önyargılı kavramlar 2/4

1.4K 198 56
                                    

wattpad yarısını sildiği için eksik yayınlamışım, yeniden ve tam haliyle okuyunuzz!!

✽ ⇠ ❦ ⇢ ✽

Jeongguk fazla şaşırmış görünmemeye çalışarak boş bir şekilde kafasını salladı. Gerçek Park Jimin mi? Tabii. Kadın büyükannesiydi, tabii ki onun farklı olduğunu söyleyecekti. Muhtemelen tek torununa toz pembe gözlükleri ile bakıyordu. Jimin büyük ihtimalle büyükannesinin yanında en iyi şekilde davranıyor, gelecek güvencesi ya da başka bir şey için daha fazla para almaya çalışıyordu. Jeongguk'un kadının haklı, diğer herkesin haksız olduğuna dair ciddi şüpheleri vardı. Park Jimin yüksek olasılıkla tam olarak söylentilerdeki gibi bir kişiydi.

Fakat ne yapacaktı? Hayır diyip yazmayacak mıydı? Yoongi çoktan adına anlaşarak, onu derin bir çukura itmişti. Şu an yaptıkları toplantı sadece makalenin konusunun ne olduğunu açıklamak içindi. Hayır diyerek sırtını dönerse Park Young Hee ve Park Holding ile kurduğu iyi ilişkiyi mahvederdi ki, bu kariyeri için iyi bir hamle olmazdı. Hatta tüm GQ dergisi üzerinde kötü bir etki bırakacaktı.

Ama koskoca iki ayı Park Jimin ile geçirmek? Jeongguk kocaman bir kaya ile sert bir zeminin arasında sıkışmış gibi hissediyordu.

Young Hee saatini kontrol ederek, "Torunumu da bu toplantıya davet ettim." dedi, "her an burda olabi-" odada bir kapı tıklatılması sesi yankılandı ve asistan tıpkı Jeongguk için yaptığı gibi Park Jimin'in geldiğini haber verdi.

Jeongguk derin bir nefes aldı, sinirlerini yatıştırmaya çalıştı ve yakalayabildiği her türlü pozitifliğe tutundu. Belki de Bayan Park haklıydı, söylentiler doğru değildi. Belki de Park Jimin nazik bir gülümsemeyle içeri girip etrafında dönen her şeyin uydurma olduğuna dair bir açıklama yapardı. Hatta belki de gerçekten iyi anlaşacaklardı ve Jeongguk okuyan herkesi memnun eden harika bir makale yazabilecekti.

Olan şey bunlar değildi.

Kapı açılıp Park Jimin içeri girdiğinde, Jeongguk'un nefesi kesildi. Çok güzeldi; kül sarısı saçları yumuşak bir şekilde çıkık elmacık kemiklerine dökülüyor, dolgun pembe dudakları kusursuz, bal gibi derisine mükemmel bir şekilde uyuyordu, çenesi keskin ve güçlüydü. Karşısındakini anında parçalara ayırabilecek kadar delici bakışlara sahipti. Tepeden tırnağa siyah giyinmişti; göğsünü gösteren derin v dekolteli salaş bir ipek gömlek, deri görünümlü dar kot pantolon ve topuklu çizmeleri.

Jeongguk onun çekici olduğunu biliyordu. Yanından geçtiği sırada Jimin'i ne zaman televizyonda ya da reklam panolarında görse dönüp ikinci defa bakmaya karşı koyamazdı. Yıllar boyunca fotoğraflarını görmüştü fakat hiçbiri gerçek hayattaki Park Jimin ile kıyaslanamazdı. Hiçbir kameranın tam olarak yakalayamayacağı bir auraya sahipti. Zarafetin içinden sızan bir güç, Park Jimin kesinlikle çok etkileyiciydi.
[ç/n: jungkook bilmemiz gereken bir şey varsa şimdiden söyle aslanım??]

Jimin'in bakışları doğrudan kendisine kaydı, gözleri hafifçe kısılmıştı. Jeongguk kendini koltuğa sabitlenmiş hissetti. Bakışları yoğundu. Kendisi de samimiyet abidesi sayılmazdı ama Jimin'in bakışları onu tedirgin ediyordu.

"Büyükanne," Jimin dönerek yaşlı kadını kibar bir şekilde selamladı.

"Merhaba tatlım," Jeongguk neredeyse burnunu kıvıracaktı, Park Jiminle ilgili hiçbir şey tatlı değildi. Genç aktör bunu fark etmiş olcak ki, anka kuşuna benzer gözlerini Jeongguk'un üstüne kilitledi ve kaşlarını çattı. Jeongguk yüzüne hemen sahte bir gülümseme kondurdu fakat bu sadece Jimin'in kaşlarını daha çok çatmasına sebep olmuştu.

"Gel, otur canım." Young Hee ortamdaki değişimi fark etmeyerek konuştu. Jimin kanepeye, büyükannesinin yanına, oturarak itaat etti. Uzun bacaklarını çarprazlamış, bir elini hafifçe yana bırakmışken diğer eli dizinde duruyordu. Jeongguk'un bakışları; teninde hafifçe parlayan, küpeleri ve boynundaki narin zincirle uyum halinde, bir dizi gümüş yüzükle kaplı zarif parmaklara kaydı.

the inside story [çeviri] | kookminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin