"Son soruya olan cevabını göster," dedi Ebra. Yüzü seslendiği kişiye dönük değildi.
Havada beliriveren işlem hem Ebra tarafından hem de sistem tarafından doğrulandı. "Bugünkü programı bitirdik," diye ekledi kız.
"Daha fazla çalışabiliriz," dedi odadaki diğer kişi. "Senin bunu reddetmeyeceğini biliyorum."
"Sana özel hazırlanmış program ne kadar uygun görüyorsa o kadar çalışmalıyız," dedi Ebra ve arkasına döndü. İris Çemberi'ndeki ikinci kişiye baktı. On İki bilim adamından biri olan Yun'ın ebeveynlik yaptığı çocuk, Ejin sandalyede oturuyordu. Ebra'nın bulunduğu odada tek bir sandalye vardı ve o sandalye o an boştu.
Ejin kendi evindeki İris Çemberi'nden bağlanmaktaydı. Çocuğun görüntüsü diğer tüm hologramlar gibi kusursuzdu, gerçekten ayırt edilemiyordu. Gözle ayırt edilemiyordu, eller o konuda hala becerikliydi.
"Senden ders dinlemek ayrı bir keyif veriyor biliyor musun," dedi Ejin. Babasından almış olduğu çekik gözleri dudaklarıyla beraber gülümsedi. "Babamın Senari'nin fikrine yardım etmiş olması aldığı binlerce harika karardan bir başkasıymış gerçekten, ne ben şüphe ettim ne de o beni yanılttı, sevgili babam."
"Dediğim gibi, çalışmamız gerektiği kadar çalıştık Ejin," dedi Ebra. Başkalarını çalıştırma işini Weaven'dan gizli yaptığı için çocuğun karşısında pembe renkli üst ve gri renkli alt pijamayla duruyordu. Ejin ise onun aksine bir etkinliğe katılmadan önce gelmiş gibi görünmekteydi.
"Ebra Nimeril 'yeterince' ile yetiniyormuş gerçekten."
"Buna şaşırıyor musun gerçekten?"
"Tabi ki."
"Bir haftadır aynı şeyi söylüyorsun, unutkanlık mı yoksa karşı tarafın seni ciddiye almayacağı korkusu mu?"
Ejin güldü. Sağ elini kullanarak önce burunla dudağı arasını ardından ağzının üstünü ovaladı. "Beni ciddiye almayacağını unutuyorum dersem ne olur?"
Hissettiklerinin Weaven tarafından yakalanmasını dileyeceğini hiç düşünmezdi. Kapı açılsa, ikisinin ne yapmakta olduğu Weaven tarafından görülse ve yapılması gereken işlemler hemen başlasa, belki ceza belki de tutuklama... Opus'un cezaları arasında bu yaşadıkları durumu tasvir eden bir ceza yoktu, yakalanmaları durumunda kız başına ne geleceğini bilmiyordu.
Ebra artık hiçbir şey bilmiyordu. Senari ile yaptığı konuşmanın ertesinde ufak bir heyecan yaşamıştı. Yeni insanlar tanıyacak olmanın, her ne kadar kendisine çocukluğu boyunca öğretilmiş insanlar olsalar da yeni insanlarla tanışacak olmanın bilinmezliğini beklemişti. Rajean ve Ejin, birbirlerinin tam zıttı olmalarını engelleyen birkaç nokta vardı yalnızca.
Arvent'in ölümü tescillenip kayıtlara geçtikten sonra çocuğun ismi sıralamadan silinmişti. Arvent'in bıraktığı koltuğa üçüncü sıradaki çocuk, Ronier geçmişti. Escane'in çocuğu olan Ronier'in ikinciliği bir sonraki sınava kadar sürmüştü sadece. Sınavdan önce Ebra tarafından ek dersler alan Rajean Ronier'i geçip ikinciliğe yükselmişti.
Ejin de üçüncü olarak Ronier'i dördüncülüğe itmişti. Ronier'in yıllardan sonra üçüncülükten düşmüş olması büyük bir tartışma çıkarmış olmalıydı, Ebra dışarıda neler döndüğünü bilmiyordu. O sadece çalışıyordu, çalıştırıyordu ve... başka şeyler yapıyordu.
Ne Arvent'in ölümü ne de Ronier'in üçüncülükten düşmesi Ana Akış'ta yer almamıştı. Sıralama herkese açıktı ama sıralamada yaşanan değişmelerin detayları herkese açık değildi.
"Hey," dedi Ejin. "Yine dalıp gittin."
"Gitmeni bekliyorum," dedi Ebra.
"Dil gelişimimde herhangi bir sorun yaşanmaması için babam benimle interaksiyona geçerdi, diyaloğa girerdi. Senin baban yapmadı mı hiç?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tamamen Aksi: Yanılsama
Science FictionÇalışıyorsun, çalışıyorsun, çalışıyorsun. Uyanıkken çalışıyorsun uyurken çalışıyorsun. Sınavlara giriyorsun, yüksek not almalısın ki ebeveynlerinin sana duyduğu beklentiyi taşıyabilmeye devam et. Ters bir şey söylemek değil, düşünmüyorsun bile. Ters...