6. Bölüm

19 5 0
                                    

Bir poşet havuç alıp market arabasına attım.

-Sen ne yapıyorsun öyle? diye sordu Enes.

-Havuçları mı?

-Onlar rafın ön tarafındaydı.

-Ne olmuş yani?

-En arkadakilerden alsana. daha taze olurlar.

-Sağol. Havuçları koydum ve taze havuçların olduğu poşeti almak için arkalara uzandım.

-Bunlar mı?

-Evet! süper. Haylaz gülüşüyle bana bakıyordu ve durup dururken ona olan kızgınlığım buharlaşıp gitmişti. İçimden "Tek bir gülüşüyle beni etkilemesi  çok ilginç" demiştim.

-Organiklerden almışsın, harika bir tercih.

-Sanırım en sağlıklı olanlar onlar..  Biz konuşurken tam o anda bir ihtiyar kadın lafımızı kesti;

-Sözünüzü kestiğim için özür dilerim. Dedi ihtiyar kadın. Enes ile arkamızı döndük ve ikimize bakan ihtiyar bir kadın gördük.

-Üst raftan bana bir tane Avokado uzatabilir misiniz?  Enes bir Avokado aldı ve ihtiyar kadına uzattı.

-Buyrun.

-Çok teşekkür ederim.  İhtiyar kadın tam yanımızdan ayrılacağı sırada durdu ve Enes ile bana gülümsedi;

-Söylemeden edemeyeceğim, ne kadar da harika bir çift olmuşsunuz siz böyle! Dedi. Enes ilen ne söyleyeceğimizi ve ne yapacağımızı bilemeden öylece donakaldık.

-Oldukça çekici biri ve gerçek bir beyefendi. Çok uygun bir eş; çok şanslısın genç bayan. Diyerek sözlerine devam etti ihtiyar kadın.

Ben utanmış olsamda Enes'in biraz hoşuna gitmiş gibiydi.

-Aslında şanslı olan benim. Dedi Enes. Ona sert bir bakış attım,

-Birlikte değiliz. Diye söze başladım.

İhtiyar kadın; -Yaa, çok pardon! Ona bakışlarından öyle olduğunuzu sandım. dedi,

Pancar gibi kızarmıştım, Enes'in kendini beğenmiş yüzünün bana baktığını ona bakmadan hissedebiliyordum.

-Sadece birlikte harika görüneceğinizi düşünmüştüm. Neyse ben işime bakayım, her ikinize de iyi günler!

-Teşekkürler hanımefendi. Şey, ya biraz daha havuç almamız gerekiyor. Dedim,

İhtiyar kadın market arabamda zaten havuçların olduğunu görerek gülümsedi ama hiç birşey söylemedi. Enes ile birbirimize baktık. Şaşkın, Utanmış ve biraz da eğlenmiş gibiydik.

-Tamam.

-Tamam.

-Kendime limon ekşisi alıp geleceğim, sonra gidebiliriz.

-Bana uyar.

-Bu arada alışverişten sonra biraz yürümeye ne dersin? Bir yere uğrayıp bir arkadaşımı görmek istiyorum. Diye sordu Enes.

İçimden "Nasıl yani Enes ile daha fazla zaman geçirmek mi?!" diye geçirdim. Ama onunla vakit geçirmek biraz da olsa hoşuma gidiyordu,

-Tabii ki, bugün başka bir planım yok zaten. Diye cevap veriyorum.

-Gerçekten mi? Enes bu cevabıma şaşırmış görünüyor.

-Evet.

-Hadi gidelim. dedim. Enes benimle birlikte tüm market alışverişini ödüyordu.

-Hayır, lütfen, olmaz, benimkilerin parasını alır mısın lütfen?

-Lütfen önemli değil. Teslimat için de ödeme yapıyorum, aldıklarımız ev'e götürülürken biz de yürüyüşün tadını çıkarabileceğiz.

-Harika!

İkimiz de marketten çıktıktan sonra izmir'in modernliği karşısında derin düşüncelere dalmıştık. Bu harika İzmir sabahında Enes ile  birlikte yürürken, temiz havayı içime çekiyordum ve mutlu hissediyordum. içimden " Aramızdakiler ilginç bir şekilde değişti, yoksa Esra'nın tahmin ettiği gibi ona ısındım mı?" diye geçirdim, ama bu düşünceyi hemen aklımdan çıkardım. Bir anda yanımıza genç bir kadın yaklaştı, kadının gözleri Enes'i görür görmez onu tanıdığından dolayı parladı.

-Enes?!

-İrem! Hemen sarıldılar ve kollarını birbirlerine bir anda sarma şekilleri dikkatimi çekti, ayrıca birbirlerini yanaktan öptüler! Bir süre durup kızı süzdüm; inanılmaz güzel biriydi...

-Ee Avrupadan döndün demek? İrem elini saçlarının arasında geçiriyordu. Bu hareketi ya bilerek yapıyordu ya da etkilendiği adamın yanında olduğu için yapıyordu. İlk aklıma gelen bilerek yaptığı olsa da, aslında bence etkilendiğinden yapıyordu. Nihayet İrem benimle göz göze geldi, hiç birşey söylemedim. İrem şaşkın görünüyordu.

-Aaa! Bu Avrupalı sevgilin mi? Enes ile mutlu bir şekilde bakıştık ama ikimiz de birşey söylemedik.

-Sevgilin ingilizce biliyor mu? diye sordu İrem Enes'e.

-Tabi ki ingilizce biliyorum. Merhaba, ben Asya. Memnun oldum. Diyerek cevap verdim.

-Aaa! Pardon. İrem'in saf haline inanasım gelmedi, fısıldarcasına biraz kıkırdadım, ama İrem fark etmedi.

-Hiç sorun değil. İrem elimi sıkmak için elini uzattı, bende istemsizce elimi uzattım.

-Bende memnun oldum. İkiniz çok sevimli bir çift olmuşsunuz. dedi. "Bugün herşey neden böyle üst üste geldi? Neden herkes bizim sevgili olduğumuzu düşünüyor acaba?" diye geçiriyordum içimden. İrem'in yapmacık ses tonuna dikkat etmekten kendimi alamıyordum, biraz kıskanç gibiydi.

-Her neyse, alışverişe devam etmeliyim. Hizmetçi bugün izinli. Bir ara mutlaka birlikte takılmalıyız. 

-Tabi ki neden olmasın.

-Tekrardan Hoş geldin, Enes. İkinize de İyi günler! İrem uzaklaşmaya başlıyordu, şaşkınlıkla onu izliyordum.

-İrem İzmir'in en ünlü ve en pahalı ortamlarında takılır. Bir çok insanın peşinde koştuğu şu lüks hayatı yaşıyor. Dedi Enes.

-Bir sorun yok ya? Burnumu sokmuş gibi görünmek istemem ama Avrupa'dan bahsetmesinden sonra rahatsız olmuş gibi göründün. Diye sordum.

-Bu konuda konuşmasam daha iyi olur. Dedi Enes  ve merakım iyice çoğaldı.

Sessizce birlikte yürürken güzel ve güneşli sabahın tadını çıkarıyorduk. "Bu harika. İyi ki birlikte yürüme fikrini kabul etmişim, çok mutlu oldum. Yoksa evdeki odamda, düşüncelerle birlikte hapsolup kalıyor olacaktım. Enes;

-Neredeyse geldik. Deyip beni düşüncelerimden çıkarmıştı..

OYLAYIN LÜTFEN:))

YENİ BÖLÜM GELİCEK...

Sadece ev arkadaşıyız.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin