Justin Bieber

1.6K 97 12
                                    

"Drew! "

"Arkanda değilim Stoce, gerçekten! " diye bağırınca sinirlerime hakim olamayıp göz bandımı çıkarttım. Tam bir saattir, körebe oyununda onu bulmaya çalışıyordum ama tam bir ninja gibiydi. 25 dakika geçtiğinde artık üzülmemem için arkamda olduğunda "Arkanda değilim, " yanımda olduğunda "Yanında değilim, " demeye başlamıştı.

Kendimi koltuğa atıp kumandayı elime alırken Drew üzgün göz ve dudak ifadesiyle yanıma oturup kollarını belime doladı. Televizyonu açıp kanalları dolaşırken onu umursamamaya çalıştım ama her geçen saniye kokusu daha da etrafımı sarıyordu.

Bir müzik kanalında durduğum. Sağ elini saçlarımın arasından geçirip ensemi okşamaya başlamadan önce kafamı göğsüne yatırdı ve sesimi çıkarmadım. Bunun sinirlerimi yatıştırıcı bir etkisi olduğunun farkındaydı.

Saçlarıma ufak bir öpücük kondururken hızlanan kalp atışlarını dinledim.

"Kalbin neden bu kadar hızlı atıyor? "

"Çünkü, sen yanımdasın ve sana sarılıyorum. " dedi basitçe.

Kalp atışlarını sevdiğim için kendimi ona biraz daha bastırdım.

15 dakikaya yakın bir süre geçtiğinde, gözlerim yavaş yavaş kapanıyordu ki duyduğum müzik ve sesle Drew'un varlığını umursamadan doğruldum.

"Fa la la"

Justin Bieber'ın, sanırım aşık olabileceğim adamın görüntüsü gözlerime gördüğü en güzel şeyleri sunarken, sesi kalbime işliyordu.

Siyah - beyaz klip onun görüntüsünü daha da kusursuz kılarken, mimikleri ve muzip bakışları beni dünyadan çıkarıyor gibiydi.

Dkunmak için can attığım saçlarının duruşunu, kaşlarının şeklini, her parladığında kalp ritmimi arttıran gözünün içindeki her renk pigmentini, Tanrı'nın en büyük şaheserlerinden biri olan burnunun kavisleri ve yüzüne olan uyumu, her gülümsediğinde beni de gülümseten şekilli dudaklarını, her hücresiyle, ayrı ayrı sevebilirim.

Yanımdaki huysuz mırıltılar beni dünyaya döndürdü.

"Ne diyorsun Drew? " dedim gözlerimi televizyondan ayırmadan.

"Anlamıyorum, nesini seviyorsun ki?" dediğinde gözlerimi ona çevirdim. Bana dik dik bakıyordu.

"Ama haklısınız. Yakışıklı çocuk, zengin, yetenekli, dünyaca ünlü, dünyaca ünlü isimlerle arkadaş, " daha fazla devam etmesine izin vermeden vücudumu da ona çevirdim.

"Drew, Justin tüm yüz hatlarını kaybedecek bir kaza da geçirse, saçları da dökülse, hiç parası da kalmasa, ses tellerini de kaybetse, tüm arkadaşları ona sırtını da dönse, ben onu seveceğim. Çünkü, " diye mırıldanıp sağ elimi maskesine dokundurdum, "Ben onu ne bunun için, " elimi boğazına indirip, tahmini ses tellerinin olduğu yerde durdurdum, "Ne bunun için, " bu sefer elimi pantolonun cebine dokundurdum. "Ne de bunun için seviyorum. " Elimi kaldırıp sol göğsüne bastırdım. "Ben onu sadece bunun için seviyorum. "

Ikimiz de bir süre öyle kaldıktan sonra ve televizyonda bambaşka bir şarkı çaldığında, Drew göğsünde olan elimi kendi elleri arasına aldı.

"Sana bazı şeyler söylesem, beni kovmayacağına söz verir misin? "

"Evet. "

Gözlerini gözlerime dikti, fazla masum bakıyordu.

"Ben de sana farklı şekillerde aşık değilim. Aynı duyguları ben de hissediyorum ama Stoce, ya o televizyonda oynuyorsa?"

Dilini dudakları üzerinde gezdirip devam etti.

Gizemli Misafir (Justin Bieber)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin