Her dostluğun farklı hikayesi vardır. Bu yalnızca bir hikayeden ibaret değil.
09/03/2015 Pazartesi tarihinde @Darkauthorgirls tarafından yayınlanmaya başlanmıştır.
Tüm telif hakları kızlarımızın defterleri arasında saklıdır.
Tanıtım videosu: https:...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
[Neva]
Hiç birimiz cesaret edip aşağı inemezdik. Fakat burada da öylece kalamazdık. Evra ve Doğa'ya ellerine sert bir şeyler almalarını söyledim. Sanırım beni fazlasıyla yanlış anladılar. Evra eline oyuncak ayısını, Doğa ise matematik kitabını almıştı. Bende elime Evra'nın odasındaki raketlerden birini aldım. Evra kapıyı yavaşça açtı. Kapıdan ilk başta Evra onun arkasından ben ve en arkadan Doğa çıktı. Aşağı indiğimizde Evra çığlık atıp arkasını döndü ve elindeki ayıyla birine vurmaya başladı. Işık yanmadığından yüzünü net göremedik. Ve Doğa'yla birlikte bizde elimizdekilerle vurmaya başladık ki Deniz birden "Yeter durun!" diye bağırınca elimiz havada kaldı. Bu Deniz, benim abim. Biz Deniz'den özür dilerken beraber odaya doğru geçtik. "Bu saatte bura da ne işin var? Ödümüzü kopardın aptal!" dedim "Sakin ol, anlatacağım" dedi.
Doğa'nın yanına oturdum ve Deniz'i dinlemeye başladık. -Deniz diyorum çünkü aramızda bir yaş var ve hala çocuk gibi davranıyor- "Evra'nın annesi arayıp sizi kontrol etmemi söyledi. Anahtarı da verdiği için kapıyı çalmayı pek düşünmedim aslında. Yanınıza gelmeden su dökmem gerekti. Anlarsınız biz erkekler mesanemiz küçük de biraz. Annenin neden endişelendiğini anlamıyorum üç tane çatlak aynı evdeyken o eve giren hırsız sağ çıkmaz. " deyip güldü. Evra'da "Sanırım hırsıza bir şey olmasın diye seni gönderdi." deyip Deniz'le birlikte güldüler. Doğa " Peki aptal önceden bir seslenseydin ya ödümüzü kopardın" dedi. Deniz'de" O zaman eğlenceli bir yanı kalmazdı inan bana. Ama dayak da yememiş olurdum orası ayrı bir mesele" dedi. Kural 1, bir olay olduğu zaman 5N 1K sorgusuna her zaman çekilinir. Bu kim olursa olsun.
Deniz'de aramıza katıldıktan sonra filmimize geri döndük. Saat 2'ye gelirken o tatlı oyunlarımızdan biri başlamıştı. Kura çektiğimizde ' işletme' çıktı. Bu ne kadar zor olabilirdi ki?
İlk önce Doğa arıyordu. Numarayı gizliye alıp rehberinden sevgilisinin numarasını tuşladı ve hoparlöre aldı. -Ses değiştirme konusunda uzman diyebilirim- Telefon üçüncü çalışta açtı. "Alo?" Evra'yla ağzımız iki karış açıldıktan sonra kendimizi toparladık. Bu kız da kimdi? " Alo?.. Kimsiniz?" arkadan Alperen'in sesi geldi. "Kimmiş ?"dedi. "Bilmiyorum ses vermiyor" Deniz, Doğa'nın elinden telefonu alıp "Üzgünüm yanlış oldu" deyip kapattı. Evra'yla Doğa'ya sıkıca sarıldık ve Deniz'de bize eşlik etti. -Aslında gerçektir ki sarılma olayını sevemesekte destek olmak için bunu yapardık- "Üzülme o jöle beyinlinin tekiydi. Hem kendi kaybetti. Bir daha kimse tarafından senin onu sevdiğin gibi sevilemeyecek bırak o üzülsün." dedim. Evra'da " Aynen Neva haklı o marul kafalı zaten seni sürekli üzüyordu iyi oldu. Şimdi ona ayrıldığına dair mesaj at. Biraz egosu zedelensin. " diyerek bir gaz ile telefonu Doğa'nın eline bıraktı. Doğa daha iyi bir şeyler yapıp tekrar Alperen'i aradı. Bu sefer ilk çalışta açtı " Senin gibi bir aptlak* daha fazla birlikte olamam ego yığını. Paran egonu tatmin ediyor olabilir hatta paran çok güzel kızlarla birlikte olmanı sağlayabilir ama paran bir zaman sonra egona yetmeyecek. Hep daha fazlasını isteyecek ve sen daha fazla yerin dibine gireceksin. Tıpkı şuan olduğu gibi Maydonoz model. " deyip telefonu suratına kapattı. Alperen zengin olabilirdi ama duyguları ucuz jöle kıvamındaydı. Eminim şuan yanındaki hatuna bozuntuya vermemek için elinden geleni yapıyordur.
Doğa'ya "Afferin be. İşte benim kızım." diye övgüler yağdırıyorduk. Doğası telefonu Deniz'e uzatıp göz yaşlarını sildi ve "Sıra sende " dedi. Gecenin üçüne gelirken herkes bir yerde uyuya kalmıştı. Gözlerimi açıp saati aradım. Duvara bir saat assak ne olurdu?
Gözlerim saate ilişince saatin beş olduğunu gördüm. Ayağımla Doğa'yı dürtüp uyanması için bir kaç kez adını söyledim ama uyanmadı. Evra'ya da seslendim ama cevap yoktu. Deniz'e seslenmeme gerek yok uyanmayacağını biliyorum. Sessizce aralarından geçip aşağı su almaya indim. Sürahiye suyu doldurduktan sonra son kez seslendim ama uyanmadılar. Sırayla Doğa, Evra ve Deniz'in üstüne suyu döktüm. Tabi bir sürü küfür yediğim gerçeğini unutmazsam. Deniz bana yine o kötü bakışlarından attı ve ardından Deniz kafasıyla beni gösterdi. Doğa ve Evra Deniz'in yaptığı hareketi kafalarıyla onayladığında üçü de üstüme atladılar ve beni gıdıklamaya başladılar. "yapm...yaa..bi durn..bir..şey di.. " kelimeleri toparlamama izin vermeden sürekli gıdıkladılar. Sonunda bayılacak duruma geldim. Onlarda sonunda pes edip yere yığıldılar. Evra sudan dolayı olsa gerek makyajı hep akmıştı. Doğa'nın ki dünden ağladığı için akmıştı zaten. Sudan da biraz etkilenmiş olabilir tabi.
