kelimenin tam anlamıyla sert bir şekilde duvara fırlatılan taehyung acıyla inleyerek küfür etti. "sikeyim seni orospu çocuğu ne fırlatıyorsun?"
kemiklerinin kırıldığını falan sanmıyordu ama canı hayli acımıştı. tamam. bardan sürüklenerek çıkarılırken elbette aralarında nazik bir tanışma faslının geçeceğini düşünmemişti fakat bu kadar- bu kadar şey olmalı mıydı yani?
"kimsin sen?" dedi jungkook onu yakasından tutarak. "ne biliyorsun?"
taehyung, jungkook'un az öncekinin aksine tatlı bir kahverengi rengine sahip olduğunu düşündüğü gözlerinin şimdi on beş ton koyulaştığını gördüğünde şaşırdı ama çok üzerinde durmadan dudaklarını araladı. "şimdi bir şey derdim de." diye ağzının içinde geveledi ve devam etti. "toplum içinde birini arabanın altına aldığın yetmiyormuş gibi sonra polisin tekine ölüm tehditi attın ulan, videoların dolanıyor internette senin, ne demek sen kimsin?"
yakasındaki el onu ani bir şekilde bıraktığında sendeleyip "bak sikeceğim şimdi seni, ne ani hareket edip duruyorsun?" diyerek jungkook'u omzundan itti. jungkook ise daha sakin görünüyordu. taehyung onun duygu değişimlerine yetişemeyeceğini çoktan anlamıştı.
"videolardan gördün yani?"
"yok, oradaydım. hatta bak-" dedi alnındaki dikişi göstererek. "-sen yaptın bunu, altı dikiş atıldı. ya ben seninle her karşılaştığımda bana acı verip duracak mısın böyle?"
jungkook cevap vermedi. gözleri bir an yuna denen kıza kaydı, sırtını duvara yaslamış bir şekilde olan biteni sessizce izliyordu. umursamadı. yeniden jungkook'a döndü.
"sahi onu bırak da nasıl dışardasın sen hâlâ? polis peşinde değil mi?" jungkook, bir adım gerileyip taehyung'u baştan aşağı süzdü. hatırlamaya çalışır gibi görünüyordu. "insan değilsin sen." dedi taehyung bu esnada bir atak daha yaparak. "gözlerini gördüm, tehditlerin boşa değildi. yaptın değil mi? paramparça ettin onu." sesinde korku ya da merak yoktu. heyecan içinde sormuştu.
"deli misin sen?" dedi jungkook gülerek. "nasıl insan değilim ben?"
"rol kesme şimdi. gördüğüm şeyden eminim ben. gözlerinin akı yoktu. simsiyahtı ve hatta tırnaklarının uzadığına kalıbımı basarım." ona doğru adım attı. gözleri kısıldı, dudaklarında bir gülümseme belirdi. "orada öldürecektin onu, boğazını yırtıp atacaktın neredeyse ama zor tuttun kendini değil mi? insanlar var diye yapamadın."
"hadi diyelim ki dediklerin doğru-"
taehyung "doğru." diyerek sözünü kestiğinde jungkook alaycılığından sıyrılarak çenesini kastı. taehyung'a hiç de dostça bakmıyordu.
"seni öldürebilirim. canını hiç acımadan bir saniye içinde alabilirim ve bu kez beni durduracak ne bir kamera ne de bir insan var etrafta. söylesene, korkmuyor musun?" taehyung'a yaklaştı ve uzanıp boğazını tuttu. sıkı bir şekilde tutuyordu ama nefesini kesmiyordu, konuşması için ona müsade etmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
defián | taegguk
Fanfiction"hadi bir anlaşma yapalım, taehyung kim. ben seni tüm dünyadan, hatta bunun ötesinden koruyacağım. sen de beni kendinden koruyacaksın."