3. Bölüm

721 85 35
                                    

Felç geçirmeli bir bölüm daha yazdım size^^

Saat gece 02:57 ve ben şuan bu bölümü yazıyorum.

Btw- düz yazı halindedir !

Btw2- düz yazıda berbat olduğumu biliyorum<3

Btw2- düz yazıda berbat olduğumu biliyorum<3

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Hızlıca oturduğum yerden doğruldum ve çalan kapıya doğru yürüdüm.
Şimdi ise kapının önünde dikiliyordum.
Açacaktım.
Fakat bende şuan öyle bir göt yoktu.
Açmak zorundaydım.
Ne zaman birşeyi istemesem, zorunda kalıyordum zaten.
Tam karşı çıkacak cesareti bulmuşken
Hayat her seferinde orta parmak sallıyordu bana...

Orta parmak sallayan hayatı boşverin bu sıkıntılı çocuğu 3-4 dakikadır kapıda bekletiyordum...

Kapıyı açmak için elimi kapı koluna götürdüm, derin bir nefes alacaktım ki-
Aklıma şu hep televizyonda olan evlilik programları geldi..
Sahi şuan öyle bir ortamda gibiydim.
Kapıyı açacakken gülmeye başladım. Kapının önünde psikopat gibi gülüyordum ki gülerken kendimi ileriye atmamla birlikte kapının kolunda olan elime baskı yaptım.
Tabikii olması gereken gibi lanet olası fizik kuralları sağ olsun kapı açılmıştı.
"Neden içerden gülme sesleri geliyor aminakoyayim" bakışı vardı karşımda duran insanda.
Ben ise gözüne flaş tutulmuş tavşan gibi ne boklar yediğimi düşünüyordum.
Kendimi düzeltmem gerektiğini fark edip diklendim.
Karşımda duran "sıkıntılı" insanı incelemeye başladım.
Siyah uzun saçları, bal rengi gözleri ve sivri köpek dişleriyle o da beni inceliyor gibiydi.

TANRIM ÇOK REZİL DURUMDAYDIM !

kendine gel fuyu...sakin ol. Rezil olmadın...herkesin başına gelebilir-

Hayır, açıkçası bu saçma kapı olayı aklı olan hiçbir insanın başına gelmezdi.
Eh, aklımın olmadığı dünden belli zaten.

Uzun uzun düşünmeyi bırakıp gözlerimi aşağı doğru indirdim.
Ve kedi çantasının içindeki pekeyi gördüm.
Beni çok özlemiş olmalıydı.
Bende böyle sıkıntılı bir adamın yanında dursaydım özlemediğim şey kalmazdı.

Baji normal bir ses tonuyla sonunda ilk konuşmayı başlatan kişi olmuştu.
Tanrım cidden bunun için gidip dua edeceğim.

"Daha fazla kapıyı incelemek istemiyorum."
Haklıydı artık içeri davet etmem gerekirdi.
"Oi, unutmuşum içeri gel "

Dalga geçer bir ses tonuyla
"Şükürler olsun"
Dedi.

Evet 1 hafta içinde canım kedim sayesinde bir adamı evime almıştım.
Teşekkürler peke. 😊🖕

Küçük adımlarla onu salona kadar götürdüm ve pekeyi alarak onu çantadan çıkardım.
Baji ise koltukta oturmuş bana bakıyordu.
Peke çok acıkmış olmalıydı ki koşarak mama kaplarının olduğu yere gitti, hararetle yemeğini yemeye başladı.

Çömeldiğim yerden kalktım ve baji'ye doğru döndüm.
"Birşey ister misin ? "
Cevabını tahmin edebiliyordum.
"Gerek yok, ama kedini sana getirdiğim için teşekkür etsen iyi olur"
Sırıtıyordu.

"Üzgünüm, kedimi çalıp aç kalmasını sağlayarak seni evime attım"
Dalga geçer bir ifadeyle dudak büzmüş bir şekilde ona bakıyordum.
O ise köpek dişlerini gösterek, bal rengi gözlerini hafif kısarak söylediğim şeye sırıtıyordu.

Tanrım, peke ciddende işini biliyordu...

(...)

__________

eveet bir bölümün daha sonuna geldiiiik !
Saat şuan 03:20 ve bu saate hala fic yazıyorum ben.
Ama o güzel yorumları gördükçe yazmadan duramıyorum <3

Açıkçası konuları bağlamakta zorluk çektim. Özellikle şu ev olayında ne konuşacaklarını bilemedim.
Resmen onle yerine ben utandım diyebilirim...
Umarım bu bölümü de severek okumuşsunuzdur.
O muhteşem yorumları atmayı unutmayın !


İnstegram-
Fallxnkeimi

 Forever  -   Bajifuyu &lt;3Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin