9. Bölüm ~İlk Öpücük~

48 3 0
                                    

Sabah uyandığımda kendimi, halsiz ve yorgun hissetim. Ağır hareketlerle yatağımdan kalkıp, pembe Tavşanlı terliklerimi giydim. Dünden beri elime almadığım, dolabımın üstünde duran telefonuma doğru Üşengeç adımlarla ilerledim. Telefonumu elime aldığımda çok soğuk olduğunu anladım. Umursamayarak güç tuşuna bastım. Sessiz modda olan telefonuma, 289 tane mesaj gelmişti. Biraz daha baktığımda 189 mesaj whatsapptan, diğer 100 mesaj ise normal telefonuma gelmişti, aynı zamanda 38 tame cevapsız arama vardı. Daha da meraklandırmamak için, whatsapp grubuna mesaj attım.
Ayrılmaz 4lü whatsapp grubu
Ben: burdayım arkadaşlar. Merak etmenize gerek yok.
Elifsu'm: nerelerdeydin ya? Meraktan çatladık.
Ben: burayım işte. Daha fazla dayanamayacağım. Hani şu yeni gelen yeşil gözlü çocuk, Aras varya. İşte ben, sanırım ona aşık oldum. Şaşırdığınızı biliyorum, çünkü ben bile kendime inanamıyorum. İtirazı olan, gün gelir eğer bana aşık olursa, sevgili olmamızı istemeyen varsa söyleyin, en azından daha fazla aşık olmadan bitmiş olur.
Burak'ım: vay be. Herşey olurdu ama sen aşık olmazdın be kardeşim. Neyse Aras konusunda şunları söylemek istiyorum. İyi çocuk, ama sevgili konusunda nasıl, bilemem. Bence bizim gruba alıp nasıl biriymiş, öğrenelim.
Ben: peki, harika fikir!
Güç tuşuna basıp telefonu kilitledikten sonra, merdivenlerden aşarıya indim.
"Günaydın babacığım. "
Babamın gözleri parladı.
"Günaydın kızım. Hadi kahvaltı hazırladım, otur."
Kafamı hayır anlamında sallarken konuştum.
"Eline sağlık babacığım, fakat ben okulda yiyeceğim. "
Babam, biraz tedirgin olsa da beni kırmazdı.
"Nasıl istersen."
Gidip yanağına bir öpücük kondurduktan sonra lavaboya girip, yüzümü yıkadım. Saçlarımı da yaptıktan sonra lavaboda işim bitmişti.

Odama gidip dolabımdan koyu bir kot pantolon ile siyah, beyaz kalpli tişörtümü çıkartıp giydim. Çantamıda sırtıma alıp, evden dışarıya çıktım. Otobüse mi bineyim yoksa yürüyerek mi gideyim diye biraz düşüldükten sonra, yürüyerek gitmeye karar verdim.

Kulaklığımı takıp, şarkı söyleyerek yürürken, bi korna sesi kulağımda çınladı. İçimden ne de olsa o sapıklardır diyip hızlıca yürüdüm. Ama arkamdaki sapık pes edecek gibi görünmüyordu. Adımlarımı daha da hızlandırıp okula ulaştım. Okula geldiğimde gözlerim Aras'ı aradı. Durduğum yerde, mavi gözlerimle bütün okulu tararken omzuma bir kol dokundu. Korkuyla yerimde zıpladım. Tabii ki çığlık da atmıştım. Kim olduğuna bakmak için arkamı döndüğümde, gülmekten yere yatan Aras'la karşılaştım.
"Lanet olsun, çok korktum pislik herif!"
Aras kahkasını daha fazla arttırırken, benim de sinir hücrelerim içimde dans ediyordu.
"Yeter, gülme!"
Hâlâ gülmeye devam ettiğinde arkamı dönüp hızlı adımlarla yürümeye başladım.
"Deniz, tamam gülmüyorum. Gel hadi."
Aras'ı takmayıp adımlarımı hızlandırdım. Bu sefer Aras beni kolumdan tutup okul dışına çıkardı.
"Aras, dur. Bir kez daha okulu asamam!"
Masum, yeşil gözlerini bana çevirdi.
"Hadi ama Deniz, bir gün sadece."
Bu sefer ses çıkarmayıp arabaya bindim. O da binince müdür dışarıya çıktı. Yakalanmamak için gaza basıp okuldan uzaklaştık.

Yol boyunca radyoda çalan şarkıları dinledik. Kafamı koltuğa yaslayıp gözlerimi kapattım. Tam düşüncelere dalacakken Aras aniden frene bastı. Kafam koltuktan kayıp cama çarpacakken sert bir şeyden destek alıp doğruldum.
"Geldik!"
Arabanın kapı kolunu kendime çekip kapıyı açtım ve indim. Aras da inince, sahilde yürümeye başladık. Konuşmadan yürürken Aras aniden durdu.
"Hayır, şimdi olmaz!"
"Sorun ne Aras?"
Aras'ın baktığı yöne gözlerimi çevirince, bize doğru gelen yakışıklı, esmer bir çocuk gördüm. Ama Aras ona bin basardı. O çocuk da tahminen 18-19 yaşlarındaydı.
"Ooo Aras, bu ateşli kız kim? Sevgilin mi yoksa?"
Çocuk pis pis sırıtırken, Aras sinirden kıpkırmızı olmuştu.
"Kapa çeneni, Ulaş!"
Adının Ulaş olduğunu öğrendiğim çocuk, hâlâ pis pis sırıtıyordu.
"İşin bitince bana da ver. Umarım diğer kızlar gibi tek kullanımlık yapıp atarsın."
Aras hâlâ sinirli sinirli Ulas'a bakıyordu.
"Sana kapa çeneni dedim, orospu çocuğu!"
"Vay be Aras. Bu kız diğerlerinden daha seksi. Hangi pavyondan buldun bunu?"
Ulaş sınırlarını bayağı aşıyordu. Beni resmen orospu yerine koymuştu. Oysa ki benim daha bir sevgilim bile olmadı. Aras, Ulaş'ın laflarına dayanamayıp, Ulaş'ın gözüne sert bir yumruk geçirdi. İkisi boks yapar gibi kavga ederken, bende bağırıyordum.
"Yeter artık!"
Beni takmıyorlardı. Ulaş, Aras'ı altına almış, ard arda yumruklar savuruyordu. Bu sefer avazım çıktığı kadar bağırdım.
"Yeter artıııık!!"
Bu sefer ikisi de kavgayı bırakıp bana baktılar. Ulaş, ayağa kalkıp yanıma geldi. Cebinden bir kart çıkarıp bana uzattı.
"Al güzelim, telefon numaram. Aras'la işin bitince, beni ara. Sabırsızlıkla seni bekliyorum."
Pis pis sırıyordu hâlâ. Tanrım! Bu çocuk kendini ne sanıyor. Daha fazla dayanamayıp Ulaş'ın erkekliğine vurdum. Acı içinde yerde kıvranırken hâlâ sırıtıyordu. Bu çocuk oscarlık ya.
"Zor kızsın, bunu sevdim."
Eğilip yumruk attım.
"Kendini ne sanıyorsun sen, ucube. Siktir!"
Aras'ın yanına gidip kolunu, omzuma koyup benden destek almasını sağladım.
"Hadi gidelim Aras. Bunun gibi ucubelerle uğraşmayalım!"
Aras benden destek alıp yürümeye başladı. Ulaş hâlâ arkamızdan kahkaha atıyordu. Bu çocuğun psikoloğa gitmesi lazım. Arabaya geldiğimizde kapıyı açıp Aras'ı otutturdum. Bende sürücü koltuğuna oturdum. Ehliyetim olmamasına rağmen, babam sayesinde çok güzel araba sürüyordum. Aras bu haldeyken okula gidemezdik. Ev hiç olmazdı. Aklıma ilk geleni yapıp, Burağın evinin çatı katındaki evimize doğru direksiyonu çevirdim. Genelde bizim grupla orada kalırdık. Bütün anılarımız oradaydı.

Eve geldiğimizde grup üyelerinde bulunan anahtar ile içeriye girdik. Asansör ile çıktıktan sonra anahtarla kapıyı açtım. Muhtemelen evde kimse yoktu. Hepsi okuldalardı. Eve girdiğimiz gibi Aras kendini koltuğa attı.
"Aras, gel pansuman yapalım."
Cevap vermeyince ilk yardım çantasını alıp yanına oturdum. Yüzü resmen kan içindeydi. Kaşı, eli, burnu dudağı... Her yeri kanıyordu. Hep o piç yüzüden!

İlk yardım çantasında bulunan kolanya ve pamukla yüzünü kandan arındırdım. İlk önce kaşına yara bandı yapıştırdım. Sonra diğer kanayan yerlerine... Ve sıra dudağındaydı. Pamuğu alıp dudağına götürdüm. Dudağının kolanya yüzünden yandığını anlayınca pamuğu çektim.
"Şey.. Özür dilerim."
"Önemi yok. Devam et lütfen."
Pamuğu tekrar dudağının kenarına götürünce istemsizce parmağım, dudağına değdi. Hızla parmağımı çekip utancımdan başımı yere eğdim. Eliye çenemi kaldırdı ve yeşil gözleriyle mavi gözlerime baktı. Aramızda santimler vardı. İçimdeki sürtük her ne kadar öp hadi dese de dinlemedim ve tekrar başımı öne eğdim. Eliye tekrar çenemi tuttu.
"Seni öpmemden korkuyorsun."
Aramızda santimler vardı bu yüzden nefesini hissedebiliyordum.
"Hayır sadece..."
"Bana hiç öpüşmedim deme."
Masum gözlerle ona baktığımda gülümsedi. Git gide yaklaşıyordu. Ve sonunda dudaklarımız birleşti. Soğuk dudaklarını kendi dudaklarımda hissettim. Geri çektikten sonra gülümsedim.
"İlk öpücüğün benden, güzelim."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 08, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Son NefesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin