9. Bölüm " Ölüm Sessizliği"

12.2K 367 20
                                    


Keyifli okumalar dilerim

Bol yorum ve oylarınızı eksik etmeyin canlar seviliyorsunuz ❤️

                 9. Bölüm
               Ölüm Sessizliği

      Imagina  Dragons - Believer
          MIIA - Dynasty

Bazı kaçışlar seni hep daha büyük felaketler sürükler. Tutundukça yok olursun.
Etrafını saran insanların senin kuyunu kazmak için geldiklerini anladığında içinde ölüm sessizliği çöker. O zaman konuşmanın bir manası kalmaz.
Büyük bir girdaba düşersin oradan da ateşlerin tam içine. Yandıkça duymazlar seni. Çünkü insanlar ateş onlara sıçramadığı sürece hiç bir acıyı görmezler.  Sessizlik oyunu oynarlar sen yanarsın onlar gülerler. Sonra bir kadeh daha kaldırırlar senin acına. Sen ateşlerde yandığında kimsenin senin ayağa kalkacağını tahmin etmez. Şimdi uyan ve seni yok etmek isteyenleri kendi ateşinde yak.

Oturduğum masadan hızlıca ayağa kalktığımda etrafıma bakmaya başladım. Richard etrafta yoktu tamda tahmin ettiğim gibi. Savaş 'ı o satın almıştı anlaşılan beni bitirmek istiyor ama onu yok edecem. Beni böyle basit bir numaralar ile alt edebileceğini sanıyorsa yanılıyor. Buranın gizli çıkışına doğru Özgür ile birlikte koşmaya başladık.
Kapıya vardığımız gibi açmaya çalıştık ama bir türlü açılmadı.

" Allah kahretsin" dedim öfkeyle. Kapıya var gücümle tekme indirdiğim gibi kapı açıldı. Özgür ile bakışıp hızlıca açılan kapıdan çıktık. Karanlıkta ormana doğru koşup oradan uzaklaştık. Yaklaşık yarım saat koştuktan sonra bir ağacın altında sokuklanırken birbirimize bakıp gülmeye başladık .

" Ortak bundan da sıyırdık mı dersin?" dedim alaycı bir şekilde.

" Onu bilmemde sen bu şekilde donacaksın onu biliyorum" dedi kızgın bir şekilde

" Bana bi şey olmaz. Neler görüp geçirdim aklın almaz" dedim geçmiş gözlerimin önüne düşerken.

" Gel benimle bir on dakika kadar gittikten sonra ana yolla varacaz" yanıma gelip ceketini benim omuzlarıma koydu ve benim bir şey söylemene fırsat vermeden ellimden tutup hızlıca yürümeye başladık. Yollu boyu ne o konuştu ne de ben dediği gibi on dakika sonra ana yolla vardık. Yolun kenarında park halinde ki araba dikkatimi çekince Özgür 'ün kolludan tutup durdurdum.

" Bekle orada bir araba var. Bir tuzak olabilir"

" Tuzak değil benim arkadaşım onu ben çağırdım bizi alması için. Haydi hızlı ol" diyerek kolumdan tutup çekmeye başlayınca ona ayak uydurdum.
Arabaya vardığımızda Özgür kapıyı açıp içeriye girmemi bekledi. Ben geçince oda gelip yanıma oturdu ve araba haraket etmeye başladı.

Ön koltukta çantam kabanım ve telefonum vardı. Özgür 'ün de kabanı orada duruyordu. Kaşlarımı çatarak bakıp Özgür' e döndüm.

" Bizim kabanlarımızı ve çantamı nasıl getirdin"

" Arkamızda delil bırakamazdım öyle değil mi?" dediğinde kıravatını gevşetiyordu.

" Anladım bir an aklımdan çıkmış bunlar" dedim hayıflanarak. İçinde sahte kimliğim vardı ama yinede büyük bir riskti.

" Çok iyi iş çıkardın kardeşim" dedi Özgür sürücü koltuğunda oturan adamın omzuna vurarak.

" Eyvallah kardeşim sen istersinde ben yapmaz mıyım.  Yalnız arkadaşını hiç soramadım. Bende İngilizce yok biliyorsun" dedi dostane bir şekilde.

Matemde Kalan DüşlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin