26- anlaşalım

3.6K 375 918
                                    


Medya: Timbaland, OneRepublic -Apologize

Üstüm başım altüst oldu sonra çamur oldu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Üstüm başım altüst oldu sonra çamur oldu. Anlattığım anı gibi temizlenemedim ya da çiçek açmadım. Her şey daha kötüye gitti. Yolu yordamına girmesi gereken işler geldi bana girdi. Elimi attıkça kolumu kaptırıyordum. Aksilikler peşimi bırakmadı, işin içinden çıkamadım. Bu sefer Taehyun elimden tutmadı. İki gün boyunca kendi çilemi yine kendim çektim.

Soobin'in Yeonjunla münasebeti sonrası kendisiyle hiç konuşmadım. Ona ne demem gerektiğini bilmiyordum. Sinirli miyim? Belki. Hakkım var mı? Kesinlikle hayır.

Changmin benden çabuk atlattı ama kendi kabuğuna çekildi. Zaten sınırlı günlerin kaldı bari her saat takılalım diyen Soobin'i biraz oyalamış oldum. Ona aldığım tavırdan değil, gerçekten değil. Sadece ne demem gerektiğini bilmiyordum. Benim bahanelerime ortak olan Changmin'le beraber Soobin'i ekmiş olduk.

Onu özlüyorum, Taehyun'u özlüyorum. Changmin'e üzülüyorum. Huening Kai Kamal'den ise nefret ediyorum. Nefretimi de içimde yaşayıp, ona zarar vermiyorum. Bana zarar vermek yerine önce arkadaşlarımdan başlamasının illa devamı olacaktı, eminim. Şimdilik sustum.

Şimdilik.

Annem'in iki günlük tatili azıcık uzadı. İşlerini internet üzerinden halledince biraz daha kaldık. Büyükannemi yani bizi, aile dostu olan Taehyun'un büyükbabası yemeğe davet etti. Annemin gelmesi şerefine davetti bu. Eskileri yad etmek...

İki gündür konuşmadığım sarışın oğlanın evine gidip yemek masasına oturdum. Karşımdaki sandalyede yeri vardı. Kalabalık masanın gürültüsü, annemlerin gülüşleri, gündem konuları ve eski anılar... Hepsi konuşuldu, yemekler çok güzeldi. Karnım da oldukça doydu ama eksik hâlâ yerindeydi. Kocaman boşluğun tamamlayıcısı tam karşımda otururken, birbirimizin yüzüne bakarak susuyorken ben çok eksiktim.

Bir de annesi telefonla arayıp eve gelmesini söylediğinde daha kötü hissetmiştim. Benden kaçtığını düşündüm.

"Beomgyu, ne zamandır burdasın ama seni çok az gördüm. Keşke bize daha sık gelseydin."

Bayan Kang'ın neşeli sesi kulağıma geldiğinde artık okların hedefi haline geldiğimi anladım. Yüzümdeki zoraki gülüş bir oğlana bir de annesine değdi. Hiçbir şey demedim.

"Size gelmese de eminim dışarıda oldukça vakit geçirmiştir." Annem benden sözü devralıp erken davrandı. Yüzündeki ima çok net anlaşıldı. Ben tarafından. "Hatta hesaba katmadığımız şeyler oldu. Eve dönmek istemedi bile, biletini yaktı."

Taehyun yerinde kıprandı. Önündeki tabaktan kaldırmadı kafasını. Annem bilmiyordu ama kendi biliyordu. Burda kalmaya niye inat ettiğimi.

"Biraz daha kalamaz mı?"

"Buna ben karar veremiyorum maalesef Bayan Kang." Ağzımdan düşünmeden çıkan sözlerle tüm kafalar bana döndü. Hayır, sen öyle bakma.

Annemin uyarı dolu bakışını gördüğüm an R yapmak zorunda kaldım. Kendi örnek, bilir kişiydi.

yüreksiz kavgaların ziyanı -taegyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin