ΠBölüm 7: "Seni Dinliyorum." Π

110 7 7
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

[Doğa]

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

[Doğa]

      "Senin burada ne işin var?" diyebildim sesimi kontrol etmeye çalışarak. "Seni özledim" deyip öpmeye kalkıştı maydanoz model.  Omuzlarından iterek "Ayrıldık oğlum biz. Bitti. Finish çizgisini gördük biz. Uzak dur artık benden!" dedim ve hızla onu ittirerek kızların kaldığı odaya doğru koştum. Tam kapıyı açıp içeri girecektim ki erkeklerin kaldığı odanın kapısı açıldı ve Harry'le yanında biri çıktı. Bana gülümseyip "Günaydın." dedikten sonra merdivenlere yöneldiler. Bende zaman kaybetmeden odaya girdim. Yatağıma geçtiğimde aklıma Alperen geldi. Ne çabuk unutabilmiştim onu. Harry'i hoş buluyordum ama Alperen'den sonra hemen Harry'e karşı bir şeyler hissetmem doğru muydu? Harry yaramı kapatmıştı. Bana iyi davranmıştı ve ayrıca çok da yakışıklı biriydi ama onu kullanmış gibi hissediyordum kendimi. Ondan uzak durmalıydım. Önünü kapatmamalıydım. Aptal kıskançlıklar yapmamalıydım. Ondan uzak durmalıydım... Üstümü giyinip kızlarla aşağı indim. Bugün Pazar günüydü ve biz hala cezalıyız. Dünkü rutini aksatmayacak bir şey yaptık. Yine çardaktaydık ama erkekler yoktu. Üstümüzde nereden geldiğini bilmediğimiz bir durgunluk vardı. Hepimiz patates çuvalı gibiydik. İlk konuşan Neva oldu. "Galiba Mert'ten vazgeçmeliyim. Hiç bir zaman biz olamayacağız."

     "Bende Harry'den uzak durmalıyım. Onu kullanmamalıyım" dedim. Evra'da "Alp benimle uğraşmayı kesmeli bu çok iğrenç!" Neva ile birlikte Evra'ya önce 'Söylediklerini duyuyor mu bu?' bakışı attıktan sonra istemsizce üçümüzde güldük. Yanımda bu iki salak olmasaydı ne yapardım ben? Güçsüz anlarımda yanımdalar, mutsuz anımda beni güldürdüler ve en önemlisi de birlikte büyüdük ne olursa olsun. Karnımız acıkmaya başlayınca yemekhaneye doğru yürümeye başladık. Yemekhanenin girişinde Mert'i bir kızla konuşurken gördük ve sakin geçen zamanımız o dakikadan itibaren renklenmeye başlamıştı. Neva, Mert'in konuştuğu kızı görmeye çalışırken yemekhanenin girişindeki tümseği fark etmedi ve bir çocuğun kucağına mecburi iniş yaptı. Çocuktan ufak bir 'ahh' sesi çıktı. Evra ve ben hemen olaya müdahale etmek için yanlarına gittik. Neva'nın kalkmasına yardım ettik. Neva ayağa kalkınca yerde bekleyen çocuğa elini uzattı. "Şey ben özür dilerim." dedi Neva. Çocuk "Sorun değil" dedi ve unutulamayacak derecede güzel bir gülüş bıraktı. Yemeklerimizi alıp boş bir masaya geçtikten sonra eski ve pas tutmuş esprilerimizle birlikte yemeğimizi yedik. Evra tuvalete gideceğini söyleyip yanımızdan ayrıldı. Neva telefonuyla uğraşırken aklıma odada unuttuğum telefonum geldi. Sonra alırım deyip Neva'yı dürttüm "Ne yapıyorsun sen?" dediğimde suratını asıp "Abim ile konuşuyordum ama şarjım bitti" dedi kafa sallayıp kafamı yemekhanenin girişine çevirdim ve bize doğru gelen Harry'i gördüm. Hemen arkamı döndüm ve Neva'ya "Naber?" dediğimde deli muamelesi gördüm. "Harry bu tarafa doğru geliyor ben gitsem iyi olur." dedi ve yanımdan kalktı. Harry karşıma oturup "Selam kızlar." dedi. Neva'da "Merhaba ve görüşürüz." derken bana göz kırpmayı ihmal etmedi. "Selam." demekle yetindim bende.

 "Bir sorun mu var Doğa?" dedi ve işte bunu beklemiyordum.

"Hayır, ne sorun olabilir ki?" derken göz temasından kaçıyordum.

"Peki. O zaman beni dinler misin?" dediğinde merakıma yenik düşüp beni cezbeden gözlerine baktım ve "Seni dinliyorum." dedim.




Hedefimiz İngiltereHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin