499

763 80 49
                                    

"Lalisa bizimle yemek yemek ister misin ?"

Jisoo bana hitaben konuştuğunda "olur" dedim gülümseyerek ve yanlarına oturdum. Okulda ben düzgün makyajımla ileydim. Ağzına asla içki bile sürmeyen, tek odağı erkekler değil ders olan, iyi kalpli arkadaşcanlısı, zengin ve populer bir kız. Ama aslında olan bir maskeydi. Maskenin arkasında ise boşluk vardı. Kaybolmuş birinin kendini bulma çabaları. Kırık ve kıran bir kalbin zayıf atışları, aptal bir ruhun dünyaya tutulma çabaları.

Kaybolmuştum. Bir gökküşağının içinde. Renk cümbüşünde bile kendimi bulamıyordum. Kendimi seçemiyordum. Neredeydim ? Nereye aittim ? Kırmızı mavi yeşil ? Ya aslında gökküşağında bile olmayan bir hiçlikten ibaretsem ? Tıpkı uzay boşluğunda ki karanlık gibi...

Onların yanına gittiğimde en son görmek isteyeceğim kişi duruyordu. Kim Taehyung, masada yanında arkadaşları ile öldüren gülümseyişi ileydi.

Beni gördüğünde ise nefesim kesildi, gülümseyişi kayboldu.

Ne halttık biz ?

Onsuz daha iyi olabilecek miydim ? Hayır, ben ona dönüp duruyordum.

Bana bakan gözleri bir kızın yanına gelip ona soru sorması ile son bulmuştu.

Bende yerime geçip oturmuştum. Çoğu kişiyi tanıyordum masadaki. Nasıl yemek yiyecektim ? Tanrım...

"Lalisa sen de hamburger ister misin ?"

"Olur " desim Jimin'e. O gidip siparişleri verince masada ki kalanlar sohbete geri dönmüştü. Ben ise konuşamıyordum. Bunu fark etmiş olan Jisoo bana döndü ve gülümsedi "biliyor musun Lisa ?" dedi "Seokjin bileğine bir dövme yaptırmış harika duruyor" dedi parlayan ve hayran olan gözleri ile. Ellerini çenesinin altında birleştirip Seokjin'e baktı "aynısı isterdim" dedi ona.

Seokjin gülümsedi "sana yakıştırarmadım Kim Jisoo, belki de kelebek sana daha iyi giderdi"

Jisoo sinirle önüne döndü, diğerleri güldü, ben değil. Seokjin bileğine oldukça sert bir dövme yaptırmıştı. Ama Jisoo'da da güzel dururdu diye düşündüm, dile getirmedim.

Hoseok " ben de istiyorum ancak ailem izin vermiyor" diyince Jennie de ona katıldı.

Yoongi o ikisine küçümseyerek bakarken bunu ironi olarak yaptığını fark etmiştim.

Sonra bir şey oldu. Kim Taehyung bana döndü. Ve gülümsedi. Ben daha ne olduğunu kavrayamamıştım. Nasıl ? Nasıl bu kadar mükemmeldi ?

Aşık mı oluyorsun Lisa ? Daha da kötü..ona o kadar bağlanmamalıydım.

"Lisa'nın da kalçasında bir dövme olduğunu biliyor muydunuz ?" kelimeler ağzından yavaşça ve acımasızca döküldü. Herkes şaşkınca bize, hayır bana bakarken ne diyeceğimi bilemedim. Herkes onun kalçam gibi asla kimsenin görmediği bir yerde dövmem olduğunu nasıl bildiğini merak edip aynı zamanda iyi kız imajımı akıllarından hemen hemen yok edeceklerini biliyordum.

Gergince dudaklarımı ısırdım.

Ödümü koparıyorsun Kim Taehyung. Beni korkutuyorsun. Beni mutsuz ediyorsun. İstemediğim şeyler yapıyorsun. Öyleyse neden hâlâ seni seviyorum ?

"Gerçekten mi ?" dedi ne ara geldiğini bilmediğim Jimin.

Gözlerinde ki şeye anlam verememiştim. Yavaşça başımı salladım. Açıklama yapmayacaktım. Açıklama yapmak istemiyordum ve zorunda da değildim. Ama bok gibi hissediyordum. İnsanların benim diğer tarafımı bilsin istemiyordum.

Tek kelime etmedim ve telefonum çalıyormuş numarası yaparken asla yalan söylediğim için pişmanlık duymadım. Oradan annem beni eve çağırıyor diye çıkarken aslında hiç birinin annemin yıllar önce öldüğünü bilmediklerini biliyordum.

Ve Kim Taehyung'un bunu bilen tek kişi olduğunu da.

Aşırı gaza gelip bi günde iki bölüm salmak tam benlik hareket

505 •TaeliceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin