9

364 45 5
                                    

the originals izleyenler bence bu bölümdeki olağanüstülükleri yadırgamaz 🥺✌️✨ aklınızda canlansın isterseniz 1. sezon 8. bölüme bir göz atabilirsiniz çünkü klaus biraz weheeyyyy 🤤🤭

 bölüme bir göz atabilirsiniz çünkü klaus biraz weheeyyyy 🤤🤭

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"her ne için geldiysen gitsen iyi olur." dedi, saç kesimi garip olan kadın. geniş sayılmayan bir odada olsalar da taehyung onlardan olabildiğince uzak bir yerde duruyordu. kapıya daha yakındı, hoş kaçmasını gerektirecek herhangi bir durumun içinde olsalar bile wiccanlarla dolu bir yerde nereye kadar kaçabilirdi ki?

"gitmeyeceğimi biliyorsun, daeji." jeongguk onunla ilgilenmiyormuş gibi davranırken masadaki değişik süslere dokunuyordu. "en azından istediğimi almadan gitmeyeceğimi, evet, bunu biliyorsun."

taehyung kollarını göğsünde kavuşturdu, sırtını duvara verdi. garip bir atmosferdi. yani, en azından taehyung için böyleydi. jeongguk hayatına girene kadar her insan gibi normal ama çoğu insana göre sıkıcı bir hayat yaşıyordu. eğlenmesini bilmezdi, evini her zaman tercih ederdi ve mutlu insanlara burun kıvırırdı. basit bir hayatı vardı, bundan hep şikayet eder ama değiştirmek için de hiçbir şey yapmazdı. ne yapacaktı ki? seyehat mı edecekti? hiç tatmadığı tatları mı deneyecekti? ekstrem etkinliklere mi katılacaktı? her zaman kullandığı yolu değişiklik olsun diye başka bir yolla mı değiştirecekti? belki bir yerde yemek yer ve hesabı ödemeden çıkardı. evet. heyecanlı olabilirdi, eğer liseli bir çocuk olsaydı.

şimdi ise hiçbir çaba sarf etmeden bir kitabın ya da filmin içine düşmüş gibiydi. olanlara ne kadar hemen ayak uydurmuş gibi görünse de taehyung aslında bunun hakkında da çok düşünüyordu ama tabii ki farklı bir tavırla. jeongguk'un olduğu şey... normal bir insanın hemen kabullenceği bir şey değildi ama taehyung görmüştü, gördüğü şeye inanmamazlık yapamazdı ve aynı zamanda inkar etmesinin de bir anlamı yoktu. koskocaman gezegende daha keşfedilmemiş çok şey vardı, en basitinden deniz canlıları ya da böcek türleri. her gün yeni bir şey keşfediliyordu, neden doğaüstü varlıklar da olmasın ki? olabilirdi. taehyung her zaman böyle şeylerle ilgilenen biri olmuştu ve şimdi, onlardan biriyle sikişmişti. evet. bu gerçekten doğaüstü bir sikişmeydi, bunu onaylayabilirdi.

korkmuş muydu? hayır. ama insanı bilmediği şey her zaman tedirgin ederdi. jeongguk'u tanımıyordu, insan olmadığını biliyordu sadece ve bu bilgiyle onunla birlikte bir yatağa girmek akıl işi değildi. taehyung aptal değildi ama bu dünyanın ona getirdiklerini bir nedene bağlamak zorunda olduğunu hissetmiyordu. eğer bunun üzerine düşünürse delirirdi, mesela var oluş ve dinler çok karmaşık işlerdi. girdi mi çıkamazdı kimse işin içinden. cevabı asla alınamayan sorular vardı. onlara inanmayıp başka şeylere inansa bile bilim her şeyi açıklamaya yetmezdi. yani, taehyung böyle düşünüyordu.

bir de şu içinde olduğu durumu kesinlikle doğru olmayan bir şekilde kabullenme süreci vardı ki, bunun en büyük nedeni jeongguk'tu. yakışıklıydı. kahretsin ki gerçekten çok yakışıklıydı. ona bakmak için para ödemesi gerektiğini falan düşünüyordu. pürüzsüz bir teni vardı, kaslı bir vücudu ve parlak saçlara sahipti. dilini kullanış şekli, vücudundaki demirler ve dövmeleri. ona bakarken ağzı sulanıyordu ve gerçekten bu hiç de taehyung'luk bir şey değildi. birini beğenir ve geçerdi, düşlemek onun yapacağı türden bir şey değildi ama şimdi jeongguk karşısında olsa bile onu düşlemeden duramıyordu.

defián | taeggukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin