12. Bölüm

17 4 2
                                    

Sabah erken saatlerde uyandım. Bugün günlerden pazartesi idi. Yani ilk iş günümdü ve aynı zamanda 14 Şubattı. Her zaman ki gibi yine yalnız  gireceğim için umrumda değildi. Kalkıp sıcak bir duş aldım. İlk iş günüm olduğu için çok şık olmalıydım. Üzerime bir gömlek altıma ise zarif bir etek giydim. Orta bir makyaj yapıp, saçımı hafif dalgalandırdım. Mutfağa gidip, birşeyler atıştırdım. çantamı alıp şık siyah topuklu botlarımı giydim ve evden çıktım. Taksi çağırıp Doğan Holding'i tarif ettim. Yaklaşık 20 dakika sonra taksi durmuştu, gelmiştim..
Tam karşımda Doğan Holding vardı. Holding'e girmiştim. Kimin asistanı olarak başlayacağımı bilmiyordum. Nereye gidip ne yapacağımı bilmiyordum. Yanıma bir güvenlik geldi;
-Hanımefendi nasıl yardımcı olabilirim? Diye sordu.

-Şeyy bugün ilk iş günüm olduğu için ne yapacağımı, nereye gideceğimi bilmiyorum.

-Aa siz o kızsınız, bir üst katta 3 numaralı Oda'da sizi patronunuz bekliyor. Şimdiden kolay gelsin.

-Çok teşekkürler, deyip yanından ayrıldım.

Hemen bir üst kat'a çıkmak için asansöre bindim, üç'e bastım. Asansör çıktı ve durdu, indim.
3 numaralı odayı arıyordum.
Nerde bu oda ya ay bu mu acaba ya yok bu 2 numaralı odaymış. O an karşımda bir oda vardı, kapının üstünde ise üç yazıyordu. O oda bu odaydı. Kapıya doğru ilerledim. Kapıyı tıklattım.

-Gel, dedi içerden bir ses.

Bu ses nedense tanıdık geliyordu.
Kapıyı açtım.

Tam içeri girdiğimde çantam yere düştü.
Çantamı almak için arkamı dönüp eğildim.
O sırada;

-Biraz daha dikkatli ol, dedi bir ses.
Çantamı hızlıca yerden alıp, ses'e doğru döndüm. O an şok olmuştum. Karşımda ENES koltuğunda oturuyordu.

-Senin burada ne işin var?

Gayet ciddi bir şekilde;

-İşimdeyim, çalışıyorum, dedi.

-Ama ben bur-

-Biliyorum, burada ilk iş günün ve benim asistanım olarak başlıyorsun.

Sözümü tamamlamama izin vermeden cevabını vermişti.

- O zaman ilk iş günün hayırlı olsun, dedi hiç birşey olmamış gibi.

Sustum, hiç bir cevap vermedim.

Resmen benimle alaycı bir şekilde konuşuyordu. İşimi kaybetmek istemediğim için cevap vermiyordum, yoksa çoktan haddini bildirmiştim.

-Bana bir kahve getir bakalım, demişti ve işim böylece başlamıştı. Bu emirlerine nasıl dayanacaktım, bilmiyordum ama bildiğim tek birşey vardı çok yakında istifamı yazacağımdı.

Hemen odadan çıkıp kahve almaya gittim. Kahvemi alıp odaya çıktım ve Patronum yani, Enes'e getirdim, verdim.

-Hmm aferin ilk iş gününden güzel başarı, kahve çok iyi olmuş.

Öylece susuyordum. Buna cevap verilecek birşey yoktu. Vermeye kalkarsam kötü şeyler olabilirdi, mesela kovulmak gibi hem de ilk iş gününden. Daha fazla rezillik kaldıramazdım.
Bir kaç evrak işi daha bitirip, günü bitirdim.

-İstersen birlikte gidelim, bak hem aynı eve gidiyoruz, deyip güldü.

Ben gülmüyordum, hala ona sinirliydim.

-Hayır, ben giderim taksiyle.

-Ya gel işte ne olacak ki.

Sadece ev arkadaşıyız.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin