Bölüm 10/Hayaller

308 29 7
                                    

Müzik:BenCocks-So Cold


''Melezimizin kız olduğunu biliyordum ama böyle güzel olabileceğini tahmin etmemiştim.'' dedi yamuk bir şekilde sırıtarak.

Ona ters bir bakış attıktan sonra Austin'i daha sıkı kavradım. İyileşmesine rağmen meymenetsiz adamın kazığa sürdüğü kurtboğan hala etkisini gösteriyordu ve ben ne yapacağımı bilmiyordum! Bu durumdayken nasıl kurtulabilirdik ki?

Hiç tanımadığım çocuk zaten aramızda az olan farkı attığı adımlarla kapamaya başladı. Austin bana fazla yük olmamak için kendini kasıyordu ve bu gerilememizi daha da zorlaştırıyordu. Attığımız adımlar düzensiz olduğundan karışıyordu ve dengemiz bozuluyordu.

''Austin ne yapacağız?'' dedim gözlerimi bize doğru yaklaşan çocuktan ayırmayarak.

''Beni düşünme! Ben bir yolunu bulur kurtulurum elinden, o benim değil senin peşinde! Bırak beni ve git!'' dedi kollarımdan çıkmaya çalışırken.

''Olmaz! Austin yara-'' sözümü tamamlamama izin vermeden konuşmaya başladı. ''Thalia güzelim bir dediğimi ikiletme toz ol buradan! Söz veriyorum hiçbir şey olmayacak.'' dedi.

Austin'in geri ilerleyerek yanına geldiğimiz ağaca yaslanmasına yardım ettim. Kollarımdan ayrıldıktan sonra ''Toz ol hemen, bak zaten söz verdim.'' dedi.

Gözlerim bize yaklaşan çocukta, kulaklarım ise Austin'deydi. Çocuk bizi duyduğu için dikkatli hareket etmem gerekiyordu. Hızla arkamı dönüp birkaç metre ilerledim ama çocuğun sesiyle olduğum yerde kaldım. Hemen arkamı döndüm. Çocuk Austin'in sırtını göğsüne yaslamış, bir kolunu boynuna dolamıştı ve diğer elinde ise bir kazık vardı.

''Buraya gel melez! Arkadaşına değer veriyorsun ve onu kaybetmek istemezsin değil mi?'' diye tısladı. Boynuna doladığı kolunu biraz daha sıktı. Bu hareketi refleks olarak onlara birkaç adım yaklaşmamı sağladı.

''Ne yapıyorsun? Git!'' dedi Austin boğuk sesiyle.

Lanet olsun ne istiyorsunuz benden!?!

''Bırak onu!'' diye bağırdım. Yaptığı tek şey kahkaha atmak oldu. ''Lütfen!'' diye ekledim ardından.

Gözlerimi Austin'e kaydırmamaya ve çocuğa odaklanmaya çalışıyordum. Şu anki sorunum kaçıp kaçmamam değil Austin'e bir şey olup olmamasıydı. Beni her zaman koruyup kollayan ve öğüt veren Austin'den bahsediyorum.

Yanımdan geçen bir rüzgar sayesinde kırptığım gözlerimi açtığımda büyük bir şok yaşadım. Babam çocuğu boğazından tutup bir ağaca yaslamış ve Austin...

Austin nerede?

''Thalia koş! Arkana bakmadan tüm hızını kullan!'' dedi babam.

''Ama sen?'' dedim olayları iyice kurcalayarak.

''Thalia tek değil! Şimdi koş!'' dedi beni korumaya çalışan ama benim ona bağırdığım adam.

Olduğum yerde dikilmeyi bırakıp tüm hızımla koşmaya başladım.Nereye mi? Hiçbir fikrim yok. Babamın dediğini takmadan arkama baktım bir kere. Hiçbir şey olmamasına rağmen fesat kişiliğim sayesinde takip ediliyor hissine kapıldım.

Heryer ağaç. Nereye sapsam. Nereye baksam. Ne bir çıkış nede tanıdığım biri. Hiçbiri yok. İyice yorulmaya başladığımda bir ağaca tutunup durdum ve bir kez daha melezlerin yüz karası olduğumu ispatladım. Biraz soluklandıktan sonra yürüyerek ilerlemeye devam ettim. Nereye gittiğimi bilmeden...

Ayrıca Austin nerede? Yaralıyken nasıl o kadar hızlı olabiliyor, gerçi iyileşmiş sayılırdı. Biraz daha ilerlediğimde ağaçların arasından bir yol gözüktü. Sanırım otobana çıktım, birine otostop çekip merkeze gidebilirim sonuçta o kadar kalabalıkta beni bulamazlar.

Savaşçı Melez (ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin