21.I

998 41 11
                                    

"bolom Bon sono çok sovoyorom"
Diye kızgınca parsı taklit edip çıkardığı ceketini sertçe yere atan ulaşa çatık kaşarla baktım.

"bonde seno sevoyorom paaaars" diye devam ettiğinde göz devirdim.
Tabiki seni seviyorum dicektim sonuçta plan buydu, ama neyse konuşup ona çenemi yoramam, tam ulaşın evinde bana verdiği odaya çıkmak için hareketlenmiştim ki ulaş koluma yapışıp beni kendine çekti.

"pars senin benim evimde kaldığını öğrenince ne düşünür acaba, yani benim sevgilim olsan kıskanırdım bir erkekle aynı evde kalmandan" dediğinde istemsizce gözlerim dolarken, düştüğüm çaresiz durumu düşünmeye başladığımda ulaş acımasızca konuşmasına devam etti.

"ben.. Bak ben sana evimi açtım, minnet duymalısın, bir iki güne beni satıp ona gidemezsin! Onu bu eve de getiremezsin çünkü burası sana ait değil sadece ben-" derken daha fazla dayanamayıp yere çökerek ağlamaya başladığımda ulaşta sonunda susmuş oldu.

Tamam haklıydı onun eviydi ne diyebilirim, ama bende isteyerek gelmemiştim o buraya getirmişti. Daha bir gün bile geçmeden demekki bana verdiği şeyin lafını edecekti. En büyük hata ama bende o evde yaşanan olay gününde onu aramamalıydım, onla ben neyiz ki?

Ulaşın da yere çöktüğünü gördüğümde ıslanmış gözlerimi görmesin diye kafamı kollarımın arasına gömdüm.
"keşke o gün seni aramasaydım, hata bende... Kusura bakma, hemen şimdi eşyalarımı toplar giderim b.. Ben, üstümde... Kileri de yı.. Yıkar getiriri-" derken ulaşın beni kollarının arasına almasıyla susmak zorunda kaldım.

Beni öyle sıkıca sarmıştı ki sanki bir anda kaçar gidersem diye nefes bile almamı istemez gibiydi.
" ben kızarım, söylenirim... Ama sen o yere dönemezsin ufaklık "dediğinde kollarından ayrılıp dip dibe gelmiş yüzüne baktığımda istemsizce kızarırken onunda ıslanmış dudaklarıma baktığını fark edince kafamı başka tarafa çevirerek" merak etme ben başımın çaresine bakarım... En olmadı burada bişey bulamazsam geldiğim yere dönerim "diyip yerden kalkarken kitlenmiş bir şekilde kalan ulaşa ağlasamda gülümseyerek baktım.

" görüşürüz "diyip tam ilerliyordum ki ulaş tekrar koluma yapışınca bıkkınlıkla nefes verdim.
" bir gündür burdasın ama alıştım sana ufaklık... Kal burda, bana bakma sen, benim kızgınlığım küçük oyunumuz adına "dediğinde tuttuğu bileğimi çekip" sen onu kendime aşık etmemi istedin oldu işte, ben senin için yaptım" dediğimde anlayamadığım gözünde pırıltılar oluşurken doğrulamak ister gibi "benim için" derken kafa salladığımda gülümseyip " hadi git yat, bir dahada başka yere gitmekten bahsetme... BEN gidiyorum" diyip o çıkacakken "dur" dedim.

Koskoca evde ben tek kalmaktan korkardım ki.
"ben tek kalmaktan korkarım..ee en azından bugünlükte sen şu koltuğa yatsan bende diğerine" dediğimde sırıtıp "yatak odasında yata-" derken sözünü kesip koltuğu işaret ettiğimde kafa sallayıp aldığı ceketini koltuğa bırakıp kendide oraya oturdu.

"git yukarıdan yastık, yorgan falan getir" dediği gibi herşeyi unutmuşcasına sevinçle merdivenlerden yukarı çıktım.

🔹🔹🔹🔹🔹🔹🔹🔹

"ulaş kalk artık... ULAA-" derken bir anda dürttüğüm kolumdan kendine çeken ulaşla sözüm yarıda kesilmişti.
Dipdibe uykulu gözlerle suratıma bakan ulaşan kolumu ayırmaya çalıştığımda bırakmayınca "bıraksana sap.. Sapık" demeden edemedim.

Ulaş uykulu haliyle o kadar tatlı sırıtmıştı ki bir anlık yanağından öpme isteği aklımdan geçerken hızla kaşlarımı çattığımda ulaş " benim kadar yakışıklı sapığı bulsan kaçmak değil öpmek isterdin ufaklık" dediğinde istemsizce sırıttım.
"bak seninde hoşuna gitti... Planı bırakıp senle ben mi çıksak iyi ikili oluruz ha?" derkenki alaycı yüzüne boştaki elimle bir hafif tokat atıp "sabah sabah ayrı bir çekilmezsin... Kalkta kahvaltı yap okula gidicez daha" diyip hırsla çektiğim kolumu bu sefer ondan kurtarmayı başarmıştım.

SERSERİ (ulba) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin