Ağlayacaksan Oynamayalım (17)

947 91 75
                                    

"Felix bir metre dedik bir metre geri bas." dedi Hyunjin elinde tuttuğu İçecekten bir yudum aldı.

"Ya bana ne? Öpmeyeceğim dedim ya." Felix kedi gibi Hyunjin'in koluna kafasını sürttü.

"Yürü git sırnaşma birisi görecek şimdi."

"Birisini sikerim şimdi ver bir alt dudak."

Felix'in dediği üzerine Hyunjin kızardığında Felix kahkaha atmaya başladı.

"Tamam bebeğim utanma hadi gittim ben."

"Siktir git." Hyunjin, yanağını sıkmak için uzanan Felix'i alnından ittirip uzaklaştırdı. Felix, omzunu silkip bahçede oturan arkadaşlarının yanına koştu. Hyunjin gülerek ona bakarken ensesinde hissettiği acı ile sağına döndü.

"İki saattir sesleniyorum nereye daldın acaba?"

"Jeongin sen de siktir git."

"Kulübe gideceğiz birlikte Minjeon laga luga yapıp duruyor."

"Ne zaman?" Hyunjin ismini duyunca bile gerilmişti.

"Şimdi." dedi Jeongin ve Hyunjin'in koluna girip kulüp binasına doğru resmen sürükledi. Hyunjin'in ayakları gitmemek için direniyordu resmen.

"Ah karnım ağrıyor galiba."

"Hyunjin ne oluyor ya? Sever zaten onlar seni niye drama yapıyorsun? İki gün gelmedin diye dövecek değiller ya?"

"Jeongin, Woojin, Minjeon ve Mingyu ile aranız bozuk değil mi grupça? Sen arkadaşımsın ve Felix de öyle sorun olursa-"

"Saçmalama. Ne Felix ne de diğerleri buna takılmaz. Biz maç yapıyoruz o sıfatını siktiklerim ile muhatap değiliz." dedi Jeongin ve tekrar Hyunjin'i spor salonuna sürükledi.

İçeri girdikleri an Woojin onlara ters ters bakıp Hyunjine doğru basketbol topunu fırlattı.

"Şunu yerine koy."

"Yok ya babanın uşağı mı var orospu çocuğu al kendin koy!" Jeongin sinirle konuşup topu ona geri fırlattı.

"Ne diyorsun lan sen!" Woojin hızlı adımlar ile Jeongin'in üzerine yürüdü. "Ne dedin ibne tekrar söylesene."

"Ananı sikersem görürsün ibneyi." dedi Jeongin onu ittirip. Woojin histerik bir şekilde güldü. "Bak velet sorun çıkarma fena olur."

"Eğer bana yaklaşırsan gecenin bir köründe bana attığın tüm mesajları ve ses kayıtlarını yayarım. Sana vurmuyorsam sırf Chan zora girmesin diye vurmuyorum."

"Başlatma Chan'dan ben sana vururum ama." Jeongin'e bir yumruk attığında Hyunjin atılarak Woojini ittirdi. "Siktir git Woojin." (ismini yazarken kusasım geliyor ıy amk)

"Senin belanı sikerim!" Jeongin Hyunjini aşıp Woojin'in üzerine atladı. İkisi yerde boğuşurken Hyunjin koşarak gidip Chan'ı çağırdı. İkisi alelacele içeri girdi. Chan koşarak Jeongini belinden yakalayıp kendine çekti.

"Jeongin sakin ol!"

"Kimmiş ibne? Seni pişman ederim Woojin, o attığın tüm mesajları yayarım adam ol!"

"Jeongin!" diye bağırdı Chan sinir dolu sesi ile. Jeongin yavaş yavaş sakinleşirken dönüp Chan'a sarıldı ve ağlamaya başladı.

Ne yılansın sen Jeongin

Chan yumuşarken sinirli gözlerini Woojin'e çevirdi. Ağzını burnunu kırmak, hatta onu şuan da yok etmek istiyordu. Ağlayan minik bebeğine döndü.

"Canın mı acıdı?"

"Özür dilerim hyung. Bana hakaret edince kendimi tutamadım." Jeongin sanki kendisi sütten çıkmış ak kaşıkmış gibi zırlayarak ve ajitasyonun dibine vurarak Chan ile konuşuyordu. Hyunjin ağzını iki karış açmış nasıl böyle rol yapabildiğini anlamaya çalışıyordu.

Yuh dedi içinden yuh Jeongin.

🦋

Akrep yelkovanı takip ederken Felix de gözleri ile kalan otuz saniyeyi takip ediyordu. Öğle arasına girmişlerdi ve beş derstir Hyunjini göremiyordu. Zil çalar çalmaz hoca sınıftan çıktı ve herkes kapıya yöneldi. Felix önünden oturan Changbin'e bir şeyler söyleyip koşar adım sınıftan çıktı. Telefonunu eline alıp Hyunjine mesaj attı.

Felix: On dakika sonra çatıda

Hyunjin: Kantindeyim ben gelemem.

Felix: Bekleyeceğim seni

T

elefonu cebine atıp kantine indi. Hyunjin orada değildi. İki süt ve sandviç alıp hızla çatıya çıktı. (Burada detaya gerek yok çünkü merdiven çıkıyor amk)

Ağır kapıyı itekleyerek açtı ve içeri girip tellerin olduğu yere doğru yürüdü. Yere oturup sırtını tellere yasladı ve beklemeye başladı.

Tekrar zil çalana kadar bekledi ama Hyunjin gelmemişti. Morali bozulmuştu. Tüm sandviçi ağzına tıkıp sütü de kafasına dikti ve ayağa kalktı. Oflayarak, üzgün bir şekilde oradan çıktı. Beşinci küfürünü de Hyunjine salladı. Kapıyı açıp sinirle çıkarken arkasından ona bakan Hyunjini fark etmemişti. Hyunjin de çıkacakken telefonuna mesaj geldi.

Felix: Kantinde yoktun?

Çatıya niye gelmedin?

Hyunjin: Canım istemedi zaten uykum da vardı.

Felix: Peki iyi dersler

🦋

Off kaos kaos

Hatam varsa pardon amk kontrol etmeye üşeniyorum tüm bölümler için geçerli.

Ağlayacaksan Oynamayalım Hyunlix (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin