"Hiç bu kadar konuşmak istememiştim."
...
Eve, daha doğrusu saraya vardığımızda böyle bir şey beklemiyordum. Acaba kaç odası vardı bunun?
Elektrik parası kaç geliyordu, israf haramdır haram!Salak mısın Lara ,yoksa salak rolü mü yapıyorsun? İnsanları görmüyor musun, zenginler zengin! Kendine gel.
Tabi ki böyle muhteşem bir evleri, arabaları olacak. Düşünsene taş gibi kuzenlerin oluyormuş. Kızlar onlara sarkıntılık yaptığı zaman mükemmel bir şekilde kuzenlerini savunacaksın ve herkes seninle gurur duyacak. Ne güzel olurdu ama? Neyse konu nerelere geldi.Sus sen, Tayyibe. Hâlâ seninle küsüm ben. Çok konuşma, niye o son en sevdiğim çikolatayı almama izin vermeyip, başka çikolatayı aldırdın ki?
Hayır bide o zaman dalgın halime denk gelmiştin. Yoksa dediğini yapmazdım ben.Benim suçum yok. Sende dediğimi yapmasaydın. Hem, o çikolata çok güzel bir kere, yemiyorsun ki anlayasın.
Neyse küsersen küs banane! Kaçtım ben.Hep kaçarsın zaten, neysee.
Arabadan indiğimizde buranın daha büyük olduğunun farkına vardım. Eve doğru yürüdük ve içeriye girmek için biyolojik babam bana bakıp gülümseyerek, kapıyı çaldı. Kapıyı, 50'li yaşlarda, çekik gözlü, başı örtülü, çok tatlı bir kadın açtı. Önünde önlüğü vardı. Bu evin çalışanıydı herhalde."Ay! Aynı size benziyor. Neyse ben sizi bekletmeyeyim. İçeriye buyrun, ayvaz bey. Aynur hanım ve Lara hanım."
"Hanıma gerek yok teyzeciğim."
Tebessüm etti ve içeriye girdik. Salona geçtiğimizde, salon mükemmel ötesiydi.
Koltukta 2 tane erkek oturuyordu. Biri 15 yaşlarında, kahverengi kıvırcık saçları, bal rengi gözleriyle mükemmeldi. Diğeri ise 19 yaşlarında, kumral dalgalı saçlı, ela gözleriyle yakışıklılığını ortaya koyuyordu. Aynur hanım seslenince bize döndüler."Çocuklar, bu öz kardeşiniz, Lara. Ben kaynaşmanız için sohbet etmeniz gerektiğini düşünüyorum. Lara'yı tanıyalım, hem lara'da bizi tanımış olur. Değil mi?"
19 yaşındaki benden büyük olan çocuk konuştu.
"Anne, onu evine alman onun bizim kardeşimiz olarak gördüğümüz anlamına gelmiyor. Siz istediğiniz kadar kızınız olduğunu düşünseniz de ben onu kardeşim olarak görmüyorum. Şimdi odama çıkıyorum. Sakın kardeşimin aklını bulandırmayın."
Aynen kanka bizde sana çok bayılıyorduk.
Pardon abiciğim.
Ayvaz bey'in konuşmasıyla oraya doğru döndüm.
"Sen ne kadar istemesen de o senin kardeşin! Şimdi derhal odana git!"
Demesiyle sinirle yukarıya çıktı. Diğeri de onunla beraber gitti.
"Olanlar için özür dilerim, ben burada olmasaydım böyle bir şey olmayacaktı."
"Hayır, hayır! Senin suçun değil, gerçekten. Sadece biraz agresif bir gününe denk geldin, o kadar. Sana odanı gösterelim, yorulmuşsundur."
Bir şey demeden onları takip ettim. Hayır anlamadığım şey, neden beni kardeşi olarak görmüyordu? Tamam yani daha yeni tanıştık falan ama en azından ağır konuşmasaydı.
Neyse eğer o beni kardeşi olarak görmüyorsa, benden de onu abim olarak görmem. Sadece bana bulaşmasın yeter. Bir kapının önünde durduğumuz da buranın kalacağım odanın olduğunu anladım. Biyolojik annem ve biyolojik babam,

ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝙻𝙰𝚁𝙰
Actionbebeklerin karışması ve sonradan başına gelenleri Lara kaldırabilecek miydi? Yetmiyormuş gibi bir de başına belalar açmış olan Lara, bakalım nasıl sıyrılacak?