5 (m)

692 60 40
                                    

"seni aşağılık ibne! tüm günahlarınla birlikte en acı şekilde azap çekeceksin! senin gibi ahlâksızlar yüzünden kıyamet olması gerektiğinden çok daha çabuk vuracak

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"seni aşağılık ibne! tüm günahlarınla birlikte en acı şekilde azap çekeceksin! senin gibi ahlâksızlar yüzünden kıyamet olması gerektiğinden çok daha çabuk vuracak. tanrı sizi mahvetsin!"

"gary, yüzüne oturmamı istiyorsan sadece yüzüme oturmanı istiyorum demen yeterli, biliyorsun değil mi?"

altında sadece bir baksır, parmakları arasında tuttuğu bira şişesi -içmenin saati yoktu sonuçta- ve saat henüz kargaların bokunu yemesi için çok erken iken yan komşusu kafasını sikiyordu. bahçelerini ayıran korkuluğa yaslanmıştı, altmışlı yaşlarındaki adama acır gibi bakıyordu.

"seni utanmaz," dedi kendini tutamayarak. "kendi kirli yüzünü saklamak adına nasıl da kurmaca ahlâk kurallarının ardına saklanıyorsun. dilediğin gibi yaşıyorsun ve dilediğin gibi bir çırpıda insanları yargılayabiliyorsun öyle mi?" taehyung boştaki eliyle eskitme korkuluğu tuttu ve biraz eğildi. yüzünde sözlerinin arkasında duracağını söyleyen bir ifade vardı. "ağzını yüzünü sikmemi istemiyorsan evinin önünden geçenlerin kıçını kesmek yerine gir evine, aksi durumda yemin ederim tarafımca azap çekmek nasıl olurmuş görürsün."

gary korksa da bir beyaz olmasının verdiği güvenle homurdanarak evinin içine girdi.

"ne diyor yine bu dallama?" joseph verandadan seslendiğinde taehyung geri çekilip çıplak ayaklarıyla çimleri eze eze onun yanına doğru yürümeye başladı.

"gece gürültülü bir şekilde girdik ya eve, camdan izlemiş. yine oğlancılığıma laf söylüyor. sanki bilmiyoruz karısının kardeşiyle işi pişirdiğini."

joseph güldü. taehyung onun karşısındaki sandalyeye oturdu bu sırada.

"sahi," dedi. "dün gece seninle gelen herif nerede? bırakacak gibi görünmüyordun."

"ah, o mu?" taehyung şişeyi dudaklarına yasladı ve büyük bir yudum aldı. sonra gece olanlar aklına birer birer düşerken dudakları kıvrıldı.

elbette sizi gece yaşananlardan mahrum bırakacak kadar kötü biri değilim. o hâlde birkaç saat öncesine, o meşhur sokak arasına dönelim mi?

"daha önce bir ölümlü böylesine yalvarmadı bana," taehyung'un çenesini hiç de nazik olmayan bir tavırla kavradı, başını duvara yaslarken "uyuşturucu mu kullanıyorsun?" diye sordu.

"sadece lanet olası bir tutkuyla doğdum." taehyung kıkırdadı. bulundukları pozisyon ve o seksi varlık yüzünden düşünebildiği tek şey sikinin ne kadar kötü bir durumda olduğuydu. "benimle planın ne?"

jeongguk, taehyung'un yüzüne yaklaştı. gülümsedi ve dudaklarına kapanmadan önce akı kaybolana dek siyaha bürünen gözlerini onun da istediği şekilde sundu. tamamen şeytaniydi.

"seni yavaş yavaş çiğneyeceğim. buna pişman olacaksın."

olabildiğince sert bir başlangıçtı. taehyung nazik olmak istemiyordu zaten fakat jeongguk sözlerinin arkasında durmuş, taehyung'un dudaklarını çiğner gibi öpmeye başlamıştı. dişleriyle onu kanatmaktan çekinmiyordu, dilini yakalıyor ve taehyung'un ona beceriksiz bir şekilde karşılık vermesini sağlıyordu. oysa bu taehyung'un ilki bile değildi. ama daha önce kimse dudaklarına jeongguk gibi kapanmamıştı. kanı kaynıyordu, tepeden tırnağa bedenini bir sıcaklık kaplarken bileklerini tutan tek elden kurtarmaya çalışmış, bedenini ona sürtmek adına duvardan ayırıp ona yaslamıştı.

defián | taeggukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin