Outlaw // Minsung

On Sekiz

Minho gözlerini araladığında altında hareket eden tekerlekleri hissedebiliyordu.

Yoldalardı. Nereye gidiyordu?

Sonra uyumadan önce olanlar aklına geldi, dehşetle hareket etmeye çalıştı.

Elleri ve ayakları bağlıydı.

" Siktir! " diye söylendi kendi kendine. Bulunduğu arabaya baktı, onlarınki değildi. Bu..

Mama Zoey'in arabasıydı.

" Uyandın mı, uyuyan güzel? " dedi Vanessa aracı sürerken.

Minho sinirle bağırdı.

" Seni o gün öldürmeliydim. "

" Ne yazık, yapmadın çünkü. "

" Diğerleri nerde? Neden bunu yaptın? " dedi sinirle. " Amacın neydi ki senin? "

" Merak etme, seni diğerlerinin yanına götürüyorum. Az yolumuz kaldı. "

Minho sinirle kendi kendine söyleniyordu. Ona güvenmek en başından hataydı.

Kafası karışmış bir şekilde yolun bitmesini bekledi.

San Ricardo'nun taşlık yollarına girdiklerinde Minho kaşlarını çattı. Eve dönüyorlardı?

Sonra araba durdu, Vanessa arkaya geldiğinde Minho yüzüne nefretle baktı.

" Seni pislik, Jisung'u dinlemeliydim. Ölmene izin vermeliydim. Senin kadar pisliğini hiç görmedim. "

" Göreceksin. " dedi Minho'yu tutarak arabadan indirmeye çalıştı.

Minho hızla bedenini savurdu, Vanessa bedenini arabanın kenarına çarptı.

Vanessa Minho'nun saçlarına asıldı.

" Seni küçük arkadaşlarının yanına götürüyorum işte, sabit dur. "

Minho sinirle soludu, hiçbir şey anlamıyordu ve bu sinirini daha da bozuyordu.

Jisung ve Changbin güvendeler mi?

Minho Vanessa'nın onu getirdiği yola baktı, mahallesindeydi.

Tanıdığı sokaklardaydı, çocukluğunun geçtiği o yerdeydi.

" Az kaldı.  " dedi Vanessa.

Minho az öteden gelen neşeli kahkaha seslerini duyabiliyordu.

Çözemedi, çözmesi için çok geçti de artık.

Kahkahalarla dolu kalabalığın olduğu sokağa girdiklerinde Minho hızla kaşlarını çattı.

" Changbin? "

Changbin kalabalığın önünde, boynundaki kolye ve yerdeki altınlarla elinde bir şişe şampanya tutuyordu.

" Partiye hoşgeldin, Minho. "

" Burada neler oluyor? "

Changbin şampanyayı patlattı, Minho'nun gözlerinin içine baktı.

Minho inanamaz bir halde başını salladı. Yok, olamazdı.

Changbin'in gözlerinde gördüğü şey hiç hoşuna gitmemişti.

Ona nefretle bakıyordu. Minho bunu kabul edemezdi.

" Sana söylediğim gibi Minho, bir parti verdim. " dedi buz gibi bir sesle. " Senin için bir sürpriz. Uzun zaman önce hazırlamıştım. Hapishanede bunu planlamak için bolca vaktim vardı. "