kriz

141 10 7
                                    

"BUNCA ZAMANDIR BENİ KANDIRIYORDUN!! SANA BÜTÜN SEVGİMİ VERDİM VE KARŞILIK OLARAK BUNU MU ALIYORUM?! "

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


"BUNCA ZAMANDIR BENİ KANDIRIYORDUN!! SANA BÜTÜN SEVGİMİ VERDİM VE KARŞILIK OLARAK BUNU MU ALIYORUM?! "

"Jennie, lütfen sakin ol. Yalvarıyorum."

Jennie basın görüşmesinden gemiye gelene kadar kendisini iyi bile tutmuştu. Şimdi bulundukları odaya baktıklarında her yer darmadığındı. Theodore kendini açıklayamıyordu çünkü Jennie konuşmasına izin vermiyordu.

"BİR DE BENDEN ÖZÜR DİLEDİN DEĞİL Mİ?! NE YAPTIN?! ONUNLA SEVİŞTİN SONRA GELİP BİR DE BENİMLE Mİ DENEMEK İSTEDİN?! "

"Jennie lütfen... "

"SÖYLE!! HANGİMİZ DAHA İYİYDİK?! O MU BEN Mİ?! İKİMİZLE BİRDEN EVLENEMEZSİN!! "

Theodore daha fazla çabalamaktan vazgeçip Jennie'nin içindeki öfkesini atmasını beklemeye karar verdi. Geldiklerinden beri bir şeyleri yıkıp bağırıyordu ve her ne kadar Theodore konuşmaya kalksa da bir faydası olmuyordu çünkü. Kafasını bile kaldırmadan sessizce bekliyordu şimdi. Ama planı işe yaramadı. Bu Jennie'yi daha da sinirlendirmişti. Zaten ne bekliyordu ki? Aynı anda iki kişiyi sonsuza kadar idare edemezdi.

"SANA SÖYLÜYORUM!! AĞZINI BİLE AÇAMIYORSUN!! İKİMİZİ DE KULLANDIN!! ÖYLE DEĞİL Mİ?! BU GEMİ DERHAL EVE DÖNECEK VE BU İŞ BİTECEK!! ANLADIN MI?! SENİN YÜZÜNÜ DAHİ GÖRMEK İSTEMİYORUM!!! "

Jennie hiddetle kapıyı çarparak çıktı Theodore'un odasından. Her tarafı yıkıp geçtikten sonra sıra kendi odasına gelmişti. Geçirdiği sinir krizinin etkileri her yerden duyuluyordu. Çalışanlar ortamın gerginliğinden sesini bile çıkarmıyordu. Herkes hem onları dinliyor hem de sesssizce işlerini yapıyordu. Theodore oturduğu yere çökmüş kendini suçluyordu. Suçlaması da gerekiyordu. Lisa'ya aşık olduğunu o da biliyordu ama yine de Jennie'yle denemek istemişti. Böyle her şeyin daha kolay olacağını sanmıştı. Hatta Lisa'yı tamamen hayatından çıkartmaya, hiç yaşanmamış gibi davranmaya çalışmak üzereydi. Şimdi bütün planları iptal olmuştu. Düşünceleri arasında kaybolmuş ne yapacağını düşünürken Harry girdi içeriye. Ortamı görünce istemsizce ağzından "Ayy. " sesi çıktı. Theodore bu sayede fark etti onu.

"İyi misiniz? " diye sordu Harry, Theodore ona döndüğünde.

"Hiç iyi değilim. O fotoğrafı kim çekti Harry? Nerden çıktı? Yani olabildiğince gizli buluştuk. Anlamıyorum. Neyse zaten bunu da düşünmemem lazım değil mi? Jennie çok sinirli. Babam bu durumu duyarsa, ki eminim duymuştur bile benim hayatım biter. Babam demişken o iş ne oldu? Offf çok fazla şey var. Kafam allak bullak. Ne yapacağımı bilmiyorum. Ne düşüneceğimi de bilmiyorum. "

"Öncelikle sizi bir konuda rahatlatayım, babanıza bir şey olmadı. Oradakiler basın açıklamasından sonra yapmayı düşünüyorlarmış. Ben olanları haber verince de eve döneceğinizi tahmin ettik ve o durum iptal oldu. Ama babanızın durumu öğrenmesi konusunda haklısınız. O da geminin derhal eve dönmesi konusunda emir verdi. Durumu düzeltmeye çalışacakmış. En azından planladığımız gibi eve erken dönüyorsunuz. " diye bir cümleyle bitirdi Harry konuşmasını. Buna da Theodore'un cevabı "Ciddi misin? " diyen bakışı oldu.

Bütün olanları düşündüğünde dünyanın en büyük krizini yaşadığı görülüyordu. Bir kıza aşık olmuş, o kıza başka kimseye dokunmayacağına söz vermiş, sonra başka birisine dokunmuş, ve o kız tarafından da aslında başka birisiyle birlikte olduğu öğrenilmişti. Bu karışıklık durumun ne kadar kötü olduğunu gösteriyordu. Şimdi ise işin içinden çıkamıyordu. Ellerini kafasında birleştirmiş kara kara düşünüyordu. Geminin eve dönmesi 3 gün sürecekti. Bu süre zarfında Jennie ile arasını düzeltmesi gerekiyordu. Şu an aklında olan buydu. Eğer eve barışmış dönerlerse babası daha affedici olabilirdi. Hala odadan çıkmayan Harry'e döndü.

"Harry, Jennie'ye her şeyi anlatmayı düşünüyorum. Eğer bilirse belki daha iyi olur. "

Harry anında karşı çıktı bu duruma. Kendisi de topun ucundaydı çünkü.

"Asla. Şu an kendinizi onun yerine koyun. Size karşı büyük bir nefret duyuyor. Bir de böyle bir şeyi öğrenirse bunu aleyhinize kullanabilir. Tamam anlayışlı olma ihtimali var ama sadece bu ihtimali düşünerek hareket edemeyiz. Üstelik her ne olursa olsun onu kullandınız, bu affedilecek bir şey olmaz. "

Theodore Harry'e katılmıştı ama son söylediği söz sinirini bozmuştu.

"Başka çarem mi vardı Harry? Varsa da neden söylemedin de bunu yapmama izin verdin? "

"Hayır yanlış anladınız. Tabi ki başka çare yoktu. Ben sadece onun bakış açısından yorumluyorum durumu. "

Theodore bu açıklamadan sonra biraz sakinleşti. Yine de hala ne yapacağını bilmiyordu. Jennie'nin sesinin kesildiğini fark etti sonra. Biraz daha sakinleşmiş olabileceğini düşünüp Harry odada bırakar hızlıca onun odasına ilerledi. Kapıyı tıklattı ancak içeriden ses gelmedi. Başına bir şey gelmiş olabileceği ihtimalini düşünerek hızlıca açtı kapıyı. Yatakta uzanmış yatıyordu. Theodore gözlerini kapalı görünce hemen yanına adımladı ve seslendi.

"Jennie?! "

Biraz sarstığında Jennie açtı gözlerini. Ağlamaktan yorulmuş ve uyuya kalmıştı. Kendisine geldiği gibi tekrardan bağırmaya başladı.

"NE HAKLA BURAYA GİRİYORSUN?! DEFOL ODAMDAN!! DEFOOLL!! "

Theodore gerilim yaratmamak adına dediğini yaptı. Odadan çıkıp kapıyı kapattı. İçerden Jennie'nin hıçkırıkları duyulmaya başlandı ardından. Harry kapının önünde Theodore'u karşılamıştı.

"Harry, arada bir onu kontrol et olur mu? Ben girince neler oluyor görüyorsun. Kendisine bir şey yapmasın. "

"Tabi efendim. "

Theodore yoğun düşünceleriyle odasına döndü. Kabus gibi bir gün yaşıyordu. Nasıl bu hale geldiğini hala anlayamıyordu. Elinden geldiğince saklanarak Lisa'nın yanına gitmişti. Hatta Harry her şeyi organize etmişti. Nasıl oldu da birisi bunu fark edip onları takip etmişti? Hatta fotoğraf çekip bunu basına sızdırmıştı bu kişi. Üstelik tam da nişanlandıklarını söyleyecekleri günde. Birisi biliyor olmalıydı o gün nişan duyurusunun yapılacağını. Jennie'nin henüz sakinleşeceği yoktu. Bu yüzden Theodore bu konu üzerinde yoğunlaşmaya karar verdi. Henüz Jennie'nin odasının önünden ayrılmamış olan Harry'i çağırdı yanına. Güvendiği tek kişi oydu. Ki zaten ondan başka da bu durumu bilen olmadığı için sadece onunla çözebilirdi bu gizemi.

"Harry, sen de biliyorsun her şeye dikkat ettik. Buna rağmen birisi bizi takip edip orada fotoğrafımızı çekmiş. Ve tam da nişan duyurusunu yaptığımız gün fotoğraf ortaya çıktı. Yani her şey planlanmış. En azından ben öyle düşünüyorum. Sen ne diyorsun? "

"Haklı olabilirsiniz. Ama ben çevreyi kontrol ettirmiştim. Çeken kişi çok iyi saklanmış olmalı. Acaba bu olayı ikimizden başka bilen birisi olabilir mi? "

"Aslında anneme de babama da Lisa'dan bahsettim. Belki de burada beni takip etmesi için birisini tutmuşlardır. Ama yine de bizim fotoğrafımızın yayınlanması kraliyet itibarını düşürür. Böyle bir şeyi babam da annem de yapmsaz. "

"Belki siz ailenizle konuşurken birisi duymuştur. Mesela babanızın asistanı? Sonuçta size söylenen yalanlarda da babanıza fikri veren kişi oydu, değil mi? "

"Doğru, Martin olabilir. Madem öyle biz de onu takip ettirelim. Bakalım neler yapıyormuş. Onun dışında gözün açık olsun. Eğer benim fotoğrafımı çektirecek birisini bulduysa gemide de kendisine birisini bulmuştur. "

"Peki efendim. "

Harry dışarıya çıkmak için adım attığında Theodore soru sorarak durdurdu onu.

"Jennie nasıl? "

"Bence bugün onunla görüşmeyin. Yarın şansınızı tekrar denersiniz. "

"Jennie'yle aramı düzeltene kadar eve dönemem Harry. Gerekirse yolu uzatın. Yoksa her şey çok daha kötü olacak. "

"Emredersiniz. "

three of us | tamamlandı |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin