05 Kasım 1945 - Pazartesi
Şömine bu sefer yanmıyordu. Ve kasım soğuğu kendisini iyiden iyiye hissettiriyordu.
Altısınında gözleri ortalarında dolanan Tom'daydı. Tom sessizlik içinde düşünüyor bazen bir soru soruyor ve yeniden sessizleşiyordu.
Her birini görecek şekilde durdu. Ellerini önünde bağladı. Yeşil gözlerini yavaşça üstlerinde gezdirdi. Hepsinin karmaşık düşüncelerinin farkındaydı. "Peki" dedi sakince "kaçınız affedilmezleri daha önce uyguladınız?"
Lyon ve Oleander bakıştı. Vincent ise kaşlarını çatmış duruyordu ama korktuğu açıktı. Isabella sakin kalmaya çalışıyordu ama kalbinin atışını bedenin her yerinde hissediyordu. Parmağındaki safir yüzükle oynayarak kendine odaklanmak için bir yol bulmuştu.
Onların aksine Rodney ve Alistair rahattı. "Alistair ve Rodney daha önce bunu yaptılar." diğerlerinin bakışları üstüne döndü. "Ama görünen o ki, sizlerin ilk deneyimi olacak."
Tom gülümsedi. "En zararsız gibi görünen ama en güçlüleri olan Imperius ile başlayalım." ellerini çözdü. "Oleander, sen laneti uygulayacaksın." gözlerini gezdirdi. Bir an Isabella'ya baktı ama "Vincent" dedi sakinlikle. "sende laneti üstünden atmaya çalışacaksın."
Vincent gerilmişti ama başını sallayarak kabul etti. Kalanları geri çekildiler ve ikisini karşı karşıya bıraktılar.
Oleander Lestrange derin bir nefes aldı, asasını kaldırdı. Kara gözleri kararlıydı. "Imperio!" büyüyü görmediler ama Vincent'a çarptığını fark ettiler. Kısa bir an olduğu yerde sallandı. Bedeni gevşedi, itaata hazırdı. Ama bu kısa sürdü. Vincent büyüyü üstünden itti ve kendine geldi. Asasını çekmek için kıvranıyordu.
"Hisset!" dedi Tom sert bir sesle. "Lanetleri isteyerek, hissederek söylemelisiniz!"
Çünkü kelimeler hislerle iç içedir.
Oleander bir kez daha denedi ve bu sefer başardı. Vincent gevşedi. Büyünün altında olduğuna dair tek bir işaret dahi yoktu. "Diz çök, şınav çek."Dizlerinin üstüne çöktü ve şınav pozisyonu aldı. Oleander sırıttı. Vincent kalkıp kendi etrafında dönerken diğerleride gülüyordu. Tom ters ters bakınca hepsi kesti.
Vincent bu sefer laneti üstünden atamadı. Kendi geldiğinde Oleander'a öfkeyle baktı ve kenara çekildi.
"Laneti yapan kişi hissedecek. Laneti yaşayan kişi üstünden atmaya çalışacak." Tom geriye çekildi ve ağır ağır odada yürüdü. "Bakanlık kurallara bağlı olduğunu söylese bile, gün geldiğinde bu lanetleri üstünüzde uygulamaktan çekinmeyecek."
Hepsinin anladığından emin oldu. "Lyon, laneti yapıyorsun." asasıyla hazır bekleyen Oleander'ın yanından geçti ve Isabella'nın arkasında durdu. Heybetli haliyle onu yanında hissetmek Isabella'yı gerginleştirdi.
"Isabella" adı fısıltıyla çıkmıştı ama sanki bağırmış gibi onu duymuştu. "laneti üstünden atmaya çalış."
Yavaşça başını salladı ve ortaya geçti. Lyon'da en az onun kadar gergindi. Asasını parmaklarının arasında çevirirken bulutlu gözlerle cadıya bakıyordu. Isabella omuzlarını geri iti ve kendisini lanet için hazırladı.
Hazırlandığını sandı. Lanet göğsüne çarptığında iradesi kırıldı.
Kendisini harika hissediyordu. Boştu. Bomboştu. His yoktu, düşünce yoktu. Zihni yavaş yavaş temizleniyordu. Endişeleri, korkuları uçuyordu. Hepsinin yerini gereksiz bir mutluluk alıyordu.

YOU ARE READING
The Ocean And The Forest
FanfictionMavi yükseliyor, yeşil yayılıyordu. Gökyüzü kararıyor, yeryüzü sallanıyordu. Okyanus taşıyor, orman yanıyordu. Ve Isabella taht yolunda yürüyor, Tom gücüne güç katıyordu. Onlar bir bütün değillerdi. Onlar bir bütün olmaktan çok uzaktaydılar. Ancak y...