Celladına Gülümsemek

13 1 0
                                    

Herkese Merhaba 

Geçmiş zaman...

Haftalardır iş bulmak için şehirde gezmediğim yer kalmamıştı. Kimin yanına gitsem biz sizi ararız diyip beni geri gönderiyorlardı. O gün yine bir hayal kırıklığından sonra belki burası beni kabul eder diye holdinge girmiştim. Ama nerden bilebilirdim ki hayatımın alt üst olacağını.

Bir adam tarafından zorla kaçırılıp evlenmiştim. Şimdi ise  zor geçen bir akşamdan sonra artık evim diyeceğim yere gidiyorduk. Hayır mezarıma...  

Kapattım gözlerimi. Gözümden akan bir yaş.

Nefes aldım. Gözlerimden akan iki yaş.

Sessizce şarkı söylemeye başladım.

"Bir derdim var artık, tutamam içimde

Gitsem nereye kadar, kalsam neye yarar?

Hiç anlatamadım, hiç anlamadılar."

"Alaz geldik. Hadi aç gözlerini."

"Herkes neden düşman, herkes neden düşman?

Unuttuk hepsini, Nuh'un nefesini

Gelme yanıma, sen başkasın, ben başka."

"Alaz! Alaz kendine gel."

Islak gözlerimi açıp ona baktım. "Neden bunu bana yaptın? Ne istedin benden?" Gözlerini kısmış şaşkın bir şekilde bana bakıyordu. Kapıyı açıp dışarıya çıktım. Evin kapısına doğru yürüdüm. Kapıyı çaldım. Arkama döndüğümde Karan uzaktan beni izliyordu. Kapının açıldığını duyunca hemen arkamı döndüm. Tanımadığım bir kadın üzerinde kırmızı geceliğiyle karşımda duruyordu. Beni kenara itip  Karan'a koştu. Şaşkın bir şekilde ikisine baktım.

"Hoş geldin sevgilim." Bunu duyunca başımdan aşağıya kaynar sular döküldü. Bu anlaşmada yoktu ama. 

"Aslı kaç defa diyorum bahçeye şunla çıkma diye.  Alaz ne bakıyorsun odana git." Geri geri gidip arkamı döndüm. Hızlı bir şekilde odama çıktım. Gururumla oynanıyordu resmen. Anlaşmalı evlenmiş olabilirdik, ama birbirimize saygı duymamız gerekiyordu. Bunu yarın konuşmam gerekiyordu. Bu evde çalışanlar vardı, dışarıda korumalar. Ben bu gösterinin oyuncusu olmak istemiyordum. Üzerimdeki elbiseyi çıkarıp hemen banyoya girdim. Ben banyo yapmayı hep arınmak diye nitelendirirdim. Belki üzerimden bu su akarken üzerimdeki bütün kötülükleri de götürür diye. 

Banyodan çıkıp elbise dolabına yürüdüm. Biz yokken yeni eşyalar alınmıştı. Hiç düşünmeden bir tanesini giydim. Islak saçlarımı kurutmak için dolaplarda kurutma makinesi aradım. Banyo dolabında bulup, hemen fişe taktım. Kahverengi uzun ve gür saçlarım vardı. Aynada kendime bakıp saçlarımı kurutmaya başladım. 2 saat kurutmaya çalışsan yine kurumazdı. Kurumadığı zamanlarda topuz yapardım. Ben böyle kendi kendime saçlarımı kuruturken birden bir kol beni tutup kendine çevirdi.

" Ne yapmaya çalışıyorsun sen. Söyle bana." Şaşkın bir şekilde Karan'a baktım. "Ben bir şey yapmadım. Saçlarımı kurutuyordum sadece."  Bu sözlerimden sonra elimden kurutma makinesini alıp duvara fırlattı. " Sakın ses çıkarma. Sakın!" Bunu dedikten sonra kapıyı hızlı bir şekilde çarpıp çıktı. Dakika bir gol bir. Yine varlığım birine batıyordu. Halime gülüp yatağa uzandım. Ve kendimi karanlığın kollarına bıraktım.

><   ><    ><  ><

Sabahın ilk saatlerinde güneş ışığının yüzüme vurmasıyla gözlerimi açtım. Keşke hiç uyanmasaydım. Ayağa kalkıp banyoya gittim. Güzelce yüzümü yıkadım ve saçlarıma şekil verdim. Üzerime uzunluğu dizde biten beyaz bir elbise giydim. Ben mutsuzsam odamda mutsuzum. Derin bir nefes alıp merdivenden aşağıya indim. Çok acıkmıştım kendime kahvaltı hazırlamak için mutfağa girdim. Zeynep  Hanım kahvaltı hazırlıyordu. " Günaydın Zeynep Hanım." 

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Feb 01, 2022 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Karanlığın DiliWhere stories live. Discover now