28 Eylül 1945 - Cuma
Bu eski ev kime aitti, nereden bulmuşlardı bilmiyordu Isabella. Ama umursadığı da yoktu. Bu yıkık dökük, tozlu yer Smith malikanesinden daha çok ev olmuştu ona.
Haftada bir görüşüyorlardı. Isabella hepsine gelemiyordu belki ama elinden geldiğince gelmeye çabalıyordu. Gece olan buluşmalara Oleander veya Lyon ona eşlik ediyordu. O buna karşı çıksa bile onu köşe başından almayı ihmal etmiyorlardı.
Rodney ile ufak sohbetler ediyordu. Genç adam ona daha sıcaktı artık ama Vincent Nott bir baş belası olmaya devam ediyordu.
"Kitap okuma kulübü değiliz, Smith." kulak tırmalayıcı sesi duyduğunda kitabını 'pat' diye kapattı ve bakışlarını ona kaldırdı.
Bir cevap vermesi gerekmiyordu ama ileri derece olan Tılsım kitabının yıpranmış kapağına parmaklarını hafifçe vurduğunda vermiş oldu.
"Ne yaptığım seni ilgilendirmez, Nott."
Kahverengi gözleri kısıldı ve uğursuz bakışlarını cadının üstünde tuttu.
"Buranın hanımıymış gibi davranamazsın."
Isabella dudaklarını büzdüğünde bakışları bir an için ona kaydı. Bunu yakalayan kadın bilmiş bir şekilde gülümsedi.
"Aramızda başka bir kadın görmediğime göre, buranın hanımı benim." kitabını o yamuk -artık yamuk değildi çünkü Isabella düzeltmişti- sehbanın üzerine bıraktı ve koltuktan kalktı.
"İtirazın mı var?"
"Yeter artık." Alistair uzandığı koltuktan başını onlara çevirdi. "Her gün didişiyorsunuz ve ben şimdiden sıkıldım."
"Sorun çıkartan ben değilim."
"Hayır ikinizsiniz."
"Ben bir şey yapmıyorum!" Vincent çocuk gibi kollarını bağladı. "O cadı-"
"Benim bir adım var!" Isabella sert bir şekilde ona döndü.
"Off!" Alistair gözlerini kapattı.
"O haklı." Lyon içeri girmişti. "Alistair'den bahsediyorum." sonra Vincent'a döndü. "Ve biraz kibar ol. Isabella artık bizden birisi."
"O bir kadın-" Isabella hiç düşünmedi, asasını çekti ve onu odanın diğer ucuna fırlattı.
Odaya yeni gelen Oleander kahkahayı basarken, Lyon ve Alistair yerde baygın yatan adama baktılar.
"İyi işti Izzy." Oleander onun omzuna vurdu ve sıcak şömineye yaklaştı.
"Bunu niye yaptın şimdi!" Alistair artık oturur pozisyondaydı ve burnundan soluyordu.
"Cinsiyet ayrımından hazetmiyorum." asasını elbisesine yerleştirdi ve koltuğa geri oturdu. Sanki biraz önce Vincent'ı lanetlememiş gibiydi.
*iLyon güldü. Hepsi, Isabella'nın farklı ve asi bir cadı olduğunu biliyordu.
"Vincent haketmişti doğrusu." Alistair'in yanına oturdu, mavi gözleri karşısındaki kadındaydı. "Onu haftalar önce lanetlememen mucize."
"Ah yapacaktı." Oleander omzunun üstünden geriye baktı. "Ben engel oldum." Tuhaf açıda yatan Vincent'a kısa bir göz attı. "Ama şu an pişmanlık duyuyorum."
"Onu teşvik etme!" Alistair onu terslemekten geri durmadı. "Kafasına göre lanet atamaz."
"Buradayım Rosier." Isabella sakin bir sesle konuştu. "Velimmiş gibi Oleander ile konuşmana gerek yok."
![](https://img.wattpad.com/cover/199511994-288-k570632.jpg)
YOU ARE READING
The Ocean And The Forest
FanficMavi yükseliyor, yeşil yayılıyordu. Gökyüzü kararıyor, yeryüzü sallanıyordu. Okyanus taşıyor, orman yanıyordu. Ve Isabella taht yolunda yürüyor, Tom gücüne güç katıyordu. Onlar bir bütün değillerdi. Onlar bir bütün olmaktan çok uzaktaydılar. Ancak y...