Bu benim büyüklük terimimin tanımıydı... Bu kimse beni çok yakından tanıyordu..
- "Söyle artık hadi "...
-" O halde ... " Durdu derin bir nefes aldı ve verdi..
- "Ben BAY X memnun oldum Dila PEKSOY"...
Ne saçma bir isimdi bu...
-" Kod adı sanırım bu Bay X. Ajancılık filmi filan mı çekiyorsunuz? Nerede kameralar söyleyin de el sallayayım..."
-" Film yok, oyun yok Dila. Seni buraya ben getirttim Asil' in borçlarına karşılık. O da kabul etti ve imza attı işte sen-"
- "Satılık bir mal veya eşya mıyım ben ?" Dedim hiddetle duydukça öfkem daha da artıyordu ve bu artan öfkeme asla engel olamıyordum.
-' Mal olman ya da eşya olman benim umurum da değil Dila. Ben alacağıma bakarım . Normal de çalışanlar ile böyle diyaloglar kurmam. Fakat aşağıda yarattığın olay sonucu çok büyük müşterilerim rahatsızlık duymuş. Ben birini bir defa uyarırım. İki asla olmamıştır. Tek hata hakkın var Dila. Ya diğerleri gibi işini yap yaşa ya da -"
- "Ya da Kübra gibi öl!" Duyduğu söz karşısında bir kaç dakika duraksadı. Sanırım bunu beklemiyordu. Bunu ben de beklemiyordum. Çünkü bunu söylemek benim çıkış biletimi bir nevi riske atmaktı..
- " Doğru anlamışsın beni. Akıllı kızsın hemen çözmüşsün işi. Tatsızlık istemiyorum Dila. Yaşamak istiyorsan kurala da düzene de uyacaksın" sözleri çok net ve bir o kadar da keskindi..
- "Bay X Sonun da ölüm de olsa burada durmayacak ve sizin hiç bir kuralınıza uyumayacağım konusun da sizi temenni ederim hiç şüpheniz olmasın .." Burada bir ömür ne bir saat bile kalmayacaktım...
Arkamı döndüm kimin ne olduğu, ne işlettiği, kuralı, kaidesi hiç bir şeyi umurum da değil emin adımlar ile odanın kapısına yürüdüğüm de ;
- " Kapının kolunu sakın tutma ! " Dedi. Tabi ki dinlemeyecek ve bunu yapacaktım. Az önce bunun hakkın da adama nutuk çekmişken o yapma diye yapmayacak değildim ya..
Kapının kolunu tutmamla kendimi yerde bulmam bir oldu . Sonrası karanlık. Uyandığımda bir yatakta yatıyordum. Yavaşça doğruldum ve elim ile yere vurduğumu tahmin ettiğim başımı sıkıca tuttum. Gözlerimi etrafta gezdirdim. Burası tek kişinin yaşayabileceği küçük bir oda idi . Çeşitli jartiyerler ve parlak elbiseler bulunan bir kıyafet dolabı ve makyaj masası vardı. Hatırladığım kadarı ile tuttuğum kapı kolundan elektrik çarpmış ve düşüp bayılmıştım. Peki hangi manyak kapı koluna elektrik yüklerdi ki? Son zamanlarda yaşadığım onca şey beni bir hayli yıpratmıştı. Ayağa kalktım. Aynanın karşısına geçip solmuş yüzüme baktım. Çok kilo vermiştim. 1- 2 kilo kadar da değil belki daha fazlasıydı. Yüzümü avcumun içine aldım. Burada saati , günü ayı, yılı bilmeden ne kadar bulunuyordum? Niye kimse beni aramıyordu? Nasıl çıkacaktım?
Ben böyle düşüncelere dalmış iken ani şiddet ile açılan kapının çıkarttığı ses irkilmeme neden olmuştu. Orta yaşlarda bir adam ve iki adam odaya girmek yerine dalmayı tercih etmişlerdi resmen..
-" Kapıyı vurmak yok mu sizde kaçıncı yüz yılda yaşıyorsunuz siz?"
-'" Dila sensin demek!.".. Konuşması biraz kadınlara benzeyen adama bakarken ne diyeceğimi bilemiyordum..
-" Evet benim! " Başka ne diyebilirdim ki..
-" İlk günden adını her yere duyurdun şekerim. Maşallah herkesin dilindesin ayol." Ardından kocaman bir kahkaha patlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
35.Kat
Teen Fiction"Sen hep ölmek isterdin , ben ise yaşamak. Ben senin için ölüyorum Dila, sen benim için yaşa..." Dila ölmek için her gece yalvarırken, Kerim Dila yaşasın diye her gecedua ediyordu. Bir çocukluk aşkıydı onların ki ve kader bir gün ebediyen onları s...