cry

211 30 3
                                    

14 şubat

yuta ile ayrıldığınızı bilmiyordum ve hemen bir kız arkadaşının olmasınıda beklemiyordum. dün yazacak halim yoktu sana keşke gitmeseydim dediğim anlardandı. ben size geldiğim zaman jeno ve renjun salonda yine atışıyordu. tabi bende orada bir yabancı gibi onları seyrediyodum bide renjun en yakınım olacak? kırıldım ona.

asıl konu o değil zaten. ben tek başıma oturmuş onları izlerken sende benim yanıma gelip oturdun. sana baktığımda içim bir cız etti. sana sarılıp ağlamamak için kendi içimde büyük bir savaş verdim. halimi hatrımı sordun kolunu omzuma attın. dedim tamam öleceğim. sonra da işte atışan ikiliye bakıp cıkcıkladın. ben kız arkadaşımla hiç böyle şeyler yapmıyorum, ayıp ya. bir de arkadaşımın karşısında. filan tarzı bir şeyler gevelediğinde renjun ile bakıştık. biraz suçluluk gördüm onun gözlerinde ama ben sadece gözlerimi devirdim.

dimi ya dedim, bence gelmemeliydim  filan dediğimde beni kendine çektin. ee ben varım dediğinde dedim tamam ben artık bittim.

mutfağa gittik. bir şeyler ikram ettin bana. sonra işte hayatımın nasıl geçtiğini sordun. o an yangyangı anlatmaya başladım istemsizce.  ne kadar tatlı ve kafa biri olduğundan, sınav sonrası planlarımızdan filan bahsettim. biraz yüzün değişir gibi oldu. bence bana öyle geldi bilmiyorum.

yuta'nın seni aldattığını ve ondan ayrıldığından bahsettin. güvenilir olduğumu düşündüğünü bu yüzden bana anlatmak istediğini söyledin. tabi ben ilgiyle dinlediğim için bu dediğine mutlu olmuştum.

yeni okulundan bir kızla tanıştığını hoşuna gittiğini ve onunla çıkmaya başladığını söyleyince benim ayarlarım error verdi.

elim ayağım titredi, ağlayasım geldi. ordan gitmek istedim. bahane aradığımda elim cebimdeki telefonuma gitti. yangyang mesaj atmıştı, işte tam kaçmak için bir fırsat bulmuştum kendime. 

"umarım mutlu olursunuz, sizin adınıza sevindim." yalan... ne sevinmesi içim gidiyor içim.

ayaklandığımda kendimi açıklamam gerekti sana.

"yangyang mesaj atmış, onunla sinemaya gidecektik unutmuşum. şimdi gitmem gerek görüşürüz mark hyung." hyungu bastıra bastıra söyleyip evden alelacele çıktım. sinema işi yalandı. sadece yangyang ödev ne diye mesaj atmıştı.

erimek üzere olan karların üzerinde koşmaya başladım. bir yandan sesli sesli ağlıyor, bir yandan kendime ve sana küfürler ediyordum.

lanet olsun

lanet olsun

lanet olsun

ayrıca bugün sevgililer günüydü ama bu beni ne ilgilendirirdi ki artık?

maniac : markhyuckHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin