02 | Çemberin Ortasında | Arvent

86 8 64
                                    

Misafirlerin yaklaştığı haberi, mekandaki herkese açık bir şekilde duyuruldu ve alanın ortasına bir platform kuruldu. Yerden birkaç basamak yüksekte kalan platformun kenarları altın sarısı olsa da yüzeyi siyahtı ve Grant'in ne olduğunu kestiremediği bir maddeyle kaplanmıştı.

Ebra ve Grant'in beraber takılmaları Grant'in babasının yanlarına gelmesiyle sonlanmıştı. Babası tarafından alınıp partinin başka bir tarafına sürüklenen Grant, yanında gerçekleşen politik sohbetlere aldırmamaya çalışarak rehbere bir kez daha göz atmak istemişti.

Kızın bahsettiği maddeyi bulmuştu. O gün partide ağırlayacakları misafirler Envoid ırkına mensup olan bir grup elçiydi. Asıl adlarının Envoid olmadığı, onların gezegeninden çıkartılan taşın adı Envoid olduğu için gezegendeki halka Envoid denmiş ve kabul görmüş olduğu, Grant'in yalnızca göz atmış olduğu rehberde detaylıca anlatılıyordu. Irklarının gerçek ismini dünya halkı olarak o gece öğreneceklerdi.

Gezegenlerinden çıkartılıp dışarıya ihraç edilen taşların hepsi birtakım mistik ve de bilimsel işlerde yarar sağladığı için Envoid ırkının kültüründe taşları aksesuar olarak kullanmak hor görülen bir davranışmış, diye okudu Grant. Ne taşı olduğu fark etmeksizin doğal taştan yapılan her türlü takı ve aksesuar onlar için küçümseyici bir hareketmiş. Lensekranının yardımıyla rehberi okuyan Grant ensesini kaşıdı.

Başka gezegendeki taşlarla yapılanlar onları neden ilgilendiriyordu ki?

Rehberi bir kenara bıraktı, babasının yaptığı konuşmaya kulak verdi. Aralarında Senari'nin de olduğu üç kişilik bir kalabalığa konuşma yapan babasının yüz ifadesi her zamanki gibiydi. Güneş ışığını ve ısısını asla geçirmeyen camlardan yapılmış bir küpün içine yerleştirilmiş buz parçası kadar soğuktu.

Senari'nin yanında duran, parlak kahverengi saçını sağa taramış fularlı adam konuştu. "Peki bu çok bahsedip durduğumuz Envoid taşından ne kadar ölçüde alacağız, onu hiç söylemiyorsun."

"Henüz belli değil," dedi Grant'in babası. "Anlaşmadaki tarafımızın teklife yapacağı katkı henüz netleştirilmiş değil. Yine de karşılık olarak ne sunacak olursak olalım en az en az yüz yirmi kilo kadar olacağını söyleyebilirim."

Senari araya girdi. "Neyi teklif edeceğimizi konuşmadan nasıl tahmin ediyorsun?"

"Kararlaştırıldı bile," dedi Grant'in babası.

"Ne zaman?" dedi Senari'nin diğer yanındaki sarışın adam. "Az önce tarafımız netleştirilmiş değil demedin mi?"

"Bu akşam, etkinlik için evden çıkmadan önce katıldığım bir toplantıda karar alındı. Henüz Envoidlere teklif edilmediği için netleştirilmemiş durumda."

"Bizi de bilgilendir o zaman," dedi Senari omuzlarını dikleştirerek. "Seninle aynı seviyede olmamıza rağmen karar alınırken bizi hiçe sayıyorsun, kaçıncı oldu bu artık."

"Onaylanmış planın doğrultusunda, sizin de onlarla aynı anda öğrenmeniz gerekiyor."

"Hangi saçma sebepten dolayı bu?" dedi Senari bir hışımla.

"Başkanın bizzat belirttiği karara saçmalık mı demek istedin?" dedi Grant'in babası.

Dört kişi arasında bir sessizlik doğdu. Grant için bir sessizlikti, etrafındaki kalabalıktan kimse beyaz listesinde olmadığı için partinin tüm gürültüsü onun için bir fısıldamadan ibaretti. Kalabalık bir partideki babasını değil laboratuvardaki babasını dinliyordu sanki. Üç kişiye de sırasıyla bakan ebeveyn, gözlerini Senari'nin gözlerine kilitledi. "Emin olabilirsin, o taşlarla yapabileceklerimizi gerçekten kavradığında bu konuşmaların hiçbir önemi kalmamış olacak."

Tamamen Aksi: YanılsamaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin