Kendimden bahsetmeyi sevmem, övmeyi de öyle. Kısacası gösteriş ve olduğundan fazlasını anlatmayı sevmem. Ama bazen bunlar gerekli olur, zorunlu. Anlatmazsan şüpheli konumuna düşer ve kendini bir çıkmazın içinde bulursun.
Bu hikayenin başlaması içinde benim herşeyi sırasıyla anlatmam gerekir. Kendimden başlayarak.
Adım Thalia. Kumral saçları olan, mavi gözlü bir kızım. Kendi çapında takılan ve asosyal bir kişilik. Hayatın sınadığı herhangi biriyim işte.
Herşey sıradandı ve en iyi yanıda sıradan olmasıydı.
Uyku beni uçurumdan aşağı bıraktığında buz gibi esen rüzgarla gözlerimi açtım. Fırtına. Rüzgar önündeki engel olan pencereyi aşarak içeri sızmış, perdeler ile boğuşuyordu. Gerinerek üzerimdeki yorganı ayaklarım ile iteledim ve yatakta doğruldum. Gökyüzü ruhumu yansıtıyordu.
Ayaklarım ile yeri yoklayarak terliklerimi giydim ve giderek pencereyi kapattım. Odanın küçük olması kolayca soğumasına davetiye çıkarmıştı. Derin bir nefes aldım ve ciğerlerime ulaşan diğer kokunun hazzını çıkarmaya çalıştım. Omlet!
Odamdan çıkarak, elimi yüzümü bile yıkamadan aşağıya indim. Çünkü mutfaktaki annemin yapmış olduğu omletler bana daha çekici gelmişti.
"Günaydın!" Annem sofraya yerleştirmekte olduğu kahvaltılıkları halledip, bana döndü. Dönüş o dönüş, bu kadar erken uyanmama şaşırmış olsa gerek.
"Thalia? Ah tabi, omletlerime dayanamadın değil mi?" Ve evet, egolu bir anneye sahibim.
"Bilmem. Neden olmasın?" Sofradaki yerimi aldığımda, annem de bardağıma portakal suyu dolduruyordu.
"Fırtınada bahanesi sanırım? Hani uyanman için." Diyerek göz kırptığında kıkırdayarak ağzıma bir parça peynir attım.
Annem...Anneden çok bir arkadaş, sırdaş ve dost. Eğlenceli olmasının yanında ciddi olduğunda tam ciddi olan birisi. Bazen öyle bir öğüt verir ki, sırf öğütlerini dinlemek için bile hata yapabilirsin.
İşte bu özelliklerinin yanında berbat bir aşçıdır. Omletleri dışında! Genellikle babamın kazandığı paraların yarısını pizzacı alır. Annem duymasın, bu konuda fazlasıyla hassastır. Yani, şu yemeklerine berbat dediğimiz kısımlar...
Babam demişken, "Babam nerede? Bugün izinli olduğunu sanıyordum."
"Acil işleri çıkınca erkenden gitmek zorunda kaldı, biliyorum bugün ailece planlarımız vardı. Ama yakında gelir, merak etme." Diyerek açıklamasını yaptı.
Onu başımla onayladıktan sonra kahvaltımı hızlıca bitirdim ve toplama işi bana kalmadan odama sıvıştım. Bir şeyler dönüyordu ve ben herşeyden habersizdim. Babamın ne gibi bir işi olabilirdi ki? Üstelik hafta tatilinde diğer çalışanlar varken, içlerinden sadece babam? Zaten annemde bana açıklama yaparken bayağı tereddütteydi.Bir şeyler dönüyor ama hayırlısı.
Kafamı daha fazla yormadan omletin mideme verdiği rahatlık ile mayıştım ve yorganın altına girip kıvrıldım. Eğer biran önce uyumazsam annem gelecek ve benden bir şeyler yapmamı isteyecekti. Kısacası ev işleri bana göre değil ve ben sıvışmayı meslek edindim.
Zaten bir süre vücud sıcaklığım ile ısınan yatakta iyice yayılarak tüm o işlerden sıvışmıştım.
*****************
Selamlar! Yeni ben ve yeni hikayem ile bir geleceğe kök salıyoruz. Umarım sizde bizimle beraber bu geleceğe bir el atarsınız. Sizler ve sizler, hikayemi ayakta tutacak kişi sizlersiniz.
Hadi bakalım! Göreyim sizleri! Ayh, gaza getireyim derken ben gaza geldim, görüşürüz!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Savaşçı Melez (ASKIDA)
VampirosO herşeyden habersiz 17 yaşında bir kız. O gün gelene kadar herşey normaldi. Ama o günden sonra her şey değişti onun için. Yeni bilgiler ve yeni bir hayat onu bekliyor. Senide bekliyoruz...