14. Bölüm

19 3 0
                                    

İçimden geçirdiğim onca düşünceden sona hayata sonunda geri dönebilmiştim.
Enes;
-Şu anda burada olduğun için rahatsızlık duymuyorsun değil mi? Diye sordu.
-Yok Estağfurullah ne rahatsızlığı.
Enes sonunda herşeyi anlatmaya başladı;
-Bugün biliyorsun ki 14 Şubat ve ben  kız arkadaşım için sürpriz yapmak  istedim ve böyle bir masa hazırladım seni de buraya getirip tepkini ölçtüm yani sende bir kadın olduğun için.

Sustum.
Sadece sustum.
Duyduklarıma inanamıyordum, ben burada aklımdan onunla ilgili onca hayal kurarken o meğersem benim için değil de başkası için bu masayı hazırlamıştı..
-İyi misin Asya? Diye sordu.
-Bana kızmadın değil mi? Diye tekrar sordu.
"Kalbimi yaktın zalim." İç sesimde hayal kırıklığına uğramıştı ve üstelik haklıydı.
-Yok hayır niye kızmamı gerektirecek bir sebep yok zaten, Dedim oysa vardı.
-Benim gitmem lazım, Deyip kapıya yöneldim.

-Asya ner-
Ama o sözünü tamamlamadan kapıyı çarpıp çıkmıştım bile.
Dışarıda fırtınalı bir yağmur vardı.
Dışarıya çıktığım gibi duvara sırtımı dayayıp ağlamaya başladım.
Neden ağlamak zorunda hissediyordum kendimi bilmiyordum.
Duvardan kalktım. Sırılsıklam olmuştum. Telefonumla taksi çağırdım.
O sırada uzaktan bir araba sesi duyuyordum.
Yaklaştı.
Yaklaştı.
Benim tam önümde durdu. Arabadan şık kırmızı elbiseli bir kız indi.
Mesut'un kız arkadaşı bu kızdı  sanırım..
Beni gördü.
Telaş ile yanıma geldi.
-Hanımefendi, noldu iyi misiniz? sırılsıklam olmuşsunuz.
-İyiyim sağolun bende taksi bekliyordum.
-Ben bırakayım isterseniz.
-Yok gerek yok  teşekkürler.
-Tamam madem iyi akşamlar, deyip gülümsedi.
-İyi akşamlar.
Benim  ise gülümseyecek mecalim yoktu.
Ahşap eve doğru ilerledi.
Kapıyı açtı.
Bir süre sonra içeriden gülüşme sesleri gelmeye başladı.
Buna nasıl katlanacaktım, bilmiyordum.

Taksi gelmişti, binip yola koyuldum.
Eve varmıştım.
Üstümü çıkarıp duşa girdim.
Ağlayarak sıcak bir duş aldıktan sonra rahatlamıştım.
Pijamalarımı giyip yatağıma uzandım.
Telefonumdan "Vugar Huseynov- Beni neden sevmedin." Şarkısını açtıktan sonra kulaklığımı kulağıma taktım.
Şarkı dinleyerek uykuya daldım.

Sabah alarm sesiyle uyandım. Kalkıp elimi yüzümü yıkadım, üstüme  yakası dekolteli beyaz bir bluz giydim, altıma ise siyah bol paçalı bir pantolon giydim ve işim için taksiye binip yola çıktım.
Holding'e girdim.
Kararlıydım, bugün İSTİFAMI verecektim.
Holding müdürünün odasına kapıyı tıklatıp girdim.
-Günaydın çiçek hanım, diyip söze girdim.
-Günaydın Asya, noldu neden burdasın? Diye sordu.
-Çiçek hanım ben istifa etmek istiyorum.
-Noldu nereden çıktı daha 3. Haftandasın?
-Buraya ait olmadığımı farkettim.
-Tamam istifanı vermeye son derece kararlı olduğunda istifanı yaz ve odama getir ama biliyorsun ki sözleşme mecburiyeti ile 15 gün çalışmak zorundasın.
-Maalesef biliyorum çiçek hanım öyleyse iyi günler.
-İyi günler canım, deyip gülümsedi.
Bende gülümseyerek odadan çıktım.
Buradan bir an önce kurtulmak istiyordum ama evren izin vermiyordu. 15 gün daha dayanmam gerekiyordu. Enes'e, bu holding'e ve platonik aşkıma..

Sadece ev arkadaşıyız.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin