Seslerden çok uzaktık, yaklaşık 5 dakika boyunca yağmurun altında hızlı bir şekilde koşmuştuk. Nefes nefeseydik eğer kolumu kurtarmasaydım hâlâ koşuyor olabilirdik. Yere çökmüş bir vaziyette nefes almaya çalışıyordum, kazutora ise çok uzaklara bakıyordu, bir anda yüzü düştü. "Hay aksi."
Fazlasıyla endişli görünüyordu umarım aklıma gelen şey olmazdı. "Ne oldu?"
Kesik sesimden duyabilmesine şaşırmıştım. "Malzemeler orada kaldı."
Lanet olsun, onun eldiveni vardı benim ise yoktu, parmak izlerinden beni kolayca bulabilirlerdi. "Korkma."
Endişeli yüzü bana döndü "sen gidersen bende giderim, seni buraya ben sürükledim ve ben kurtaracağım."
Hayır bu benim kararımdı, ben kendi isteğimle babamı aramayı buraya sana yardım etmek için geldim. Neden anlamıyordu diye düşündum, neden yakalanmaktan korkmadığmı anlamamıştı. Yakalansam bile benim için önemli değildi sadece tatmin olmak istiyordum, ondan." Kazutora benim için önemli değil, ben, ben babamı üzmek istemiyorum ama artık üzebileceğim bir babamda yok."
Biliyordum,hissedebiliyordum babam beni siktir etmişti bu lanet olası dünyada beni yanlız başıma kehribar gözler ile bıraktı ve o kehribar gözler bana yardim edicekti bunuda biliyordu." Sen bana yardim ettin , seni çaresiz bırakmak istemiyorum."
Gözleri tamamiyle bana kitlenmişti, yağan yağmur ile birlikte bedenim titremeye ve üşümeye başlamıştı. "Sarı gözlerine bakmam ile bana yardımın dokundu zaten, dert etme hiç bir şey olmiyacak kurtulduk, özgürsün."
Cümlemi düzeltti." Özgürüz hima."
Hafifçe gülümsedim yağmurdan nefret ederdim ama bugünlük benim için önemi yoktu, sadece önemli olan karşımdaki kişiyidi. Kazutora titrediğmi fark etmiş gibiydi montunu çıkartıp bana uzattı, cebinden çakıyı almayı ihmal etmemişti. "Neden kendini hasta etmekte bu kadar ısrarcısın, ben üşümüyorum ama sen, karşımda yağmurdan titriyorsun bile, lanet olası ilgim üstüne kayıyor."
Son kısmı çok sessizce mırıldanmıstı fakat duymuştum, üstüme montunu geçirip kapşonunu taktım, sarı gözleri bana döndü ,mavi denize benzeyen gözlerimle buluştu. "Eve gitmek ister misin hima?"
Seninle ise evet gitmek isterim diyemedim, bir cevabım yoktu ama umudum vardı babam beni evde bekliyor ise dövülebilirdim bile. "Hayır, babam evde ise beni öldürür...korkuyorum."
Yüzüm yana düstü, güçsüz görünmek istemiyordum, ama burada beni koruyan bir şey vardı öyle hissediyorum."o zaman yürümek ister misin? Burasi fazla karanlık."
Gitmek istemiyordum kücük çocuklar gibi mızmızlanıyordum. Ama o fazlasıyla nazıkti, ona ne olduysa, tekçe mutlu olduğum şey bu değildide onu değiştiren kişi bendim. Hiç bir özelliği olmayan sade mavi gözler. Bana elini uzatmıştı. "Elimi tutmak ister misin? Merak etme ben varken başına hiç bir şey gelmiyecek."
Ya bana zarar veren kişi sen olucaksan, korkmama sebep oluyordu. Istemsizce elim eline gitmişti utanmıştım birdaha görüşmeyecektik sonuçta.. ya da ben öyle sanıyordum. "Söylesen kazutora, o güneş gibi parlayan gözlerini birdaha görebilcekmiyim?"
Sorduğum soru ile elimi daha sıkı tutmuştu,beni asla bırakmak istemeyen bir insan gibiydi, dikkatliydi fazlasiyla..." unutma hima, güneş ve deniz her zaman günbatımında buluşurlar, bizde günbatımıda buluşucağız."
Dediği söz hoşuma gitmişti, daha önce kimse bana böyle br şey dememişti. Her baktığında kayboluyordum gözlerinde." Yani beni unutmiya-"
Tam konuşucakiken gök güruldemesi yerimden sıçramama yetmişti, korkumdan kazutoraya sarılmıştım, fazlasıyla sıcaktı ve güzel kokuyordu buradan ayrılmak istemiyordum, gözümden bir damla yaş süzülüyordu, çenemden tutarak gözlerime bakıyordu. "Güzel gözyaşlarını benim gibi birisi için harap etme,dayanamıyorum."
Bend snein gibi birisini unutucağim diye dayanamıyorum. "Senin gibi birisi için ben döküyorum gözyaşlarımi, ilk defa, o yüzden böyle deme olur mu?"
Bedeninden ayrılıp sıcak ellerine geri dönmüstüm, konuşmaması anlaşılan onun içinde birisi böyle bir şey dememiş anlamına geliyordu. "Ben nereye gideceğmi bilmiyorum."
Yüzüme morali bozulmuş gibi bakıyordu. "Hiç gitmesen olmaz mı?"
Ondan en son duyabilceğim bi şey demişti, dediği imkansızdı ama hoştu. "Güneş ve deniz he zaman birlikte olamaz kazutora."
Fazlasıyla ağırdı onun için." Imkansız degil hima, dünya ölmeden önce güneş ve deniz bir defada olsa birleşebiliyor bizde o şansımızı kullanalım."
Ikimizide düşünmüyordu ve bu beni yeterince sinirlendirmeye yetmişti. "Canın yanıcak ben kötü biriyim sana yararım dokunmaz kazutora, ya polise gidersem seni şikayet edersem, ettiğin tehditler beni korktmaya yetmez."
Onu kendimden uzaklaştırmak istiyorudm fakat verdiği cevaplar tam tersi beni dahada yakınlaştırıyordu kendisine." Sen öyle br şey yapmazsan beni kötü duruma getirmeyeceğni biliyorum hima, sana inanıyorum."
Olduğum yerde kala kalakalmıştım, o an onu terk etmezsem onu bırakamayacaktım. Siz 1-2 saat gördüğnüz birine güvenirmiydiniz? Karşımdaki sarı gözler güveniyordu işte, benim gibi birine."beni şaşırtmayı başarıyorsun."
Sırıttı, bana yaklaştı ona izin verecegmi bildiği için. "Sende aklımı baştan almayı başarıyorsun."
Bende sırıttım, ıslak saçlarıma eğildi ve kokladı, bende onun kokusunu içime çekme fırsatı buldum." Artık gitmeliyim, beni bulacağnı bildiğimi bilerek gidiyorum kazutora."
Lütfen bul beni...
Devam edecek
Bu bölümden sonrarı günümüz oluyor yani, okuyanlar vote atsa çok sevinirim ayrıca hxh x readerda yazıyorum eğer okuma çoğalırsa onuda yazarım. Ayrıca şüan sinavlarım olsuğu için pek yazamıyorum yeni bölüm inş yarina yetiştirebilirsem atarım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Timeback| Kazutora x Fem Reader
FanfictionBoş bir hayatı olan hima, babası eve gelmediğinde onu aramak icin dışarıya çıkar fakat babası yerine sarı gözlü birini bulur...