Sabah 07:00 gibi alarmın sesiyle uyandım, biraz zor olsa da yatağımdan kalkmayı başardım. Üstüme bir kırmızı elbise giyip, ufak tefek bir makyaj yaptım, iş görüşmesine hazırdım. Odamdan çıkıp mutfağa yöneldim, mutfaktan enfes kokular geliyordu, mutfağa girdiğimde Enes kahvaltı hazırlıyordu.
-Oooo Enes bey neler yapmışsınız böyle, dedim.
-Size mükemmel bir kahvaltı hazırladım hanımefendi, demişti
Gülümsedim.
Benim için birşeyler yapması beni mutlu ediyordu.
Kahvaltımızı etmeye başladık.
-Bu arada nereye gidiyorsunuz böyle çok şık olmuşsunuz hanımefendi.
-Teşekkür ederim, bir iş görüşmem var .
-Ya ne güzel, umarım iyi geçer.
-Umarım, diyip gülümsedim. Artık gitmem gerekiyordu.
-Neyse gitmem gerek, çok güzeldi herşey eline sağlık Enes, dedim.
-Tamam , görüşürüz iyi şanslar.
Şık siyah topuklularımı giyip, evden çıktım.
Taksiye binip istikamete doğru gittim.
Taksiden indim, şuan tam Doğan Holdingin'in karşısındaydım. İçeri doğru girdim, güvenlikler beni odaya yönlendirdi. Odadaydım ve karşımda bir kadın vardı. Kadın şirketle ilgili bilgiler anlattı ve benimle ilgili sorular sordu en son sadece tek bir cümle duyduğumu hatırlıyorum"işe alındınız, tebrik ederim. Haftaya pazartesi asistan olarak başlayabilirsiniz." Demişti.
Çok mutlu olmuştum çünkü sonunda bir işim vardı. Taksi'ye bindim ve eve geldim. Kapıyı açıp içeri girdim, Enes evde yoktu, topuklularımı ve makyajımı çıkarıp ılık bir duş aldım. Kendime sıcak bir kahve yapıp sevdiğim bir film olan "The Princess Switch 2" açtım. Filmin yarısına geldiğimde gözlerim kapanmaya başlamıştı, birden uykuya daldım. Uyandığımda saat 19:30'du. Üstümde ince bir pike vardı ve film kapanmıştı. Belli ki Enes gelmişti. Hemen kalkıp elimi yüzümü yıkayıp, odama gittim. Hemen Hazırlanmam gerekiyordu çünkü saat 20:30 gibi aşıklar cáfe'de olmam lazımdı.
Üstüme bir siyah askılı elbise giyip, orta düzeyde bir makyaj yaptım. Şık bir küpe ve kolye taktım. Bu gece'ye hazırdım. Odamdan çıktığımda Enes ile karşılaştım, şok olmuş bir şekilde bana bakıyordu.
-Noldu, niye öyle bakıyorsun? Diye sordum.
Konuşmadı, hala beni izliyordu.
- Enes noldu? Tekrar sordum
Son anda kendine geldi.
-Ya biraz dalmışım da kusura bakma, bu arada ç-çok güzel olmuşsun.
Bu sözü karşısında biraz utanmıştım.
-Teşekkür ederim, dedim.
Uzun bir süre birbirimize bakıyorduk, son anda saati hatırlayıp;
-Neyse, benim gitmem lazım geç bile kaldım, dedim.
-Ben bırakabilirim seni, istersen tabi.
-Yok, ben bir taksi çağırıp giderim, seni meşgul etmek istemem.
-Böyle düşünmeni asla istemem hadi çıkıyoruz, dedi.
Gülümsedim. Şık topuklu ayakkabılarımı giydim ve evden çıktık. Enes'in arabasını ilk defa görüyordum. Çok şık bir Mercedes'ti. Siyah renginden dolayı çok iyi duruyordu. Aşıklar Cáfe'ye doğru yola çıktık.
DEVAM EDECEK...:)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sadece ev arkadaşıyız.
RomantikÜniversite için ailesinden uzak bir yere taşınan, bir kız, ve aynı evde yaşadığı bir adam, ilk başlar da sadece ev arkadaşlarıyken sonradan büyük bir aşka yelken açacaklarını düşünür müydünüz?..
