Alev

33 2 0
                                    

Kim bir uçurumun kenarındaki menekşeyi alkışlar ? 

Kim çok güzel değil diye Ay'ı taklit eder ?

Her sabah yaptığım şey işte 

Uyanıp boş boş tavanı izlemek. Ne kimseyi görmek ne de konuşmak istiyordum. Herkes ikiyüzlü çünkü. Yok ikiyüzlü değil ikiden fazla yüzlü . Hepimiz böyleyiz işte.

Kalkıp üzerimdeki her şeyden kurtuldum. Ve duşa girdim. Durdum öylece. Soğuk suyun kafamdan aşağıya akmasına izin verdim. Bitince üzerime siyah bir kazak ve pantolon giydim. Öyle süslenmeye falan ihtiyacım yok benim. Ben ne kendimi ne de bir başkasını seviyorum. Kimseye gönlümü veremezdim ben. Benim verdiklerim bir fincan kahve ya da bir adet peynirli poğaça . Evet garsondum ben. Sıkıcı bir garson.

Eşyalarımı çantama koyup dışarı çıktım.  Yürürken kulaklığımı taktım "Traın Wreck" şarkısını dinlemeye başladım.

Unsay these spoken words
 Bu konuşulan kelimeleri söylemeyin
Find hope in the hopeless
 Umutsuzlukta umut bul
Pull me out the train wreck
 Beni tren kazasından çıkar.

...

Otobüs durağına vardığımda şarkı bitmişti. Her şeyin bittiği gibi. Neyse ki çok beklemeden otobüs geldi . Kartımı okutup boş olan bir yere oturdum . Benden sonra arkama bi amca oturdu yanıma da bi yaşlı teyze. Kafamı cama yasladım ve dışarıyı izlemeye başladım. Birden ilahi çalmaya başladı.

NE ! İLAHİ Mİ  ?

Kafamı kaldırdım. Yanımdaki teyze çantasını karıştırıyordu.  Çantasından telefonunu çıkardı galiba ses ondan geliyordu. Birden bağırarak konuşmaya başladı. ALLAH'ım neden ben ya

-Aloooooovvv

-Kızımm

-Leylaaağğğ

-DUYMUYORUMMM 

-Aloooovvvv

Ah yaşlı teyzeler. Önce ALLAH'tan sonra onlardan korkuyorum. 

-Yaw ben 35 yıllık hayatımda böyle konuşan böyle bağıran bi kadın daha görmedim . Lanet olsun! Lanet olsun! 

Bu seste galiba arkamdaki amcadan geliyordu.  Pfff.  Neyse ki tam teyze cevap verecekken otobüsten indim. Arada tost olacaktım galiba. Çok geç kalmadan "Deene Cafe" yazılı yere girdim. İçerisi baya kalabalıktı. Her zamanki gibi. 

-Alaz!

Sesin geldiği yere döndüm. Ada bu 

-Merhaba ADA. Nasılsın?

-İyiyim sen nasılsın ?

-Bende iyiyim. Neyse ben gidip üstümü değiştireyim.

Fazla konuşmaya gerek yoktu. Yalancı samimiyetleri sevmezdim ben. Soyunma odasına girip üzerimi değiştirdim. Saçıma başıma çekidüzen verdim. Dış görünüş önemliymiş çünkü. Dışarı çıkıp servise başladım. Herkes ya sevgilisiyle ya ailesiyle ya da arkadaşlarıyla gelmişti. Bunların üçü de bende yoktu . Bende ne vardı ? 

Sevgi mi ? Merhamet ? Vicdan mı ? İyi bir aile ?

Hiç. Bende hiçbir şey yoktu. Ben kimim peki ? 

Bir garson. Hayata ve insanlara hizmet eden bir garsonum ben.

 Komik!

Gülüşmeler, şakalaşmalar, aşk isyanları, iş toplantıları ve dahaları

İşim bitince giyinme odasına gittim. Tam kapıyı kapatacakken Ada geldi.

-Alaz gitmeden tuvaletleri temizle. Patron istedi.

-Ama bu benim görevim değil!

Hadi ama olamaz. Oflayıp tuvaletleri yıkadım. Zorundaydım çünkü. Para lazımdı. Hayatta kalmak için. Sonra gidip üzerimi değiştirdim . Ayaklarım ağrıyordu artık. Cafe'den çıkıp otobüse bindim. Kartımı okutup boş yer aradım. Her yer doluydu , bütün yolculuğu ayakta geçirdim. Herkes yorgun görünüyordu. Herkes bir şekilde hayatta kalmaya çalışıyordu. Otobüs evimin yakınlarında durunca indim. İndiğimde her yer karanlıktı. Sokakta bir ışık bile yoktu. Normalde herkes bundan korkar. Ama ben korkmuyordum. Karanlığı sevdim ben. İnsan zorda kalınca her şeyi yapıyordu, seviyordu , istiyordu. 

Alaz , alevdi

Alev ne demekti ?

Kıvılcım, ışığın dili 

Yoksa hepsi mi ?

                                        .    .    .


GELECEK BÖLÜM

- Kimsin sen ? Bırak beni gerizekalı !

- Ben mi ? Ben KARAN. Sende Alaz olmalısın. 

Karan mı? Karanlık olan Karan mı ? 

Sonrası mı  ?   Sonrası karanlık



HERKESE MERHABA :)

NASILSINIZ ?  UMARIM İYİSİNİZDİR. İYİ OLUN

YORUMLARINIZI VE BEĞENİLERİNİZİ BEKLİYORUM.

Karanlığın DiliWhere stories live. Discover now