Sesi ince ve kısıktı, duyamıyordum.
...
Tek gördüğüm başta Doğanay'ın yüzü ciddileşmişti. Sonra hafifçe gülümsedi, bana baktılar çok az bir süre. Ardından hepsi önlerine döndü. Neler oluyordu?
Kalkıp yanlarına gitme, ya da duymak için biraz daha eğilme isteğim ayağa kalkışım ile yapılan ani frenle kesilmişti.
Yanımdaki arkadaşlarım neredeyse uyudu uyuyacaktı. Bende yapacak birşey olmadığına karar verdim ve merakımı bastırarak uyumaya karar verdim. Hadi bakalım, hayırlısı.
Ne kadar süre geçti bilmiyorum. Ama tahmini bir 30 dakika sonra birinin kollarında hissettim kendimi. Kolları bir erkeğin olamayacak kadar inceydi. Öyleyse beni nasıl taşıyordu? Gözlerimi hafifçe araladım. Gözlerim görüntüyü netleştirmeye çalışırken "hşş." Diye bir ses duydum. Ardından gözlerim bağlanmıştı.
Tamam. Artık cidden korkuyordum. Neler oluyordu?
Birkaç dakika sonra-ki bana saat gibi gelmişti- bir rutubet kokusu burnuma geldi. Tahtaya benzer bir koku. Neredeydim ben? Bu kimdi? Neden otobüste değildim?
Rüya mı acaba diye kendimi çimdiklemek aklıma geldiği sırada bir sandalyeye oturtuldum. Ardından ellerim bağlandı. Ve bir kapı kapanma sesi.
Sakin olmalıydım. Gözümdeki bandaj gevşetilmişti. Kafamı biraz sallamaya çalıştım. Bandajı düşürmüş, sonunda etrafı görmeye başlamıştım. Karanlık bir odaydı. Ama görmeyi engelleyecek kadar değildi. Bağırsam da muhtemelen beni kimse duymazdı. Bende gücümü kullanıp ipi koparmayı denedim.
Cidden gücüm bu ipi koparmaya yetmişti. Diyorum ya, bazen garip olmak işe yarıyor. Kalkınca bana ip gibi gelen şeyin bir kelepçe olduğunu gördüm. Normal bir insan olsa bunu yapamazdı, ya da kemiklerini kırardı. Benimse sadece biraz bileklerim acımıştı. Ne yaşamıştım ben? Bunu neden yapmıştım, ya da yapmışlardı?
Bu kadar basit bir olay neden olmuştu? Elimi bağlayıp gidenin amacı neydi? Bilmiyordum. Biraz korkarak kapıyı açtım. Kimse yoktu. Şimdi bir sorun daha vardı, neredeydim ben? Bizimkiler neredeydi?
45 dakika önce ...Doğanay'ın ağzından
Farise ve ben tek kulağımızda kulaklık ile şarkı dinliyorduk. Bir anda bize muhtemelen birkaç dakikadır seslenen, daha önce sadece kantinde gördüğümüz o kız, artık dayanamamış ve kolumuzu dürtmüştü. Farise "Ne var?" Diye kızı biraz terslese de ben "hm?" Demekle yetinmiştim.
"Birşey soracaktım. Mahfer hanginiz?" Bu soruyu duyunca biraz garipsemiştim. Neden olduğunu anlamadığım bu soru karşısındaki tepkimi görünce kız biraz gülümseyip "biraz hayranıyım da. İsmini duydum ama kim olduğunu çözemedim tam.Birkaç mağaza sorabilirim. Kızlar arasında hep tarzı konuşuluyor. Dersler konusunda da iyi diyorlar. Tavsiye alacağım bir rol model o!" Dedi. Bende gülümsedim. Arkamı dönüp gözümle işaret ettim. "Öyledir :)"
Farise tek kaşı havada sadece bakıyordu. Kız da sıcak bir gülümseme ile teşekkür etti. Ardından hepimiz önümüze döndük. Farise bir nefes verip "hadi hayırlısı" Dedi. Kız bir tehdit oluşturacak gibi durmuyordu. Kantindeki gün de bizimle arkadaş olmak istiyor, merak ediyor gibiydi. Farise zaten biraz kuruntudur.
Daha sonra kız "birşey içiyor musunuz?" Dedi. Farise duymamazlıktan geldi. Bense bir filtre kahveye hayır demezdim. Kız "memnuniyetle." Diyip gülümseyerek ön tarafa doğru gitti. İçecek işlerinde yardım eden öğrenciler seçmişlerdi. Galiba onlardandı. İçecek bir 5 dakika sonra geldi. İçtim. Güzele benziyordu. Farise müziğin etkisi ile ya da kızla muhattap olmamak için uyuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GARİP BİR KIZIN GÜNLÜĞÜ
Teen FictionGarip bir kızın arkadaşları ile yaşadıklarını anlattığı gizli bir günlükte onlarla beraber bir maceraya katılmaya hazır mısın? Beraber çok eğleneceğiz. Başlarına neler gelecek? Onu göreceğiz...