17.Y

1.1K 64 16
                                    

(multi :balım)

(+25 vote)

'hadi balım, heyecan yapma sen zaten kazanırsın' diye içten içe kendimi gaza getirsemde etrafımda bana alayla bakıp gülen insanları umursamadan edemiyordum.

Titreyen ellerimi biraz daha ilerlediğimde biri tutarken kalbim daha hızlı atmaya başladı.
"benim formam" Yalçın.
Kafamı sese doğru çevirdiğimde yalçının yüzüne çarpan Güneş'e gözlerimi kısıp sırıtarak " bugünlük benim formam" dediğimde dilini şaklatmıştı, yüzüne bakarken gözüm kamaşsada bu halime şaşırdığı çok belliydi.

"ç.. Çok yakışmış" of ne diye iltifat ediyorsun ki şimdi? İyice artan kalp ritmime hakim olamazken konuyu değiştirmek amaçlı biraz daha ona yaklaşıp elimi çekerek " merak etme yokluğunu aratmam, bakma bana gülmelerine" diyip kafamı yere istemsizce eğerken Yalçın konuşmaya başladı " ben sana güveniyorum asıl sen sana gülenleri takma.. Benim tek şaşkınlığım top oynayabilecek olman ve benim oynayamam, kıskanıyorum senle onların oynıcak olmasını" dediğinde eğilen başımı kaldırdım, o kendince küçük bir kelime bile dese bana yetmişti.
Kalbimdeki hız yavaşladı, şimdi işime bakabilirdim.
Sırıtarak yalçının omzuna vurup" merak etme sonra senlede kapışırız " diyip göz kırparak bana bakan gözlerin yanına, sahaya gittim.

Sahadaki ulaşın takım alayla gülerek içlerinden tanımadığım kısa boylu bir erkek" kaptan yarımız dışarda mı kalsak, biz kızı rezil etmeye karşıyız " dediğinde takım gülerken diğer yandan başka bir takım arkadaşı" merak etme balımcım sen bizden sayılırsın, okulumuzun kızısın sonuçta üç beş tane atar seni ezmeden çıkarız" demişti.

Doruk alay eden ikilinin ensesine geçirirken bana bakıp süzerek " balım bol şans diliyorum sana, şansa ihtiyacın olucak" derken gözüm ulaşa kaydığında sadece izliyordu, serserinin tekinden ne bekliyorsam, beni savunmasını falan mı?

"abi rezil olucaz, hoca ne diye bunu verdi bize"

"bir bilsem yedekteki Mehmeti falan soksak daha iyi olurdu"

"acar kendine gel abi, balımı eleştirecepinize iki kat daha iyi oynayın o zaman" diyen emre ve arkamdan söylenen sağolsun diğer takım arkadaşlarıma baya sinirlenmiştim.

Üzerime bol gelen formamı yukarı çekip etraftakilerin bakmasını umursamadan belime bağlarken bol olan şortumu düşmesin diye bir kat daha katlayıp sahanın solunda kalan toplara gidip ayağımla bir tanesini alarak havaya kaldırıp sektirmeye başladım.

Ayağımda bilmem kaçıncı sektirmemle sahanın ortasına gelirken yandan gelen hakaret sesleri birbir geri şaşkınlığa dönüşmüştü. yüzüme bir sırıtış ekleyip en uçtaki rakip kaleye havaya kaldırdığım topu fırlattım.

"üff doksana vurdu" diye doruk seslice söylerken hiç birinin yüzüne bakmadan direk hakeme dönerek " ben ısındım, diğer arkadaşlarda hazırsa başlayalımmı hocam?" dediğim sıra alkış sesleri yükselirken hakem bana şaşkın şaşkın bakıp hızlıca kafa salladı.

İki taraf karşı karşıya geldiğinde maç başlamıştı.
Yaklaşık bir yirmi dakika ayağıma sıfır top geçti desem yeridir, o kadar gösteri yapsamda şerefsizler planlamış gibi bana top atmıyorlardı, atılan biri doruk biride Ahmet diye çocuktan olan gollerde cabası.

İkinci golden sonra kaleci boşta olmama rağmen etrafı sarılı acar'a atmıştı topu.
"pas ver... Bak başka şansın yok" mal işte benden başka atacağı şuan kişi yok hala mal mal bakınıyor.
Acar daha bakınırken ayağından top gittiğinde öfkeyle yanından geçerek " at demiştim" dediğimde arkamdan duyduğum acarın sesiyle öfkem arttı.
"sana atacağına rakibe veririm" dedi.

SERSERİ (ulba) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin