Ağlayacaksan Oynamayalım (3)

1.6K 117 83
                                    

Felix, dünden beri yüzüne yapışmış şapşal gülümseme ile tam önünde fotoğraf çeken ve benim kaderim dediği Hyunjin'e bakmaya başladı.

Hyunjin, daha yeni katılmış olmasına rağmen hiç acemiymiş gibi resimler çekmiyordu. Bir anda Felix'e döndü. Felix'in kalbi şaha kalkmış at gibi ayaklandığı sırada Hyunjin çoktan yanına gelmişti.

"Merhaba ben Hyunjin. Rica etsem şu papatyaları tutar mısın?" dedi. Peri gibi bir sesi olduğunu söyledi Felix içinden. Hâlâ dumur tabiri caizse mal olmuş gibi bakıyordu. Hyunjin konuşamadığın düşündüğü için eliyle beden dili kullandı.

"Felix ve konuşabilirim." dedi sakin çıkarmaya çalıştığı sesi ile biraz mesafeli duruyordu. "Sadece şaşırdım. Sence de klişe değil mi?"

"Papatyanın nesi klişe? Ben bir çok kez çizdim şimdi de çekmek istiyorum. Eğer istemiyorsan söyleyebilirsin." dedi Hyunjin hafiften çattığı kaşları ve koyu renk gözleri ile direkt gözlerine bakıyordu Felix'in.

"Tamam çek hadi." İstemem yan cebime koy der gibi takılıyordu ama aslında onunla çekim yapmayı çok istiyordu. Ne var ki sözüm meclisinden içeri hatta direkt Felix'e. Felix, bir salaktı.

Bu şekilde davranması Hyunjini kızdırmıştı ve sağ eli ile Felix'in elini kavrayarak sol eli papatyaları aldı. Felix eline dokunmasına ayrı sevinirken onu sinirlendirmiş olmasına üzülmüştü. Hyunjin, hızlı adımlar ile çıkışa ilerlemiş ve dışarıda konuşan diğer üyelerin yanına gitmişti. Gülerek ve sevecen bir şekilde konuşmaya başladıklarını görünce sinirlenmiş ve dışarı doğru hareketlenmişti ki telefonu çaldı.

Masanın üstündeki telefonu eline alıp imgeyi yeşile çekti. "Felix? İki saat diye izin aldın beşinci derse geldiniz? Çabuk okula gel." Cevap vermesine izin bile vermeden kapanan telefon yüzünden küfür edip, eşyalarını topladı ve kulüpten binasından çıkıp karşı taraftaki beyaz okul binasına ilerledi.

Bir kaç dakika sonra sınıf kapısının önündeydi. Hafifçe kapıyı çaldı ve içerideki komutu bekledi. Gel sesini duyar duymaz içeri girdi. Kadın yerine doğru ilerleyen Felix'e baktı. "Ne zamandır olay çıkarmıyorsun bu güzel ama sürekli geç kalman yüzünden sınıfta kalacaksın."

"Beni düşündüğünüz için teşekkür ederim ama izinim vardı."

Kadın fazla üstelemeden dersine dönmüştü.

Uzun cidden uzun bir matematik dersi sonrası Felix yanındaki Seungmin'e döndü.

"İsmini öğrendim ama iyi bir başlangıç yapamadık."

"Şaşırmadım yine bir davarlık yapmışsındır." dedi Seungmin cebinden parasını alıp ayağa kalkarken. Felix de onum gibi ayağa kalktı.

"Biraz ters yaptım."

"Niye mal mısın?" diye sordu kolunu Seungmin ve Felix'in omzuna atarken. "Soruyor musun?" dedi Minho da yanına aldığı Jisung ile Felix'in tam yanında durdular.

"Neyse Felix sana sevineceğin bir haberim var." Jisung, Minho'ya iyice sırnaşırken konuştu.

Felix, hâlâ asık yüzü ile sorgular gibi ona bakıyordu. "Chan bir grup kurdu. Fotoğraf kulübün de olan herkesle aynı grupta olacaksın. Yani sevdiğinin numarasını alırsın."

"Şaka yapıyorsun?" dedi sesi sevindiği için fazla yüksek çıkarken. Felix volume düşür koçum.

Kantindeki bir kaç kişi onlara dönerken içlerinde Felix'in en çok nefret ettiği kişi konuştu.

"Senin borazan sesini duymak zorunda mıyım?"

"Boş ver Felix gel." Seungmin kolunu tutup onu masaya doğru çekiştirdi.

"Şimdi de kaçıyor uysallaşmış demek ki." Çocuklar birbirlerine vura vura gülerlerken Felix kolunu kurtarıp ayağa kalktı. Minho da ayağa kalkıp Felixi oturttu ve kendisi dr oturup onlara döndü.

"Dayak arsızı mı oldunuz? Dönün önünüze bu sefer tek yumruğumla kurtulamazsınız."

"Minho sakın kavga etme."

"Aynen öyle Minho ibne sevgilini dinle ve otur yerinde. Siz ibnele-"

"Yok ben bunun belasını sikeceğim!"

"Durduğumuz kabahat!"

Felix ve Minho eskiden yaptıkları gibi birlikte kavgaya girmişti. Felix, karşısında ondan bir tık daha uzun olan çocuğu yakasından tutup kafa attı. Ağız burun birbirine giren liselileri öğretmenler ayırırken Felix ağzından akan kanı elinin tersi ile sildi.

Minho, da aynısını yaparken onları tutan öğretmen yaka paça onları müdürün odasına sürüklemişti. Olayı köşedeki masadan izleyen Hyunjin de diğer çocuklara iğrenir gibi bakıp peşlerinden gitmişti.

"Müdür bey bu sefer izin verin şiddetle çözeyim konuş konuş nereye kadar?"

"O şekilde eğitimci olunmaz. Gerisini ben hallederim siz çıkın teşekkürler." Adam odadan çıkar çıkmaz kaşlarını çatarak hepsinde tek tek göz gezdirdi.

"Ne oldu? Doğru dürüst anlatın."

"Ben anlatmak istiyorum." dedi Minho bir adım öne gelerek. Adam yavaşça başını salladı.

"Siz üçünüz çıkın önce Felix ve Minho'yu dinleyeceğim."

Onlar çıkar çıkmaz Minho konuşmaya başlamıştı. Kelimeleri hızlı hızlı nefessiz sıralıyordu. "Yönelimimizi biliyorsunuz. O üçü bizim yönelimimiz konusunda ileri geri konuştu. Elbette herkesin bizi desteklemek zorunda olduğunu söylemiyorum ama saygı duymak zorundalar. Çok özür dilerim ama 'ibne' ve daha söyleyemeyeceğim bir çok küfür ile bizi kışkırttılar."

"Tanığınız var mı Minho?"

"Tüm kantin?"

"Olay böyle oldu herkes oradaydı hâlâ ne tanığından söz ediyorsunuz?" dedi Felix konuşurken acıyan dudağı yüzünden yüzünü buruşturdu.

"Çıkın bir de onları dinleyeyim." Felix ve Minho fazla oyalanmadan çıkmıştı.

"Anlatın bakalım."

"Öncelikle rahatsızlık için özür diliyorum." diyerek konuşmaya başladı sinsi pezevenk.

"Onların bu şekilde olmasından nefret ediyorum sevmek zorunda da değilim efendim. Bize laf attılar ve ben de onlara attım. Onlar bize attı derken kavgaya döndü."

Müdür konuşacakken kapı çaldığı için "Gir." dedi kısaca.

Sarı uzun saçlarını bağlamıştı ve kıyafetini düzeltip yavaşça içeri girdi Hyunjin.

"Bölüyorum özür dilerim ama bu arkadaşlar az önce yalan söylediler duydum. Olayı başlatan da kışkırtan da onlar. Ben okula yeni geldim o yüzden kimseyle arkadaş değilim. Tamamen objektif bir yaklaşım ile konuşuyorum. 'Senin borazan sesini duymak zorunda mıyız?' ve 'İbneler' diyerek kışkırttılar." Hyunjin, kibar bir üslupla tane tane konuşmaya başladı. Çocuklar yeni çocuğa bilenirken Müdür gülümsedi.

"Tamam sen sınıfına git. Dışarıdakilere söyle kavga ettikleri için kulüpleri temizlesinler. Size gelince üç gün uzaklaştırm-" Hyunjin fazla oyalanmadan dışarı çıktı.

"Çıkışta kulüpleri temizleyecekmişsiniz." diyerek hızlı adımlar ile oradan uzaklaştı.

🦋

Yazdıkça yazdım amk yuh bu ne uzunluk?

Ağlayacaksan Oynamayalım Hyunlix (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin