Yemekler bittiğinde sırada eğlence kısmı vardı. Herkes balo salonundaydı. Konuşmalar birbirine karışmış, yüzlerde gülücükler oluşmuştu. Bir yandan da çalan müzik kuzenlerin muhteşem dans hünerlerini göstermesini sağlıyordu. Ortamda mutsuz olan bir tek Theodore'du. Kimse tarafından onay almayacak bir genç kıza tutulmuş, şimdi de her ne kadar güzel olsa da kendisine karşı ufacık hissi bile olmayan birisiyle evlenmesi bekleniyordu. Ondan bahsetmişken Leydi yanına yanaştı prensin. Lafa girmeden önce eğilerek selam verdi.
"Böyle mutlu bir günde çok güzel bir gülüşünüz olmasına rağmen neden saklıyorsunuz? "
Theodore nezaketen gülümseyerek karşılık verdi iltifatına. Aralarında bir şey olabilmesi için dürtmeye ihtiyaç vardı. Bunu sağlayan da babası Kral George oldu.
"Bu gece için beni daha mutlu eden bir şey olamaz. Tabi ikiniz güzel bir müzikte dans ederseniz tekrar düşünebilirim. "
Theodore babası tarafından gelen isteğe (emire) tabi ki karşı çıkmadı. Jennie'ye elini uzatarak yüzüne sahte bie gülümseme yerleştirdi ve "Benimle dans eder misiniz? " diye sordu. Onun aksine Jennie'nin yüzünde gerçek bir gülümseme vardı. Zevkle ve mutlulukla kabul etti bu teklifi. Beraber sahneye çıktıkları anda Kralın bir hareketiyle ortamdaki eğlenceli müzik romantik bir müziğe çevrildi. Kraliyet işlerinin çoğunun birer şovdan ibaret olduğunu bilen Theodore, şu an üzerlerindeki gözlerin hepsine istediğini vermekte kararlıydı. Centilmen bir şekilde önce karşısındaki leydiye selam verdi ardından nazikçe belini kavradı. Elleri kavuştu ve ikisi de vücudunu hem birbirlerine hem müziğe bıraktılar. Tam bir rüya gibiydi bu dans. İkisi de bulutların üzerinde uçuyordu. Jennie zerafetiyle ve güzellğiyle herkesi büyülemişti bile. İkisinin bu kadar yakışıyor olması, bu kadar uyumlu olması birbirlerinin kaderlerinde olduğunu gösteriyordu.
Bütün bu göz alıcılıktan doğan şaşkınlık sona ermeye başladığında herkes sırayla sahneye çıkıp dans etmeye başladı. Sadece aileler olsa bile yine de çok kalabalık bir ortam olmuştu. Dans arasında Jennie'yle ettikleri muhabbetten ve kendini kaptırdığı ritimden Theodore'un gülüşleri gerçeğe dönüşmüştü. Artık gerçek anlamda eğleniyordu. Hatta bir anlığına bile olsa Jennie'yi çekici bulmuştu. Tanımak istemişti, vakit geçirmek.
Şarkının sonuna geldiklerinde her çift birbirine selam verdi ve hareketli müziğe tekrardan geçiş yapıldı. Kraliçe Margaret yüzünde kocaman bir gülümseme ve gururla yanlarına geldi.
"Harikaydınız! Birbirinize ne kadar da yakıştınız. Hayranlıkla izledim. Ve sen Jennie, şimdiye kadar gördüğüm en zarif, en güzel genç kızsın. "
"Teşekkür ederim efendim. " diye mahcup bir şekilde gülümsedi Jennie. Theodore annesi kadar olmasa da hayran kalmış bir şekilde gülümseyere ona bakıyordu. Belki de Lisa'ya aşık olmamıştı. Sadece durumuna acıyıp ona yardım etmek istemişti.
"Anneciğim, izin verirseniz Jennie'ye biraz etrafı gezdirmek istiyorum. " dedi. Annesi seve seve kabul edip yanlarından ayrıldı. Theodore kolunu Jennie'ye uzattı ve beraber çıktılar salondan. Büyük koridorlarda yürümeye başladılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
three of us | tamamlandı |
RomanceBir varmış, bir yokmuş... Krallığın birinde yakışıklı ve bir o kadar da zeki bir prens yaşarmış. Bu prens ailesine çok düşkünmüş ve tahtın varisi olduğu için de ailesi tarafından her zaman öncelik sahibiymiş. Herkes de görevini bilir, bu yüzden çok...