...
Alparslan'ı uğurladıktan sonra içimdeki sıkıntıyla beraber mutfağa geri döndüm. Saatin daha erken olduğuna emin olduktan sonra az olan bulaşıkları çabucak hallettim.
Mutfağın temiz olduğuna emin olduktan sonra yavaş adımlarla yatak odasına gittim. Kendi yattığım tarafı es geçip Alparslan'ın tarafına uzandım. Başucu çekmecenin üstündeki fotoğrafı bir süre inceleyerek gözlerimi kapattım.
Uzaklardan gelen telefon sesiyle irkildim ve durmadan çalan telefonumu elime aldım. Büşra'nın aradığını görünce daha fazla bekletmeden açtım zira hiç durmadan çalıyordu.
"Efendim?"
"Oh sonunda kuşum ya, nerdesin sen?"
"Uyuyordum duymamışım,"
"Anladım, Esra bizi kahvaltıya çağırıyor. Hazırlan çabuk."
Büşra komutu verdikten sonra telefonu kapatmıştı. Telefonun arkasından şaşkın bir şekilde bakakaldım.
Kafamı iki yana sallayıp kendime geldim ve dağılan yatağı toparladım.
Dolabın kapağını yan tarafa doğru ittirdikten sonra dolaba göz gezdirdim. En kısa zamanda temizlik yapıp kışlıkları kaldırmam gerekti. Havaya uygun ne ince ne kalın bir kıyafet seçmiştim. Kıyafetime uygun şalımı bağladıktan sonra telefonumu elime aldım ve mutfağa gittim.
Alparslan ve timdeki arkadaşlarına hazırladığım yemeklerden birazını kendime ayırtmıştım. Patatesli börekleri bir kaba koydum. Elimdeki büyük ve geniş olan kabı elime aldım ve ağzını kapattım bir elimde tuttuğum telefonu açtım, ekranda Büşra'nın mesajını gördüm. Mesajı açmadan ekrandan okudum.
Gönderen: Büşra
"B blok 4. Kattayız kuzum."
Biz C bloktaydık hemen yan tarafımızdaydı B bloğu. Ekranı kilitledikten sonra telefonu cebime koydum.
Vakit kaybetmeden yan bloğa geçtim. Esra ile Didem ile piknikte tanışmış ve ondan sonra üst üste gelen olaylardan ötürü pek konuşmamıştık. Büşra ile Elif benden öncede burada olduklarından dolayı herkesi tanıyorlardı.
Yavaş yavaş tanıştığım insanlar ile çevrem genişliyordu. Bu beni hem mutlu hem korkmama neden oluyordu.
Düşüncelerimi bir rafa kaldırmama sebep olan asansör sesi ile kendime geldim, elimdeki kabı daha sıkı kavradıktan sonra ayakkabıların yoğun olduğu ve Tuna'nın vazgeçilmez arabalı terliklerinden anladığım kadarıyla kapı ziline bastım. İçerideki sesler yavaş yavaş çoğalırken kapı açıldı ve Esra beni güler yüzle karşıladı.
"Hoş geldin canım."
Esra ile selamlaşıp sarıldıktan sonra elimdeki kabı Esra'ya uzattım ve hemen yan tarafında bulunan Didem'e sarıldım.
"Özlettin kendini kaçak."
Samimi sarılmamızın ardından Büşra ile Elif'e sarılmıştım. Adım atmam ile eş zamanlı içeriden Tuna koşarak yanıma geldi.
"Hoş geldin Hafsacığım,"
Tam dönmeyen dili, oyun oynadığını belli kırmızı yanaklarıyla tam ısırarak sevmelikti.
"Hoş buldum canımın içi."
Boyuna eğilip hasret dolu sarılmamız ile gerçekten evimi, Şırnak'ı ve özellikle buradaki insanları ne kadar çok özlediğimi anlamıştım.
"Seni çok özledim."
K harfine pek dili dönmüyordu onun yerine t harfini kullanıyor ve şirinliğine şirinlik katıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AHDE VEFA
قصص عامةAhde Vefa: Verdiği sözde durma ••• Yalnız, her zaman çevresinden kötü ithamlar duyan, gittiği her yerde kendini sığıntı hisseden... Buna rağmen annesinin babasının öğrettiği gibi dimdik, yıkılmaz olan Hafsa'ydı o. Yetimha...