Profiterol

25 2 0
                                    

Karan...

-Senin burada ne işin var.

-Karan sen bu garsonu tanıyor musun? Böyle insanlarla konuştuğunu bilmiyordum.

-Hayır sevgilim tanımıyorum. Tatlıyı masaya koyun lütfen.

Tanımıyorum.


Geçmiş zaman...

- Sevgilim hadi uyan ! 

Kim sabah kahvaltıda profiterol yer? Tabi ki ben ve Karan. Sabahın 6'sında kalkıp ona profiterol yaptım. Özür dileme şeklim buydu çünkü. Güzelce tabaklayıp üzerine de çikolata döktüm.  Ses gelmediğine göre hala uyuyordu. Tabağı bir tepsiye koyup yatak odasına doğru yürüdüm. İçeri girdiğimde hala uyuyordu. Uyurken onu izlemeye doyamıyordum. Çok masum, çok temizdi çünkü.                                                                                                                            

-Karan uyan artık bak sana ne yaptım.  

-konuşmuyorum ben seninle. Kalbimi çok kırdın. 

-Özür diledim ya. Bak sana sevdiğin tatlıdan yaptım.

-Başkası olsaydı onu öldürmüştüm. Beni ne ile suçladığının farkında mısın Alev ?

-Farkındayım. Lütfen artık böyle davranma bana.

- Profiterol mu o elindeki ?

-Evet sana yaptım. Senin için.

-Ver de yiyeyim bari.

-Yatağı çikolata etme bak.

-Tamam ver hadi.

Tabağı ona verdiğimde beni kendisine çekip kucağına oturttu. Önce  kaşığı çikolata sosuna batırıp ağzına götürdü sonra da dudaklarını dudaklarıma yapıştırdı. Ve beni öpmeye başladı. 

-Böyle daha tatlı oldu sanki. Sana dayanamıyorum Alaz. Beni de kendinle birlikte yandırıyorsun.


Şimdiki zaman ...

-Burada daha duracak mısın ? Bana bir su getir hemen.

-Tabi hemen getiriyorum.

Son bir kez baktım ona. Hızlı bir şekilde mutfağa geçtim. Beni tanımadığını söylemişti sevgilisine. Sevgilisi...

-Yağmur şu masaya su götürür müsün ? Benim çıkmam gerekiyor.

-Alaz iyi misin ?

-İyiyim ben gitsem iyi olacak.

-Tamam git sen.

Hızlı bir şekilde üzerimi değiştirdim. Dışarı çıktığımda gitmişlerdi.

-İyi günler size.

Hemen kendimi sokağa attım ve  bir otobüse binip eve gittim. İçeri girip kapıyı kapattım. Ağlamaya başladım. Çok zoruma gitmişti. Yıllar önce  beni öylece  bırakıp gitmişti. Onun yüzünden kimseye güvenemedim ben. Kimseyi sevemedim. İçimdeki zehri atana kadar ağladım. Kimsesizliğime, yalnızlığıma...  Tam her şeyi toparlamışken neden karşıma çıkmıştı ki. Ah anne biliyorum ağlamama katlanamazdın. Ama keşke sende burada olsaydın. Kalkıp bir bardak su içtim. O anda kapı zili çaldı. Kim olabilirdi ki ? Kalkıp kapıyı açtım. Uzun boylu geniş omuzları olan ve karamel renkli saçları olan bir adam duruyordu karşımda.

Karanlığın DiliWhere stories live. Discover now