Olurdu. En çok acıdan tebessüm oluşurdu. Kadın anlatamamıştı adama, adam da zaten anlamamıştı kadını.
Hep bir telaş vardı içlerinde. Çok hızlıydılar. Mutluluklarını uzun yaşamak yerine kısa keserlerdi. Zamama bırakmak yerine zamanla beraber giderlerdi.
Ne kadın anladı adamın telaşını, ne de adam anlattı kadına telaşını.
Hep hata yaptılar. Sonlarının bir kağıt parçasının içinde kalması onların hatası oldu. Ama kimse bu hatayı düzeltemedi.
Tarih değil onları tozlu sayfalara yazmak, yazmak için eline kalemi aldığı an elleri kırılmıştır.
Nihal baktı kağıda, adamın özenle yazığı el yazısına. Çok acıdı ama çok sustu. Acıları onu susturdu.
Ellerini gezdirdi kağıtta. Gözyaşlarının kağıtla buluşacağını anlayınca eliyle usul usul sildi yaşları. Kıyamadı yazdığı kağıdın daha da harap olmasına.
Sahi bu kadar cesaret gelmişken kalkıp gitmek delilik miydi? Eğer öyleyse kadın delirmiş olmalıydı.
Okuyamazdı. Kendi içindeki soruların cevabını belki bu kağıtlarda bulacaktı ama o korkuyordu. Evet birden fazla kağıt vardı ve bu durum kadının işini zorlaştırıyordu.
Bilir miydi kadın, sevdiğinin ona bir mektup uzakta olduğunu? Kim anlatacaktı ona? Kimse. Kendi korkaklığının bedelini ödeyecekti.
O mektupların açıldığı gün, tarihin elleri iyileşecekti.
'Sen benim yandığım cennetimsin, Nihal.'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Acının acı tebessümü
ChickLit[Kısa hikaye •Tamamlandı•] Mürekkebi akmış yazılar, sadece birkaçı okunur ancak. El yazısıyla atılmış başlığa takıldı kızın gözleri. 'Acının tatlı tebessümü olmaz Nihal.' •Wattpad'te Acının acı tebessümü adlı ilk kitaptır.•