Lunaparkın Kapanmasına Kalan Süre: 5 Dakika
"Siz ikiniz çıkıyor musunuz?"
Osamu ikizine anlamamış gibi baktı.
"Ne? Hayır, Rin ve ben arkadaşız."Şimdi de Atsumu anlamamış gibi bakıyordu ama hemen sonra yüzüne şeytani bir sırıtma yayıldı.
"Rintarou olduğunu söylemedim? Niye onun olduğunu düşündün?"
Neredeyse Osamu yemeğini yerken boğulacaktı. Sertçe bir kaç kez öksürdüğünde Atsumu onu hiç umursamadı.
"Bu gün bir film izledim drama ve gençlik filmlerinden neden nefret ettiğimi hatırladım." Atsumu'nun aniden konuyu değiştirmesi Osamu için iyi olmuştu. "Ana karakterler gerizekalı olan iki kişiden oluşuyorsa asla birbirlerini sevdiklerini anlamıyorlar biliyor musun 'Samu?"
Sarışın küçümseyici bakışlarla; sahte öksürükleriyle yemeğini yemeye devam eden ikizini izledi. Cevap vermemişti bu yüzden Atsumu devam etti.
"O kadar salaklar ki, biri ona her şeyi açıklamazsa olayları asla anlayamıyorlar. Hep aynı söz 'o benim arkadaşım', Tanrı'm deliriyorum." Atsumu aniden durup gülümsedi. "Bu arada üzerine alınmıyorsun değil mi?"
Osamu kafasını olumsuzca salladı. Bu gün Rintarou kız kardeşinin tiyatro gösterisini izlemek için izin almıştı yani- eğlenebileceği biri yoktu. Tamamen sıkıcı, salak ve eğlenceli olmayan ikizinin elinde kalmıştı. Bu da yetmezmiş gibi Atsumu sürekli Omi diye birinden bahsetmiş ve drama filmlerini kötülemişti. Bir an önce yemeğini yiyip eve gitmek istiyordu.
Sarışın gülümsemesini bozmadı ve sandalyeye yerleşirken sertçe kolunu masaya bıraktı. "Sevindim, eğer üzerine alınsaydın ne yapardım hiç bilmiyorum."
"Tabii," Osamu kostümünün içinde olmasa bile sıcağı hissedebiliyordu. Yemeğini bitirir bitirmez ayağa kalktı. Sandalyesinin arkasına yerleştirdiği ceketini üzerine geçirirken kardeşinin yeni oturmasını umursamadı bile.
"Nereye? Bu gün gece yarısına kadar nöbetteyiz unuttun mu?" Sarışın, ikizinin hazırlanmasını izlerken aynı zamanda onu sözleriyle durdurmaya çalışıyordu.
"Unutmadığından eminim ama bu gece benimle geliyor." Atsumu, Rintarou'nun sesiyle irkildi. Çekik gözleri tuhaf bir enerji ile parlıyordu, elindeki araba anahtarını sallaken, gişenin penceresinden odaya bakıyordu. Doğrusu; Osamu'ya.
Osamu odadan ayrılıp, dışarıya çıktı. O an Atsumu'nun bir sürü şıkkı vardı; ikizini ispiyonlamak, dalga geçmek, iğnelemek ve dahası. Ama hiçbir şey yapamadı. Kendini gerçek bir genç kurgu dizisinde oynuyormuş gibi hissetmişti.
Suna, Osamu'dan fazla uzun değildi ancak Osamu'nun kendisinin boynuna sarılmasını seviyordu. Geçirdikleri ay boyunca kostümleri olmadan en fazla üç kez sarılmışlardı.
Ve- Osamu söylemese bile Rintarou'nun parfümüne bayılıyordu.Tilki kostümünün içinde genelde saçları dağınık, umursamaz, bitkin görünürdü ama Suna'yı kendi kıyafetlerinin içinde gören herkes aradaki farkı anlayabilirdi.
O şimdi daha çok etkileyiciydi ve Osamu onun peşinde koşan bir sürü kişi olduğunu düşünmeden edemiyordu.Atsumu gişe kulübesinden; arabayla uzaklaşan ikizini ve iş arkadaşını izledi.
İstesede istemesede bir şeyler yapması gerekiyordu ve bu zahmetli olacaktı.
Kendi kendine fısıldadı; "Şerefsizler..."boyle bi ficim vaemis😷

ŞİMDİ OKUDUĞUN
mascots
Hayran KurguLunapark çalışanı olmak tahmin edildiği kadar eğlenceli olmayabilirdi. [sunaosa] [haikyuu] [for: totobio☆]