ΠBölüm 5:Dağ EviΠ

265 13 5
                                    

[Neva]

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

[Neva]

Klasik bir hafta geçirmiştik ve işte bugün Cuma'ydı. Alarm çalmadan uyanmak zorunda kalmıştım. Çünkü çişimi yapmaya gitmem gerekti yoksa altıma yapacaktım. Sıcak yatağımdan kalkıp odadan çıktım. Evet odalarda tuvalet yoktu ne güzel. Kızlar tuvaletinin önüne geldiğimde kapıyı açmayı denedim ama kilitliydi. İçeriden sesler geliyordu. "Buradaki tuvaletler arızalı aşağı in" şimdi alt kattaki tuvalete mi inecektim? Kesinlikle yolda işerdim. Kapıya bir kaç tekme atarken erkeklerin kaldığı odanın kapısı açıldı. Gelen Mert'ti. Gözlerini ovuşturarak erkekler tuvaletine girecekti ki arkasında duran beni gördü. Vay canına beni gördü. Gözlerini kısıp "Ne yapıyorsun orada öyle. Şu yerel danslardan birini mi?" dedi. Haha ne kadar da komik bir çocuk değil mi? Unutmayında espiri defterime yazıyım bunu. "Ya evet hatta yerel dansımı tuvaletin kapısına öğretiyorum." dedim ve kapıya bir tekme daha attım. Varla yok arasında gülümseyip "Erkekler tuvaletine girmeyi dene" dedi. Gözlerimi kısıp anlamsızca baktım. "Utanma başka bir erkek gelmesin diye kapıda bekleyeceğim " dedi. Bu çocuğa sabah yaklaşmalıyım bunu da yazın. "ımm tamam" deyip içeri girdim. İşim bittiğinde ellerimi ve yüzümü yıkayıp çıktım. Şoklanmam lazımdı belkide hala rüyadayımdır? Kimi kandırıyorum Mert kapıda. Kapıyı yavaşça açıp "Beni beklediğin için teşekkür ederim ımm..." dedim. "Mert..adım." dedi. Adını zaten biliyorum. "Teşekkürler Mert" deyip gülümsedim. Tam ağzımı açtım adımı söyleyecektim ki Mert lavaboya girdi.  Ah şu erkekler, evet evet biliyorum mesaneleri küçük.

İlk ders matematikti ahh süper haftanın son günü ilk ders matematik müthiş. Evra ve Doğa yanıma gelmişlerdi. Beraber sohbet ediyorduk ki dışarıdan sesler duyduk. Üçümüzde birbirimize bakıp kapıya doğru koştuk. Kalabalığı yarıp görüntüyü net bir şekilde gördüğümüzde uçaktaki çocuk birini yumrukluyordu -aynı kurstayız ama adı uçaktaki çocuk- uçaktaki bir kez daha vurduğunda Harry araya girip yumruğunu tuttu. Kollarının arkasından yapışıp onu geriye doğru çekti. O çırpınırken Harry onu farklı bir yere doğru sürükledi. O çocuğu tutmak zor olmalı. Bizde Harry'nin gittiği yere doğru giderken Evra bizden hızlı davranıp koşmaya başladı. Bizde Evra'nın yaptığını yapıp koşmaya başladık. Evra "Sen iyi misin ne oldu orada öyle neden yumrukluyordun?" derken Alp Evra'nın lafını kesip "İyiyim uzatma!" dedi. Evra "Uzatma mı? Gerçekten mi az kalsın bir çocuğu öldürüyordun! Düşünende kabahat!" dedi ve ardından omzuna bir tane yumruk attı ama sağlam bir yumruk. Alp omzunu tuttu ve ekledi "Hiç bir şeyin farkında değilsin" dedi ve omzunu ovuşturarak bulunduğumuz yerden ayrıldı. Bu da ne demekti şimdi. Neyin farkında olmalıydı ki Evra. Okul çıkışı kızlarla Aslı hocadan izin alıp çıktık. Her zaman ki öğretmenlik görevini yapıp "Sakın geç kalmayın kapılar kilitlenmeden gelin" diyerek bizi göndermişti. İşte şimdi gezinin keyfi çıkacaktı.

Bir kafeye geçip oturmuştuk. Evra kahvesinden bir yudum alıp "Bu sabah erken mi kalktın sen? Uyandığımda yatağın boştu" dedi. Huzursuzca yerimde kıpırdandım. "Tuvalete girmem gerekti ve bilin bakalım ne oldu" dedim, Doğa kahvesinden yudumlarken elini kaldırdı. Kahvesini koyup "Çişin mi geldi" dedi. Kafamla onayladım. "Doğru tahmin, eklemeler de var. Tuvaletler arızalı olduğundan kilitliydi bende kapıyı tekmeliyordum ki erkeklerin yattığı yatakhanenin kapısı açıldı ve Mert çıktı"dedim. Kahvemden yudum alıp devam ettim. "Espirütiyel biri olduğunu biliyor muydunuz? " dedim. Evra ve Doğa kafalarını olumsuz anlamda salladılar. "Doğru tahmin etmişim bende bilmiyordum. Neyse ne yaptığımı sordu yerel danslardan biri falan sanmış olmalı ki sordu. Sonra erkekler tuvaletine girmemi önerdi. Ve ben çıkana kadar da bekledi." dedim. Bir süre sonra Doğa , Evra'ya dönüp "Şu Alp ne demek istedi öyle 'hiçbir şeyin farkında değilsin'derken. Yani neyin farkında olmalısın ki ne oldu öyle?" dedi. Evra kahvesine bakarak "Bilmiyorum. Ama hiç hoş şeyler olacağını sanmıyorum" dedi.

Hedefimiz İngiltereHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin