6

438 51 28
                                    

karanlık bir süredir erken çöküyordu, hava koşulları hiç mevsimine uygun değildi, gökte bir türlü dağılmayan gri bulutlar vardı ve insanlar sisten dolayı birbirlerini görmüyorlardı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

karanlık bir süredir erken çöküyordu, hava koşulları hiç mevsimine uygun değildi, gökte bir türlü dağılmayan gri bulutlar vardı ve insanlar sisten dolayı birbirlerini görmüyorlardı. evden dışarı çıkmayın uyarıları veriliyordu. bir kasırganın beklendiği, hava şartları normale dönene kadar acil ihtiyaçlar dışında sokağa adım atılmaması gerektiği söyleniyordu.

oysa taehyung az önce hava durumuna bakmıştı ve havanın  oldukça güneşli olduğunu görmüştü.

"sence gerçekten kasırga mı gelecek?"

taehyung pencereden uzaklaştı, koltukta bir seksen yayılmış olan joseph'e baktı. karnında cips paketi vardı, bir eliyle orta sehpadaki kolasına uzanmaya çalışıyordu. gözlerini devirip ona kolaylık sağladı. karşısına geçip oturmadan önce metal kutuyu onun elinin arasına sıkıştırdı.

"başka ne olacak? havaya baksana oğlum, hayatımda böyle iç bunaltıcı bir güne uyanmadım ben ve birkaç gündür böyle."

"ama hava durumu tam aksini diyor..." mırıldandı. "başka bir şey var kesin."

"uzaylılar falan mı iniyor dünyaya demeye getiriyorsun?" joseph alayla güldüğünde taehyung'un ona olan bakışları donuklaştı, joseph daha çok güldü. "siktir oradan tae. fantastik filmlerden ve kitaplardan uzak durmalısın."

hayır. taehyung uzaylıların indiğini düşünmüyordu, melek ve şeytanın savaşmak için dünyayı kapattıklarını da düşünmüyordu. belki zeus şimşeğine yine sahip çıkamamış olabilirdi ama o da onun aptallığıydı, insanların dünyasının dengesini bozamazdı.

taehyung iç çekti. bu olayın jeongguk ve onun ırkının yarattığı bir sorun ile ilgili olduğunu düşünüyordu. nedeni yoktu. aklı sadece onunla doluydu ve her şeyi ona bağlayası geliyordu.

ve ah, jeon jeongguk.

kim taehyung, bir sürü insanla flört etmişti ve dürüst olmak gerekirse hiçbiri jeongguk kadar canlı hissettirmemişti. tabii, böyle düşünmesi biraz komikti. o- yani- sonuçta başka amaçlar doğrultusunda doğmuş bir varlıktı ve insan olmadığı kesindi. yine de onun kalp atışlarını duymuştu, teninin altında akan kanı hissetmişti. ancak güçlerinin gerçeküstü olduğunu da biliyordu. onun ne olduğunu çözememişti. araştırmak istemiş ama google ona hiçbir sonuç vermemişti. o tam olarak nasıl bir şeydi?

"ben dışarı çıkıyorum." dedi yanaklarını şişirerek. oturduğu yerden kalktı ve üstünü değiştirmek adına odasına doğru yöneldi.

"deli misin sen? yetkililer dışarı çıkmayın diyor!" joseph arkasından bağırdı ama bu taehyung'un umrunda olmadı.

o sadece jeongguk ile yeniden karşılaşmak istiyordu.

***

saatlerdir sokaklarda dolanıyordu ve kelimenin tam anlamıyla in cin top oynuyordu cidden. bazen, çok bazen yanından arabalar geçiyordu ama o kadar hızlıydılar ki, sanki polise yakalanmak istemiyorlardı. oysa polis bile yoktu etrafta.

defián | taeggukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin