Hareketli bir Restoran'a girdik, "Vaay be.. oldukça lüks" diye içimden geçirmeden edemedim.
-Enes! Şef kollarını kocaman açarak mutfaktan dışarı çıktı ve Enes'e sımsıkı sarıldı. Tuhaf bir şekilde öylece ayakta bekliyordum..
-Erdem! Seni gördüğüme çok sevindim.
-Bende seni! Geçen yıllar seni daha yakışıklı yapmış.
-Asya, bu Erdem. Erdem, bu Asya. Diyerek bizi tanıştırdı Enes.
-Tanıştığımıza memnun oldum hanımefendi.
-Bende memnun oldum. Dedim. Erdem elini sertçe Enes'in omzuna attı.
-Enes ve ben, biz oldukça eski dostlarız. Avrupa'ya gitmeden önce akıl hocasıydım.
-Ne? Yani Enes'in burada yemek pişirdiğini mi söylüyorsun?
-Haha, diye güldü ve sözlerine devam etti; Bu gerçekten hafif bir tabir olurdu, burada şimdiye kadar gördüğüm stajyerlerin içerisinde en iyilerden biriydi. Bu kadar çabuk bırakıp gitmen çok kötü oldu. Sen doğuştan şefsin. Pişirdiklerin....
Şef Enes'in ortaya koyduğu yiyeceklerin mükemmel olduğunu göstermek için parmakların öptü. Enes mahcup olmuş görünüyordu.
-Söyleyin bakalım, hangi rüzgar attı sizi buraya?
-Tavsiyene ihtiyacım var... Balık pişirme konusunda. Az önce marketten limon ekşisi aldım. başka ne- Enes cümlesini bitiremeden telefonu çalmaya başladı.
-Bunu cevaplamam lazım, çok pardon, hemen döneceğim. Diyerek yanımızdan telefona cevap vermek için uzaklaştı. Erdem ile bende garip garip birbirimize bakıyorduk.
-Bu arada Yeni sevgilisi misin? Diye sordu Erdem.
-Ne? hayır değilim, ev arkadaşıyım sadece birlikte bir daireyi paylaşıyoruz.
-Harika! bak ne diyeceğim, birçok zengin benden dersler alır ama bunların içinden sadece Enes yaptığı işte uzman çıktı. Öğrencilerim içerisinde gerçekten en iyisiydi, gerçekten adeta keşfedilmeyi bekleyen, yaşayan bir efsane. Tam anlamıyla şok oldum,Enes'in mutfakta harika yiyecekler ortaya koyduğunu hayal bile edemiyorum. Merakıma yenik düştüm ve;
- Enes hakkında başka neler biliyorsun? Diye sordum
- Enes bir malikanede büyüdü. Ben de orada ailesinin özel şefiydim, yani kendisini oğlum gibi severim. Küçücük bir çocuktan yakışıklı bir genç oluşunu kendi gözlerimle gördüm. Resmen elimde büyüdü. Ona nasıl yemek pişirileceğini öğrettim. Ortaya koyduğu muazzam işlerden kendime pay çıkarmayı çok isterdim, ama cidden bu çocuğun damarlarında yetenek var. Pişirmeyi her zaman çok sevmiştir, ama hep kendisi için pişirmiştir. Ona göre yiyecekler kişiseldir, bugüne kadar ne ailesi için ne de kız arkadaşlarından herhangi biri için birşey pişirmiştir.
Tam da Erdem beklediğim konuya girmişken Enes'in ortalıkta olup olmadığına göz attım ama hala görünmediğini fark ettim.
-Bana biraz sevgililerinden bahseder misin? Diye bir soru yönelttim Erdem'e.
-Haha, diye güldü ve; onlardan çok vardır. çok. Dedi. ve devam etti; Hepsi de çok güzeldi, ama hiçbiriyle yürümedi ilişki. Bağlanma konusunda herhangi bir sorunu olduğunu sanmıyorum... başkaları tam tersini düşünse de. Hiçbirine gerçek anlamda bağlı hissetmedi. Sanki onu cidden mutlu edecek birileri bugüne kadar karşısına çıkmamış gibi.
Bilmediğim bir nedenden dolayı keyifsiz hissettim ve yapmacık bir kahkaha attım.
-Kesinlikle Enes'i suçlamıyorum, kendisi çılgınlar gibi popüler ve bunun son derece farkında. Kızları elde etme konusunda hızlıdır. Ama bugünlerde...
Erdem birden uzaklara daldı.
-Bugünlerde onu zar zor tanıyorum. Eskiden bildiğim patlamaya hazır yanardağ sönmüş, yok olmuş, değişmiş artık; bir şeyler değiştirmiş onu.
-İyi anlamda mı değişmiş kötü anlamda mı? diye sordum.
-Sadece değiştiğini söyleyebilirim. Dedi. Enes gelir gelmez konuşma birden bire kesilmek zorunda kaldı.
-Eee! Balık diyorduk? Diyerek konuya girdi Enes.
-Aa, evet! gel sana nasıl hazırlandığını anlatayım.
Kısa süre sonra enes ile birlikte eve doğru sessizce yürüyorduk. Enes, Erdem'le ettiğimiz sohbet hakkında hiç birşey bilmiyordu.
-İnsanın evi gibisi yok...
-Eveeet! Enes kararlı yüz ifadesine girdi ve hazırlık yapmadan önce ellerini çırptı.
-Evde yemek mi yapıyoruz yoksa? Dedi.
-Nee.. Bana mı soruyorsun?
-Yok canım kendi gölgeme soruyorum, tabi ki de sana soruyorum. Hadi bakalım gel buraya!
-Tamam, ama sadece izleyeceğim.
-Nedenmiş o?
-Erdem oldukça yetenekli şef olduğunu söyledi, bence sana bırakmalıyım, bundan açıkça rahatsız olmuştu.
-Aslında yemeği berbat emekten nefret ederim. Diyerek lafı kıvırdım.
-Pekala, o zaman ben pişireyim, sen de tabakları temizleyip hazırla.
-O zaman öyle yapalım. Enes kle birlikte yemek hazırlarken kaliteli zaman geçirdiğimden dolayı gülümsedim...
SİZCE ASYA ENES'TEN HOŞLANIYOR MUU?
CEVAPLARINIZI BEKLİYORUMM:))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sadece ev arkadaşıyız.
RomansaÜniversite için ailesinden uzak bir yere taşınan, bir kız, ve aynı evde yaşadığı bir adam, ilk başlar da sadece ev arkadaşlarıyken sonradan büyük bir aşka yelken açacaklarını düşünür müydünüz?..