Biliyorum çok uzun bir ara verdim ve üzgünüm ama ben yazıyordum ve kimse okumuyordu cok (okuyanlara çok teşşrkkür ederim ama baktığımda okuma sayısının artmış olduğunu gördüm ve çok sevindim. O yüzden hevesim yerine geldi ve tekrar yazmaya başladım çok teşekkür ederim :))))
-------------
Eve geldiğimde ayaklarım neredeyse tutmuyordu ve çok canım acıyordu. Kendi kendime canım çok acıyorrr diye söylenmeye başladım. Aklıma acı giderici bantlardan almam gerektiği geldi ve zorda olsa yattığım yerden kalktım.
"Daha uyumadın mı" dedi seung jo. Yüzümdeki gülümseye engel olamayarak "burda mıydı" diyebildim ve yanına doğru ilerlemeye başladım. "Ne zamandır burda oturuyorsun" tabiiki seung jo bana cevap vermemisti.
Bir süre sonra "hayatını bile riske attığından her yanın acıyor olmalı" ona boş boş bakarak "elimden geleni yapmak zorundaydım. Seni kıskanıyorum, herşeyde iyisin. İyi koşuyorsun" tam devam edecekken beni böldü
"Basket ve yüzmedede iyiyimdir."
"Havalara bak!" Diyebildim.
"Son günlerde beni kışkırtıp duruyordun, neden gelip sopayı bana verdin?"
"Yine eline koz geçti değil mi seung jo"
"Diğerleri çok üstüne gelmiştir"
Dudağımı büzerek başımı salladım. "
"Aşağı inde yara bandı var mı sor"
"Yemeğe de yardım ederim"
"Dinlenmelisin"sonradan ne dediğini anlamış olacak ki
"Doğru. Sonuçta bu evde misafirsin. Belki yardım etmek iyi hissettirir."
Gerizekalı. Bende salak gibi beni düşündüğünü felan sandım. Oturduğu yerden kalktı ve odasına doğru ilerledi. Bende arkasından bi kaç tek e savurdum, sonra arkasını dönüo
"Bu arada , bu sabah giydiğin o şey neydi ?"
Sabah kostümlüyken poposuna indirdiğim darbeyi hatırlattığı çok açıktı.
"Haa o mu. O kanggira pompuri bilmiyor musun" küçüklüğümde izlediğim bi çizgi filmdi sonra onun dansını yapmaya baladım. Tabii yaptığım aptallığı seung jo bana dik dik bakınca fark ettim.
"Tatlıydı. " Dedi ve gitti.
Arkasından diyebildiğim tek şey
"Peki. İstediğin kadar dalga geç"
İnsanları nasıl böyle utandurabiliyordu bu. Dur bir dakika. Ne dedi? Yemek olan tatlıdan mı bahsetti?Ertesi akşam
Babamın restorantında hep birlikte yemek yiyorduk. Benim notlarımı mı ne kutluyorlardı.
Babam seung joya dönerek
"Çok teşşekkürler seung jo, çok hayranlık uyandırıcı birisin"
Seung jo nun ego tavan bi halde gülümseyerek "hayır" demediyle Juji'nin söze atlayarak "hayır" demesi bir oldu ve seung jo'nun yüzüde hemen düştü tabii.
"Seung jo gibi birine özel öğretmenlik yaptırmak çok daha hayranlık uyandırıcı"
Birbirlerine teşekkür etme fasılları bitince bay beak (seung jo'nun babası) "böyle bir akşamda iki tek atmazsak olmaz"dedi. Ve bana bakarak "ne dersin bu akşamın yıldızı birşeyler içmek ister mi?"
"Ben mi" dedim ve babama baktım çünkü normal hayatta izin vermezdi ama babam onaylarcasına kafasını sallayınca rahatladım. Ve kadehimi doldurttum. Seung jo da dahil herkes kadeh kaldırdı. Babalar gitar çalmaya başladılar, bende sanırım kafayı bulmuştum. Aptal aptal kafamı sallayark şarkıya eşlik ediyordum. Juji "seung jo sen niye bir şarkı çalmıyorsun" dedi
Seung jo "sarhoş musun" diye itiraz etti
Juji ısrarlarına devam ederken
"Boşverin, yüce baek seung jo hiç böyle bir ortamda şarkı söyler mi " baş belası diye söylenmeye başladım sanırım sarhoş olmuştu ne dediğimi biliyordum ana istemli olarak söylemiyordum. Ve seung jo ya bakarak
"Yaptığım hiçbir şeyi beceremiyormuşum, onların sayesinde geçimimizi sağlıyormuşuz"
Juji ve babam hayretle seung joya dönüp
"Öyle mi dedin" diye sordular
Seung jo "hayır öyle demedim" dedi ve ben sözünü keserek
"Çok mu mükkemmelsin" dedikten sonra ona aptal uyuz diye bağırmaya başladım.
"Anne gidelim" dedi seung jo.
"Şuna bakın hele insanların söylediklerinide duymazdan geliyor. Her zaman alaycı başkalarıyla dalga geçiyor. Hemde sadece insanlara kötü hissettirecek şeyleri söylüyor. Gerçekten ondan hiç hoşlanmıyorum"
Seung jo güzel gamzelerini göstererek gülümsedi ve "gerçekten mi" dedi
"Evet!"
"Çelişkili konuşuyorsun"
"Ne"diye anırdım
"Aslinda sana seung jo demiyorum orman perisi diyorum o günden sonra biraz kırıldım ama en azından okuldayken yanından geçiyorum-
Hayırrrr bu benin oba yazdığım mektuptu
Rüyalarımda o kadar tatlısın ki diye devam ederken ona bişey fırlatmamla sustu
"Aptal uyuzzzz"
Artık herkes biliyordu!
"Bu kadar ileri gitmek zorunda mıydın benle dalga geçebilmek için mi ezberledin"
"Bişeyi bi kere okuyunca ezberlerim"
"Artık bitti bu iş sana karşı içimde zerre duygu kırıntısı kalmadı"
"Öyle mi"
"Öylee o kadar değersiz ve önemsizsin ki artık katlanamıyorum. Beak seung jo senden hiç hoşlanmıyorum. "
Sonra bacaklarım tutmadı ve yere düştüm jujinin ısrarlarıyla seung jo beni sırtına aldı dakka başı sinir şey diye söyleniyordu.
"Oh ha ni harikasın sonunda kendini bana taşıttın"
"Ne dedin"dedim yarım çıkan bir sesle.
"Harikasın o ha ni " dedim.
Yüzümde salak bir sırıtma oluştu.
Kendime geldim ve
"İndir beni ne diye sırtında taşıyosun ki" dedim
"Artık birşey hissetmediğini söylememiş miydin"
"Evet öyle noldu"
"O zaman niye böyle hızlı atıyor?"
"Ne"
Kalbimden bahsettiğini anlamıştım ama bilmezlikten gelmek en iyisiydi.
"Kalbin kalbin"
Kalbime dokunup durdurmak istercesine vurdum.
Devam etti seung jo
"Ama durum düşündüğümden de vahimmiş"
"Nee" rezil ediyordu beni hala.
"Böyle giderse bir bebek doğurup büyütebileceğini düşünüyor musun" utancımdan ölerken eve gelebilmiştik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UYUZ
Novela Juvenil-Cok sevdigim bir dizi olan "playful kiss" adli bir kore dizisidir. -Kendi yorumlarimi katarak bir kac degisiklik yapacak olsamda ana hatlariyla orjinal dizisine ait. -Maalesef ki dizi sadece 16 bolum surdu. Bu yuzden ilk 16 bolumu yazdiktan sonra k...