı büktmerek ona yavru köpek bakışları atmaya başladığımda da kahkaha attı ama söylemedi.
"Hemde bebeğim, meteor atmosfere girdi ne demek? Yıldız kaydı diyoruz biz ona. " dedi kahkaha atıp.
"Ama o bir meteor. "
"Tamam zorlamayacağım. "
Kafasını bana yaklaştırıp dudaklarını dudaklarıma değdirip geri çekildi.
Aramızdaki mesafeyi gösterdi. "Hadi yaklaş biraz. "
Kayarak aramızda mesafe kalmayacak şekilde yanına oturdum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gizemli Misafir (Justin Bieber)
FanfictionSakin bir gecede evinizde oturup dizinizi izlerken kapının çalması sizde normal duygular uyandırabilir. Kapıyı açmanız da. Fakat içeriye maskeli birinin girip ağzınızı kapatması ve "Bana güvenir misin?" demesi? Bir insan kendisini en fazla ne kadar...